Allah’tan Enes girdi, Allah’tan penaltıyı yaptırdı.
Yoksa gol atması mümkün değildi Bursaspor’un. Çünkü golsüzlük işlemesini çeyiz yapıp sandığa atmak üzereydi 2 takım.
Fernandao-Sestak ikili forvete rağmen gol sıkıntısından çatlayacak hale gelen Daum, 73’te Enes’i oyuna sokmakla dünün en hayırlı işini yaptı. O ana kadar ne oyunda ne oynayanda ne de girende hayır vardı.
Orta sahada Belluschi ve Şamil’in genelde etkisiz kalması, ilk yarıda Caja’nın yerine giren Oğuz Han’ın yokları oynaması, Sercan’ın yine bildiğimiz Sercan olması ümitsizlik rüzgarları estirirken oyuna giren Enes, bir anda tayfun gibi esiverdi. Sağdan Mabiala’yı çok şık ekarte ederken, raki- binin arkadan salladığı tekme ile boylu boyunca uzandı yere.
Bal gibi penaltı. Yardımcı hakem bunu çok iyi yakaladı. Aksi halde pozisyon gürültüye gidebilirdi.
Fernandao da bir tatsızlık çıkarmadan bıraktı köşeye.
Puan cetvelinde yukarlara tırmanmaktan ziyade, kaderimiz haline gelen 10.’luktan kurtulma şansı için tek sevinilecek yanı buydu maçın. Yoksa ortaya konan futbol hala ıstırap, hala elle tutulacak yanı yok.
Sezon sonu geliyor ama sezon başı hazırlık maçı gibi ne uyum ne de bir düzen var takımda.
Karabük’e verilen Musa daha çok dikkat çekti. Belli ki hırs yapmış. Orta sahadaki mücadelesi ve devamlı gol kovalaması ile “Daha önceleri nerelerdeydin?” dedirtti bize. Harun da Musa’nın gollük bir şutunu çıkarırken, yedeklikte paslanmadığını gösterdi.