Devler Ligi fırtınasının bizi evlere hapsettiği gece.
TV başında İnter-Tottenham, Barcelona-PSV, Galatasaray-L.Moskova ve diğerleri ile kanalları dolaşırken, daldım gittim 2010 m. diplere.
Sünger avcısı gibi tüpsüz dalınca, vurgun yememek mümkün mü?
Biz de çıkmıştık o arenaya. Biz de yaşamıştık o coşkuyu.
Atatürk Stadımızda da çalmıştı o tüyleri diken diken eden Şampiyonlar Ligi marşı.
Valencia, Manchester United, Glasgow Rangers gibi Avrupa Devleri gelmişti ayağımıza. Dünya markası Alex Ferguson, maçı ve sakız çiğnemeyi bırakmış hayranlıkla izlemişti tribün şovu.
Neydi o günler.
Geldi geçti.
İyi de Bursa için 21. yüzyıl hatırasıdır bu onur verici olay.
Belki de bir daha hiç yaşanmayacak.
Şimdi ise ne o Bursaspor'dan eser kaldı, ne de mekandan.
Atatürk Stadımız santim santim buharlaştı.
Halbuki Bursa'nın anı borcudur bu. Gelecek kuşaklara "İşte burası" diyebilmemiz lazım.
"Bak evladım. Bursaspor burada şampiyon oldu, burada Devler Ligi'ne çıktı" sözleri dökülmesi gerek dudaklarımızdan.
Göğüsümüzü gere gere.
Şimdi Atatürk Stadımızın yerine ister park yapılsın, isterse meydan.
Ancak oraya mutlaka bir anıt konulmalı
Bu şehir, bu Bursaspor için yüzyılın bir spor abidesi olmalı.
MAÇIN ÖZETİ BU FOTOĞRAF
Doğrusu Galatasaray'dan böylesine parlak bir zafer beklenmiyordu.
"Bu kadro, Şampiyonlar Ligi'ne yetmez. İşleri zor" deniyordu ama raydan çıkan Lokomotif oldu.
Sahada ve tribündeki coşku, istek, Galatasaray'ı farklı bir boyuta taşıdı.
Aslında maçı ve 3-0'ı anlatan en önemli şey bu fotoğraftı.
Tekmeye kafa sokacak kadar hırslanmışsan, o maçı kazanacak taraf hemen belli olmuştur zaten.