Bir bakıma Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e ikinci açık mektup niteliği taşıyan, "Ak Parti'ye haciz yolda" başlıklı yazım içeriği itibariyle arı kovanına çomak sokmuşçasına etki yaptı diyebilirim. Çok kişi aradı, vatandaş dertli ve derdinin dile getirilmiş olmasından dolayı da heyecanlıydı.
Yazım, birçok sebepten ötürü en çok Ak Parti muhitinde yankılandı. Çünkü, iktidar ve kendi sebep olduğu sorunun çözümü için vatandaş şikayetini yine Ak Parti'ye yapıyor.
Uygulamanın yanlışlığı bir tarafa; yanlışı uygularken bile yanlışların yapıldığı ve bu konuları konuşacak bir muhatabın olmaması ise ayrı bir garabet olarak ortada duruyor.
Bu, kronikleşen sorunların en temel sebebi ise adına, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" dediğimiz ve daha önce eşine pek rastlanmayan yeni yönetim şeklimiz olduğu genelgeçer bir kabul.
Oysa sistem değişikliğinden murat edilen bu değildi.
Hatırlayın lütfen, Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mevcudu savunmak kolay, değişimi savunmak zordu. Hamdolsun, zoru başardık..." diyerek, Türkiye'de yönetim sisteminin ilk defa sivil siyaset eliyle değiştirildiğine dikkat çekmiş ve sonraki günlerin öncekilerden daha güzel olacağını söylemişti.
Değişimin sivil siyaset eliyle olması elbette ki; övünülecek bir şey; fakat niyet iyi bile olsa el yordamıyla yapılan değişiklik günün sonunda hesapta olmayan sorunların hortlamasına neden oluyor. Nitekim, yeni sistemle birlikte hesapsızca oluşan sorunlar, muhatapsız ortada dururken, bir muhatap bulunabilenler ise yine el yordamıyla çözmeye çalışılıyor.
Tamam, zaman zaman kesintiye uğrasa ve ağır aksak işliyor olsa bile Meşrutiyet'in ilanıyla başlayıp 1876 yılında ilk parlamento tecrübesiyle devam eden yıllara sari demokrasi tecrübesinden çıka çıka bu ucube sistem çıkmamalıydı diye düşünüyorum.
Kaldı ki; Anayasa konusunda en yetkin isimlerden birisi olan ve Uludağ Üniversitesi'nde ders verdiği için bir yönüyle Bursalı da sayılan Kemal Gözler hoca, henüz daha yolun başındayken adeta beyin tokatlayan cümlelerle yanlışa işaret etmişti.
Kemal hoca,"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi' veya 'Cumhurbaşkanlığı sistemi' diye bir sistem, anayasa hukuku literatüründe şimdiye kadar işitilmiş bir sistem değildir..." demiş ve "Yanlış bir Anayasa değişikliğiyle karşı karşıyayız. Bu değişiklik kabul edilirse bu ülke zarar görecek..." sözleriyle en üst perdeden uyarmıştı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne, "Neverland" diyerek ironik bir yaklaşımda bulunan ve eleştirilerini "Elveda Anayasa" kitabında toplayan Kemal hocanın uyarılarında ne kadar haklı olduğunu, basit bir vergi borcu tahsilatında yapılan ölümcül yanlışlarla bile bizzat yaşayarak öğrenmiş olduk.
SON SÖZ:"
Kemal hoca, "Elveda Anayasa" dese de Ak Parti'nin, iktidarı boyunca değişmez gündemlerinden birisi olan "Yeni Anayasa" baş köşedeki yerini bütün tazeliğiyle koruyorken; bu sefer ıskalamasak ve ülkece "Elveda Neverland Hükümet Sistemi" coşkusuyla Gözler hocaya "Hoş geldin Anayasa" dedirtecek bir iradeyi ortaya koysak diyorum. Hem bu konuda muhalefet de hiç olmadığı kadar istekliyken üstesinden gelmemek için hiçbir neden göremiyorum...