1. Lig değil aacayipsin sanki

1.Lig değil,Tarkan'ın müzik albümü sanki; Aacayipsin. Akhisar Hatay'da lidere 3 atıyor, dönüyor evinde Karagümrük'ten 2 yiyip 3 puanı teslim ediyor.
Balıkesir içerde İstanbulspor'dan 5 yiyor, gidiyor Giresun'a 3 atıyor. O Giresun'un da, Bursa'da bize 3'lüğü var.
Bu nasıl bir ligdir, kim güçlü kim güçsüzdür, sezonun sonu yaklaşıyor hâlâ belli değil. Her şey günlük her şey anlık. Onun için Erzurum'da olan oldu fakat önümüzdeki haftalarda ne olacağı da hiç belli değil. Son maça kadar devam.
Yılmaz Vural, Akhisar'da 15 milyon zeytin ağacı olduğunu biliyor ama takımının sahada ne yapacağını bilemiyor. Onun için son maça kadar devam.
Devamsızları da unutmamak lazım.
Sonradan öğrendiğimize göre, katmerli ceza peşinde koşar gibi soyunma odası koridorlarında olayları devam ettirip çok daha vahim boyutlara ulaştırma çabalarını da görmemezlikten gelemeyiz.
Bu Aacayipsin'den de öte bir şey.

BU SÖRLOTH BAMBAŞKA BİR SÖRLOTH

Trabzonspor'da gol makinesi haline gelen Sörloth'un, 1993-94 sezonunda Bursaspor'da oynayan Goran Sörloth'un oğlu olduğunu artık herkes biliyor ama bu Sörloth gerçekten bambaşka bir Sörloth.

Süper Lig'de her şutu, her koşusu devamlı olarak gol kokmaya başladı.
Babası Goran Bursaspor'da oynadığı 1 sezon içinde, 12 gol atan Pingel'in gölgesinde kaldığından 4 golle pek öne çıkma fırsatı bulamamıştı. Oğlu ise Trabzonspor'da daha şimdiden 19 golle herkesi solladı.
Bu arada 1993 Temmuz'unu da hatırlamakta yarar var.

Başkan Murat Gülez, o dönemde yönetici olan Levent Kızıl, Sedat Kaya, merhum Nur Öğünç ile birlikte Danimarka'ya gitmiş ve Teknik Direktör Piontek'in tavsiye ettiği Pingel ve Sörloth'la görüşüp anlaşmıştı.
O günkü gazete başlıklarımız da "Fenerbahçe peşinde koştu Bursaspor işi bitirdi" şeklindeydi ancak 1 yıl sonra Fenerbahçe Pingel'i iyi bir para verip bu defa bizden satın almıştı.
Goran Sörloth ise, 1994'te Viking kulübüne gitti. Bakalım gelecekte oğlunu hangi büyük kulüpte göreceğiz.