Bu kayıp Üzülmez'e de yazar

Acımız gerçekten çok büyük. Suriye'de düzenlenen hain saldırıda şehit düşen askerlerimize bizler de Allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyoruz.
Böyle bir hava içinde günlük işlerle ilgilenmek zor ama yapacak başka bir şey yok ve hayat devam ediyor.
Bursaspor'un Altay'ı yenememesi, "Pes doğrusu" dedirtti. Olacak iş değil. Hakem hatası falan tamam da bence bu kayıp İbrahim Üzülmez'e de yazar. Altay'ın Teknik Direktörü Yalçın Koşukavak, Bursaspor'u çok iyi tanıdığına göre, neresi artı, neresi eksi daha iyi biliyor. Üzülmez'in de buna karşı bir planı olması gerekmez miydi? Altay'ın Bursaspor'u daha ilk yarım saatte teslim alması bunu doğrulamıyor mu?
Ayrıca Menemen'deki ilk maçta etkili olan ve goller kaydeden Filipe Lopes, Anton Putsila ve Tatos neden yine rahat oynama imkanı buldu?
Şimdi sırada Ümraniye maçı var. Ancak burada TFF'nin ve Bursaspor yönetiminin de bir hatası var.
Perşembe günü oynayan Bursaspor'a niye pazartesi değil de pazar günü maç veriliyor? Yani daha az dinlenme dezavantajı yükleniyor? Çarşamba günü oynayan Ümraniyespor'a niye 24 saat daha fazla dinlenme imkanı sağlanıyor? Ümraniye Stadı'nda ışıklandırma yoksa, gündüz de bal gibi oynanır. Ev sahibi takımın zaten fazla bir seyircisi de yok. Maça gelecek 3 kişi mi önemli yoksa koskoca Bursaspor'un durumu mu daha önemli?
Başkan Mesut Mestan ve TFF temsilcisinin hakemler ve kararlar ile ilgili de etkili olması gerekmiyor mu?

BURSA UNUTULDU GİTTİ

TFF Başkanı Nihat Özdemir, geçen gün İzmir'de bir panelde şöyle konuştu:

"İzmir takımlarının iyi gidişatlarının sürmesini temenni ediyorum.İzmirliler bizden mili maç istiyor. Hazırlık maçı olsun, şu olsun bu olsun. Şenol hocayla da konuştum, İzmir'e bir maç vermemiz gerektiğine inanıyorum"
"Evet ya Bursa?" diyeceksiniz. Aman aman fazla eşelemeyin. Nasıl olsa, "Az kuru, az pilav"a alıştırıldık ve bununla yuvarlanıp gidiyoruz. Bari bundan olmayalım.