1.Lig'e daha dün başlamıştık, ilk yarının sonlarına yaklaştık bile.
Görünen o ki, Bursaspor ceza puanını değil ama Balıkesir ve Bolu maçlarında kaybettiği 4 puanı çok arayacak.
Hele hele Bolu'da kaçan galibiyeti.
Bu takımın santrfor derdi hiç bitmeyecek galiba. Tam bir kronik vaka. Kötü futbola rağmen Kubilay ve Seleznov son dakikalarda boş durumda topu dağlara taşlara göndermese, önemli bir deplasman galibiyeti gelecek. Bunlar şanssızlık değil tamamen beceriksizlik.
Bilhassa 2.yarıdaki rakip baskısına göz göre göre uzun müddet mahkum olmak da tam bir kulübe hatası. Bursaspor Vodafone Park ve Ülker Stadı'nda bile bu kadar dağılmamıştı. Yalçın Koşukavak'ın buna müdahale edememesi büyük eksiklik. Üstelik Bilal Kısa'nın Bursaspor'a karşı büyük hırs yapacağı da belliyken.
Bu tip eksikliklerin giderilmesi, fazla uzun zaman almaz inşallah.
İmkansızlıklar ve parasızlık ile boğuşmak, bir bahane olmamalı. Bunu bir kez daha gördük.
İşte Eskişehirspor. Büyük sıkıntılara rağmen Adana'da Demirspor önünde adeta futbol şov yaptılar. Maçı 3-2 kazandılar ama, 6-7 farkı da kaçırdılar.
BİRİ UYANDI DİĞERİ UYKUYA DALDI
Fatih Terim, 6-0'lık Real Madrid bozgunundan sonra "17-18 yaşındaki gençleri sahada görebilirsiniz" demişti.
14 yabancı olayını futbolumuza enjekte eden birinin, yabancılara olan güveni fos çı-kınca geri dönüş yapması çok acı. "Daha baş- tan yapılması gereken, takla atınca mı aklına geldi?" diye sorarlar adama. 11 yabancı ile sa-haya çıkarken kulübede hava atmak kolay. Şim- di onları Çin'e pazarlayacağım diye uğraş dur.
Biri uyandı diğeri de hâlâ uykuda.
Şimdi de Alanya Teknik Direktörü Erol Bulut çıktı sahneye. "Yerlinin fiyatı gereksiz artacak. 14 almak zorunda değilsin. 8 tane al gerisini yerli yap" diyor. 8 tane diye akıl veriyor ama, kendisi 13 yabancı almış durumda. Yabancı sayısını artırmanın bu kulüpleri batırdığını söylemek zorlarına gidiyor herhalde. Çünkü yabancıya 3-5 ay sarılmak, yerliyi yetiştirmekten daha kolay.