Acaba geç mi kalıyoruz?

Geçen sezon Hamza Hamzaoğlu'nu, Mutlu Topçu'yu topa tutmuştuk.
25.haftada Bursaspor 32 puanla 11.sıradaydı.
Bu sezon 25.haftada ise Bursaspor 30 puanla 12.sırada. "Le Guen, Le Guen" dedik, dünyanın transferi ile hâlâ onların puanını yakalayamadı. Geçen haftaki 2-1'den sonra futbolcularına diyor ki;"Bu şekilde savunma yapamazsınız"
El insaf, Lig bitiyor hâlâ ne yapıp ne yapamayacağımızı tartışıyoruz.
O zaman sormazlar mı adama;"Sen ne iş yapıyorsun? Demek takım üzerindeki etkin tamamen zayıfladı"
Bu zaten gün gibi ortada. Osmanlı maçının oynanacağı günkü yazımda," 1-0 bugün için ölçü olmaz. Kayseri önündeki futbol, bugün için ve puan için yeterli olmayacaktır" diye görüş belirtmiştim.
Çünkü, Bursaspor da, Le Guen de bir türlü güven vermiyor.
Akhisar'ın, Alanya'nın yakaladığı yükselişi bu yüzden Bursaspor'un da yakalaması zor görünüyor. Oyun planı diye bir şey kalmadı. Hırs yok, mücadele yok, kulübe yok. Bunların son 9 haftada var olabilmesi de mucizelere bağlı.
Onun için şimdiden dua edelim.
Sivasspor da, aynen Kayserispor gibi gevşesin ve üstümüze gelmesin. Samet Aybaba da aynen Sumudica gibi,"Futbolcularım 38 puanla bu ligin bittiğini zannettiler" desin.
İşin bir başka boyutu daha var. Boştaki teknik adamlar da bir bir azalıyor. Sergen eli değdikten sonra Galatasaray'a İstanbul'da kök söktüren Konyaspor'u görünce, "Acaba geç mi kalıyoruz" dememek elde mi?

SAHADA DEĞİL MİKROFONDA
Bursaspor maçları öncesi yayıncı kuruluşa konuşan daha doğrusu konuşturulan hep Furkan Soyalp.
İçerden ona öyle talimat veriliyor ki, o da devamlı röportaja çıkmak zorunda kalıyor.
Ben de merak ediyorum.
Bu çocuk sahada oynamak için mi kulübede, yoksa mikrofona çıkmak için mi.
Önemli meziyetlere sahip Furkan'ı da bu gidişle kazanamayacağız galiba.