Şu Uludağ’a bir kez daha el atsak

Organize İşler filmine nazire yapar gibi, bunlar da organizesiz işler. Slovenya kampındaki aksaklıklar, 200 km uzaklıktaki hazırlık maçları doğrusu tam bir rezalet.
Bir otelde doğru dürüst kalınamayacaksa, maç için 2-2.5 saat yol gidilecekse, Akhisar ile oynanacaksa sormak lazım:
“Ne işin var Avrupa’da?”
Kal Türkiye’de, paran da burda kalsın, istediğin takımla da oyna. Akhisar ile oynamak için ille Ptuj’a gitmek mi gerekiyor?
Ben bunları düşünürken, aklıma yine Uludağ geldi.
Eskiden Bursaspor hazırlık kamplarını Uludağ’da yapardı. Diğer takımlar da gelirdi. Daha sonra bu iş bitti. Ardından Kartepe ve Davraz gibi yerler ortaya çıktı.
Tabii, kamp yeri için konaklama kadar antrenman sahaları ve mini statlar da önemli. Uludağ bu yönden davayı kaybetti. Ancak, yeni gelişmeler ve yeni projeler ile tekrar buraya dönülemez mi?
Madem ki küresel ısınma nedeni ile artık Avrupa da sıcak oluyor, organizesiz işler ortaya çıkıyor, döviz de boşu boşuna dışarıya gidiyor, o halde Uludağ’ın da üzerinde durmak gerekiyor.
Uludağ’ın yeni yetkilisi Recep Altepe.
Başkan şehrin birçok yerine spor tesisleri kazandırdı. Uludağ’a da antrenman sahası ve  çevre düzenlemesi yapmak onun için çok zor olmasa gerek.  Kışları zayıflamaya başlayan Uludağ’a, bu sayede yaz hızlılığı geleceği kesindir.  Başta Bursaspor olmak üzere diğer takımları ve parayı buraya çekmek, hem otelleri hem de Büyükşehir Belediye’yi sevindirecektir.
Futbolda  Antalya’daki kış kampları, Avrupa’daki yaz kampları, bir iki tesis ve antrenman sahası ile başlamış ve bugünkü geniş boyutlara ulaşarak yeni bir sanayi dalı haline gelmiştir.
Okulda iken,”Bir musibet, bin nasihatten iyidir” diye kompozisyon yazılı ve ödevleri verilirdi.
Bizimki de o hesap.
Hazır Bursaspor’un başına (Tamamen kendi hatasından) bunlar gelmişken, Altepe Başkan’ın Uludağ konusunu bir kez daha gözden geçirmesinde büyük yarar var.