Aslında Samet Aybaba ve yönetim en büyük hatayı (Gerçi birçok 'en büyük' var da) Lig'in 14. ve 18. haftaları arasında yaptı.
Buradaki 4 maç, Bursaspor için büyük fikstür avantajı ve bir nimetti ama faydalanamadı, bugünkü kötü günleri adeta kucakladı.
"Kucakladı" diyorum çünkü, Lig'in 2.yarısındaki düşüş geleneğini o günlerde hatırlamak zahmetine bile girilmedi.
Son 3 sezondur yaşananlar ortada. Göz göre göre ders almamak da ortada. Başkan Ali Ay'ın, "Ben bu işi öğrendim" dediği yıllara bir bakalım:
2016-17 sezonunda Bursaspor 27 puanla ilk yarıyı 5.sırada tamamlıyor fakat 2.yarıda büyük bir düşüşe giriyor ve son haftada kümede kalıyor.
2017-18 sezonunda Bursaspor 25 puanla ilk yarıyı 9.sırada tamamlıyor fakat 2.yarıda büyük bir düşüşe giriyor ve son haftalarda kendini kurtarabiliyor.
2018-19 sezonunda Bursaspor 21 puan ile ilk yarıyı 11.sırada tamamlıyor fakat yine 2.yarıda büyük bir düşüş içinde ve son haftaya büyük ümitsizlik içinde giriyor.
İşte böyle bir tablodan ders alması gereken Samet Aybaba ve yönetim, bu sezonun 14. ve 18.haftaları arasındaki fikstür avantajını en iyi şekilde değerlendirmenin yollarını aramalıydı. Eski bir deyimle,"Kapıyı dayaklamak" zorundaydı.
2.yarı için büyük bir yatırımdı bu fırsat.
Ancak yapamadılar.
Bu 5 hafta içinde 4 maçı Bursa'da oynayan Bursaspor, daha rahat bir ortamda olmasına rağmen sadece Erzurumspor'u yenebildi. Antalyaspor'a 2-0 yenildi, Malatya ve Fenerbahçe ile 1-1 berabere kaldı. Böylece sahasındaki 4 maçta 7 puan kaybederek büyük avantaj kaçırdı. Eğer Antalya ve Malatya'yı yenseydi, bugün düşüşe rağmen 39 puanla tehlikenin dışında kalacaktı.
Şimdi bu hovardalıklardan sonra Malatyaspor'u Malatya'da yenmek ve başkalarının yenilmesi için ümitlenmek gibi bir mucize beklentisi içine de girilmeyecekti.