Kontrpiyede kalan bir TFF

Bu koronavirüs olayında futbolumuzun yöneticisi TFF kadar kontrpiyede kalan bir kurum yoktur herhalde.
TFF Başkanı Nihat Özdemir hep boşa atlayan kaleci gibiydi.
12 Mart'ta, "Galatasaray-Beşiktaş derbi seyircisiz oynanacak" dedi Özdemir. Ardından cumhurbaşkanlığından maçlar seyircisiz oynanacak kararı çıktı.
17 Mart'ta Özdemir, "Maçlar planlandığı gibi nisan sonuna kadar seyircisiz oynanacak" konuşması yaptı.
19 Mart'ta Gençlik ve Spor Bakanı liglerin ertelendiğini açıkladı. yanında TFF Başkanı Nihat Özdemir de vardı ve o da, "Futbol, basketbol voleybol liglerini erteliyoruz" dedi.
Dedi ama, ligler ile ilgili yeni bir planlama yapmaması da ayrı bir eleştiri konusu oldu hem kulislerde hem de ekranlarda.
Aslında liglerin ertelenmemesi daha baştan itibaren tepki çekmişti. "Sporcuların hakemlerin, teknik adamların, görevlilerin canı can değil mi?" itirazları vardı TFF'ye. Yabancılar huzursuzdu.
Muslera'nın, "Biz de rakiplerimizi böyle mi savunacağız" paylaşımı üstüne tuz biber ekti bu tepkilerin. TFF'nin bu kadar pasif kalması kendi içinde bile istifa getirdi. "Lig maçlarındaki devam konusundaki ısrarımızı hakikaten anlamakta zorlanıyorum." diyen TFF Başkanvekili Erdal Bahçıvan görevini bıraktı.
Gerçekten tüm insanların büyük korku içinde evlerine kapandığı bir dönemde futbolcuları, teknik adamları, hakemleri, görevlileri sahaya sürmek büyük yanlışlıktı ve neyse ki bu yanlıştan dönüldü.
Şimdi bir gerçek daha var. Ligler ertelendi tamam da, eğer oynanırsa maçlardan ve futbolculardan 2-3 ay sonra pek hayır gelmeyecek gibi görünüyor. Belki geri dönmeyenler de olacak.
Önce sağlık ama "Oynanmayan bir ligde futbolcu alacakları ve mukavele durumları ne olacak?" sorusu da gündemde.
Koronavirüsü nedeniyle bozulan dünya ekonomisinde her kesim maddi zarara uğradığına göre, futbolcuların da bundan payını alması gerekmez mi?
Tıpkı herkes evindeyken onların sahada olması gibi. Dolayısıyla futbolcuların da mukaveleyi bir yana bırakıp günün şartlarına uyması kaçınılmazdır.
Bu durum bambaşka bir durum.