Aziz Yıldırım'a kızıyoruz ama 10 senede bir de olsa, araya doğru bir iş sıkıştırdığı da oluyor.
Mesela, yayın ihalesi ile ilgili ortaya attığı gerçekler.
O söylemese, kimse bilmeyecek. Kulüpler zaten bu konuda arazi. Ağzını açan, "Olmaz böyle şey" diyen yok.
Herkes "Mık" ve "Hazırol"da.
Başakşehir maçı ve teknik adam olayı nedeni ile bu konu bugüne kaldı.
Biliyorsunuz, yayın ihalesi 500 milyon dolara çıktı diye neredeyse göbek atılacaktı. "Türk Futbolu'nu kurtaracak, kulüplerde büyük gelir artışı olacak" tantanası sarmıştı etrafı.
Ancak bunun bir göz boyama olduğunu Aziz Yıldırım ile öğrendik.
Doğruya doğru.
Yıldırım, 500 milyon dolarlık yayın ihalesindeki fiyaskoyu çıkardı ortaya ve "İmzalamıyorum" dedi.
Açıklamasına göre, 500 milyon Dolar'lık ihalenin 250 milyon doları dolar olarak işleyecek, Diğer 250 milyon doları ise TL'ye çevrilecek. 1 Haziran 2017 itibarı ile kurun da 3.2 olarak sabitlenmesi isteniyor.
İşte burada Aziz Yıldırım sesini biraz daha yükseltiyor:
"Bu tarihte dolar 4 TL olursa ne olacak? 3.2 ile 4 arasında çok para var. Geriye kalan parayı cebe indiriyorlar. Ben de imzalamadım hiçbir şeyi. Şartları uygun hale getirip ihaleyi tekrar yapsınlar"
Sonuçta kuru sabitleme olayı ile ihale 500 milyon doların altına düşmüş oluyor. Yani kulüplere ahım şahım bir gelir artışı olmuyor.
Yayıncı kuruluş ve TV kanalına bakarsan ortalık paraya boğulacak.
Onun için Aziz bey, bu defa haklı.