Samsun bir de gençleri takdir etse

Bursaspor, Samsun'u üzdükçe üzüyor ama bir gerçek var ki kendisi de hayat buluyor.
"Samsun bize ilaç gibi geliyor" da diyebiliriz. Geçen sezon Bursa'da 3-0, bu hafta da 4-1, rakip resmen şoke oluyor. Samsunspor teknik direktörü Mehmet Altıparmak'ın son açıklamaları kahır mektubu gibi;
"Antrenörlük hayatımda bu kadar farklı mağlubiyetim olmamıştı. Kendim ve takımım adına çok üzüldüm"
Geçen sezonki 3-0'dan sonra Samsunspor Başkanı Yüksel Yıldırım'ın açıklamaları ise hâlâ hafızalarımızda;
"Yüreksiz ve beş paralık futbol oynayarak tüm Samsun'u Türkiye'ye rezil ettiniz. Günah benden gitti. Dinsizin hakkından imansız gelir. Sert tedbirler alacağız"
Aslında burada Mehmet Altıparmak ve Başkan Yıldırım'ın
üzerinde durmadıkları veya görmek istemedikleri gerçeği ortaya koymak lazım;
Altyapı olayı.
Kendi yetiştirdiğin gençlerin yoksa istediğin kadar transfer yap, nafile. İşte Batuhan Kör ve Kerem Şen. Bir kez daha fark yarattılar. Bu 4-1'den sonra Bursaspor Tuzla'yı da yenerse kesinlikle lig yeniden başlayacaktır. Yeter ki olumlu davranmaya devam edelim.

"BİR TÜRK HOCA BULAMADILAR"

Böyle dedi Mustafa Denizli, sitemde bulunarak.
Şenol Güneş ile sözleşmenin karşılıklı olarak feshedilmesinden sonra TFF, Alman Stefan Kuntz ile prensip anlaşmasına vardı. Mustafa Denizli ve bazı yerli hocalar da buna karşı çıktı.
İyi güzel de nedense hiç öz eleştiri yapan çıkmadı. Alman teknik adam Kuntz, kendi liglerinde görev yaptığı ve başarısız olduğu dönemlerde kurs ve seminerlere giderek kendini devamlı geliştirmiş. Türkiye'de ise teknik adamların çoğu bugün küme düşüyor, yarın başka takıma gidiyor. 3 ay sonra kovuluyor, 15 gün bekleyip yeniden kulüp buluyor.
Hep oradan oraya, hep paralar cebe. Biraz da Avrupa'da yeni seminerler, yeni kurslar (Lisan da dahil) peşinde koşan, kendini yenilemek isteyen yok.
Emre Belözoğlu bile "Önce yurtdışında eğitim göreceğim" dedi ama hâlâ Türkiye'de teknik adamlık-yorumculuk arasında gidip geliyor.
Onun için Mustafa Denizli'ye "Hangi Türk hoca?" diye sormak gerekiyor.