Le Guen'e olan güvenimiz her gün katlanarak sürüyor.
Onunla yollarımızın kesişmesi gerçekten büyük kazanç. Sadece saha içi değil, saha dışında da örnek insan. Dün de olduğu gibi, konuşmaları dört dörtlük. Gayet mantıklı ve eğitici.
Daha önce birbirini tutmayan beyanlar ve icraatlardan çok çektiğimiz için, Le Guen'in bu istikrarlı rotasını, transfer ve finansal konularla ilgili çizgisini takdirle karşılamamak mümkün mü?
Dikkat ederseniz, sayfalarda ve ekranlarda daha önceki fırtınalar da sona erdi. Zaman zaman puan kayıpları olsa da, ortalık sütliman.
Tek serzenişimiz bazı yerlilerin işlerine dört elle sarılmamasından.
GİTGELLERE DEVAM
Biliyorsunuz, Giray Bulak'ın istifasından sonra Adana Demirspor, Gürcan Aday ve Ersel Uzgur'a teslim edildi. Onların başarılı ve kalıcı olmasını diliyoruz.
Aslında ben burada kulübe ile ekran arasında gidip gelmelere değinmek istiyorum.
Mesela Giray Bulak, mesela Önder Özen. Kulübedeki başarısızlıkların hemen ardından, ekranda akıl vermek, tenkitte bulunmak, ne kadar sağlıklı ve inandırıcı oluyor acaba?
İnsana sormazlar mı, "Madem öyle, neden sahada yapamadın?" diye.
Giray Bulak TRT'deydi, Adana'ya gitti, başarılı olamayınca hemen TRT'ye dönüş yaptı. "Öyle olmalı, böyle olmalı"ya devam.
Önder Özen, Beşiktaş'ta kendine tanıdığı sureyi bile tamamlayamadı. Kasımpaşa ve Göztepe'de ancak 2 ay kalabildi. İcraat yok ama, ekranda "Öyle olmalı, böyle olmaylı"ya devam.
Yaptıkları iş bu tip tartışma yaratacağına, hiç olmazsa biraz ara vermek veya sadece bir tarafı seçmek, daha mantıklı galiba.