İlkokul yıllarımda gazete okumamızın en önemli nedenlerinden biri spordaki gelişmelerdi. Maçları dinlediğimiz radyo, bir de tek kanallı televizyon vardı. Şimdiki gibi ne internet siteleri ne sosyal medya olmadığı için harçlıkları biriktirir pazartesi günleri gazete alır saatlerce spor sayfasını satır satır okurduk.
O yıllarda spor konusunda iki güçlü gazete vardı. Biri Milliyet diğeri ise Tercüman’dı.
Tercüman Gazetesi’nin logosunun altında yer alan ‘Her sabah dünya yeniden kurulur, her sabah taze bir başlangıçtır’ cümlesi aradan neredeyse 50 yıl geçmesine rağmen hala hafızamdaki ilk günkü tazeliğini koruyor.

Dünya yeniden kurulur mu kurulmaz mı bilemem ama erken uyanılan sabahların taze başlangıç ve umut taşıdığına inanırım. Tıpkı yeni yıla başlamak gibi...
Gerçi, tüm takvim kavramlarının izafi olduğuna ilişkin derin sohbetlere girmek istemem ama insan oğlu, ‘ben kimim nereden geldim’ sorusunu sormaya başlamadan önce doğaya ve yıldızlara bakarak döngüyü esas almış.
Tıpkı muhasebedeki en önemli kontrol mekanizması olan mizan için bir nirengi noktasına ihtiyacımız gibi…
Biz de öyle yapalım…
Takvim yılı olarak 2024’i çok iyi geçmediği konusunda iktidarı muhalefeti herkes hem fikir.
Görüş ayrılıkları, yaşanan krizin nedenleri konusunda.
İktidara göre, küresel tehdit ve oyunlar, muhalefete göre ise kötü yönetim.
Sakin geçmesi beklenen yaz ayları Türkiye’nin kabus dolu günler yaşamasına neden oldu. Alınan çok sıkı tedbirler sayesinde, nispi iyileşme belirtileri olsa da önümüzdeki yıl küresel düzeyde belirsizlik ve risklerin devam edeceği bir dönem yaşayacağız.
Öngörüler de zaten bu doğrultuda. Yıl sonunda gelen 2,5 puanlık indirime rağmen faizler hala yüksek. Ekonomik sıkıntılar ve daralmanın etkisiyle büyüme hızı düştü. Yeni asgari ücret ne işçiyi ne de işvereni memnun etti.
Hükümetin umudu 2025’te Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti İl Kongresi’nde verdiği mesajlarda faiz ve enflasyonun düşeceği beklentisini açıkladı. Ancak 2025’te yine diken üzerinde olacağız. Herkesin merak ettiği diğer bir konuda Suriye’deki gelişmelerin nereye evrileceği.
En karanlık günlerde bile insanı ayakta tutan güç, elbette ki umudu yitirmemek.
Yeni yıl da yeni umutlar demek.
Yeni yılınız kutlu olsun.
ASGARİ ÜCRETTEN SONRA GÖZLER EMEKLİ MAAŞLARINDA…
Asgari ücretin ardından milyonlarca emeklinin gözü maaş zammına çevrildi. Zam oranı 3 Ocak’ta enflasyon oranının açıklanmasıyla belli olacak. Ancak enflasyon etkisiyle oluşan zam, kök maaşlara yansıyacak. Bu nedenle en düşük emekli aylığı alan yaklaşık 3 milyon 700 bin kişinin alacağı artış düşük seviyelerde kalacak. En düşük aylık için Meclis düzenlemesi gerekiyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "Enflasyon oranları belli olduktan sonra Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda en düşük emekli aylığının arttırılması noktasında da bir çalışma içerisinde bulunabileceğimizi ifade etmek isterim’ sözleriyle umut verse de zam oranı hala merak konusu.
Kasım ayı ile birlikte beş aylık enflasyon ve yüzde 14,57 olarak hesaplandı. Merkez Bankası anketine göre piyasa katılımcıları, aylık enflasyonun aralıkta yüzde 1,72 olacağını öngördü. Beklentiler referans alındığında emekli ve memuru ilgilendiren 6 aylık enflasyon oranı yüzde 16,54 civarında hesaplanıyor. Enflasyon yüzde 2 gelirse, 6 aylık enflasyon yüzde 16,86'ya çıkıyor.Enflasyonun yüzde 2,5 olması halinde ise 6 aylık enflasyon yüzde 17,43'e yükseliyor.
6 aylık enflasyondan kaynaklanan zam oranı kök maaşa uygulanıyor. Dolayısıyla zam oranı, temmuzda 12 bin 500 lira olarak belirlenen en düşük aylığı etkilemiyor.Kök aylığı 12 bin 500 liranın altında kalan emeklilerin maaşları belirlenen rakama tamamlanıyor.
Güncel rakamlara göre 3 milyon 703 bin 180 kişi en düşük emekli maaşı alıyor. Dolayısıyla en düşük aylığın güncellenmemesi halinde 3 milyondan fazla kişinin refah seviyesinde değişiklik olmayacak.
En düşük emekli aylığının 14 bin ile 15 bin lira aralığında bir rakama yükseltilmesi bekleniyor.
KAMU HARCAMALARINDA TASARRUF MESAJI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Bursa teşkilatının 8’inci olağan genel kurulunda ve ardından BTSO tarafından düzenlenen ‘Ekonomiye değer katanlar’ ödül töreninde ekonomi ağırlıklı mesajlar verdi.
Kongre akşamı AS TV’de yayınlanan ve Filiz Şentürk’ün sunduğu Platform Özel programında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasındaki mesajları AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen, yine 22 ve 23’üncü dönem AK Parti Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan, Norm Haber sitesi yazarı Yasemin Güler ile birlikte değerlendirdik. Asgari ücret ve dar gelirlilerin yaşadığı sıkıntıları anlatarak, enflasyonla mücadelede yükün sadece bu kesime yüklenmemesi gerektiğine dikkat çektim.

Mehmet Emin Tutan da yaptığı konuşmada bu tespite destek vererek, tasarrufa kamudan başlanması gerektiğini söyledi. Tutan, buna kamu araçlarındaki savurganlığı örnek göstererek, işe buradan başlanması gerektiğini ifade etti.
Doğru söze ne denir?
50 YILLIK GAZETECİLİK DENEYİMİNİ ‘LAFIN SIRASI’ İLE ANLATTI
50 yıllık mesleki deneyime sahip Mehmet Hanefi Yıldırım’ı İnegöl’deki gazetecilik yıllarında tanımıştım.
Kars ve İnegöl’de başarılı bir mesleki geçmişe sahip olan Yıldırım, anı ve izlenimlerini ‘Lafın sırası; Bir gazetecinin notları’ adlı kitapta topladı.

Dün ACG Medya Genel Müdürü Sedat Kızılcıklı’yı ziyaret ederek yeni görevinde başarılar dileyen Yıldırım, bize de imzaladığı kitabını getirdi.
Kitabında, anılarını anlatırken, aldığı dersleri de anlatan Yıldırım, kitabı yazma gerekçesini de genç meslektaşlarımıza ders olacak nitelikte şu sözlerle anlattı:
‘Her yaşam kendine özgü bir yolculuk olduğuna göre, ben de anılarımı ve tecrübelerimi bu kitapta topladım. Gazeteciliğin sadece haber yapmak, köşe yazarı olmaktan ibaret olmadığını, istendiğinde toplum yararına çok işler yapılabileceğinin örneklerini verdim. Son yıllarda ciddi boyutta dejenerasyona uğrayan gazetecilik mesleğinin ve bu görevi ifa eden gazetecilerin üzerindeki ölü toprağını kaldırmanın vakti gelmiş ve hatta geçmiştir. Onurlu, haysiyetli, kalemini satmayan saygın gazetecilere özlem duyuyoruz’