Balkanlar ve Rumeli coğrafyasıyla Bursa’nın gönül bağı, Osmanlı’nın bu topraklara adım atışıyla başladı. Birçok yazımda bu bağın toprakları fethederek değil, gönüllerde yer bularak kurulduğunu anlatmıştım.
Osmanlı’nın 400 yıl hüküm sürdüğü ve her karışında Türk izlerini gördüğümüz bu toprakları bir asır önce terk ettiğimizde oradaki soydaşlarımız kültürlerini ve kimliklerini korumak için yalnız başlarına verdikleri mücadeleden dolayı 100 yıllık yalnızlık ifadesini kullandım. Balkanlara ilk geziyi Recep Altepe’nin Osmangazi Belediye Başkanlığı döneminde Üsküp’e, son geziyi de bu kez Büyükşehir belediye başkanı olduğu dönemde 2017 yılında Bosna’ya yapmıştım.
Üsküp’ü ve orada yaşayanları görünceye kadar Balkanların bize bu kadar yakın olduğunun farkında değildim. Sıcak bir karşılama ve ardından sanki araya 100 yıllık ayrılık girmemiş gibi sohbetler hem özlem hem de sitem yüklüydü.
Balkanlardaki değişim hızla devam ediyor. Uzun süredir gidemediğim için aslında değişimi merak ediyorum.
TR Düşünce Kulübü Genel Başkanı Ercan Yakut ile derneğin yüksek istişare kurulu üyesi ve Mudanya Üniversitesi’nin çiçeği burnun genel sekreteri Ali Mollasalih’in 4 günde 7 Balkan ülkesini dolaşarak edindikleri izlenimleri sosyal medyadan paylaşmaları bu merakımı kısmen de olsa giderdi.
Gezisi sırasında sosyal medyadan canlı yayın yaparak değerlendirmeler de bulunan Yakut ve Mollasalih’e göre, Balkanlar hızlı bir değişim içinde. Otobanlar, şehirlerde yeni ve lüks binalar, marka mekanların sayısı hızla artıyor. Değişimin en dikkat çekimi bölümü ise Kosova’da yaşanıyor. ABD ve Avrupa Birliği’nin büyük destek sağladığı Kosova’da özellikle sanayi yatırımları artıyor. Yeni yatırım ülkenin ekonomisini güçlendirince bu sosyal hayata da yansıyor.
Hızlı değişimin yaşandığı diğer bir ülke ise Karadağ. Zaman zaman sosyal medyadan turistlerin karşılaştığı zorlukların anlatıldığı paylaşımlara rağmen turizm bölgelerinde hızlı değişim devam ediyor. Karadağ’ın Müslümanların yaşadığı dağlık bölgeler ise İsviçre’den farksız. Balkan evleri mimarisi köylerde henüz bozulmamış.
Bosna, Kuzey Makedonya, Kosova ve Sırbistan arasındaki yeni yollar ve bununla birlikte ekonomik ilişkilerin gelişmesi, zaman zaman artan gerilimlerin hızla azalmasındaki en büyük etken.
Mollasalih’in dikkatini çeken en önemli konulardan biri Türkçe kullanımı. Oysa benim gezdiğim dönemlerde özellikle başçarşı bölgesinde Türkçe bilen işyeri sayısı oldukça fazlaydı. Mollasalih ve Yakut ise gezilerinde Türkçe bilene rastlamaması bana ilginç geldi.
Yakut’un da sanırım sizlerin de dikkatini çekecek bir tespiti; gıda fiyatlarının Türkiye’ye göre ucuz olması. Halbuki daha bir yıl öncesine kadar Bulgaristan’dan alışveriş için Edirne’ye gelen turistler vardı. İskeçe’de Bursa’dakilerle yarışacak kelle paça çorbasının porsiyonu sadece iki Euro. Diğer ülkelerdeki et mamulü gıda ürünleri de Türkiye’den ucuz. BuTürkiye’deki et fiyatlarının aşırı yüksek olmasından kaynaklanıyor.
TR DÜŞÜNCE’DEN 5 ÜLKEDE DAHA TEMSİLCİLİK
Sırbistan’a giderken geçmişte yaşanan dolayısıyla biraz ön yargılı düşüncelerle giden Yakut’u bu ülkedeki insanların Türklere samimi ve dostça yaklaşımı şaşırtmış.
Yakut ve Mollasalih’in ortak görüşü ise Türkiye ile dostluğun tüm ülkelerde benimsenmiş olması. Özellikle Kosova’da Türkçe’ye yeniden verilen önem ve tarih kitaplarından Türklerle ilgili olumsuz bölümlerin çıkarılması iki ülke ilişkilerinin daha da arttırmış.
Genel merkezi Bursa’da bulunan önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olan Türkiye Düşünce Kulübü, 2009 yılında İznik’te kurulduktan sonra Türkiye çapında teşkilatlanmış ve daha sonra TR Düşünce Kulübü adını almıştı. 60 yakın il ve 20’ye yakın ülkede temsilciliği bulunan ve genel başkanlığını Ercan Yakut’un yaptığı dernek, kurulduğu günden beri siyaset, ekonomi, eğitim, sağlık ve toplumsal konularda yaptığı eğitim, proje, konferans ve araştırma çalışmalarıyla öne çıkıyor.
Yakut ve Mollasalih gezi sırasında Yunanistan, Bosna, Kosova ve Romanya ile Edirne’de de temsilcilik açtı. Böylece derneğin temsilcisi olan ülke sayısı 23’e il ve ilçe sayısı da 56’ya yükselmiş oldu.
Dernek son aylarda çay-simit sohbetlerinde önemli isimleri ağırlıyor. Bir öneride bulunayım; önümüzdeki günlerde Ercan ve Mollasalih izlenimleri paylaştıkları sohbet düzenlerse katılımın yüksek olacağından eminim.
KENT KONSEYİ SEMİH PALA’YI UNUTTU
Semih Pala Bursa’nın yakın dönemine damga vuran isimlerinden biriydi. Geçen hafta, Pala’nın eşiyle birlikte elim bir trafik kazasında yaşamını yitirmesinin 9’uncu yıldönümüydü.
Doğrusunu isterseniz ben de unutmuştum. Oğlu Sinan Pala’nın attığı sitem dolu mesaj üzerine Semih Pala’yı hatırladım. Benim gibi yıllarca görev yaptığı Kent Konseyi de Pala’yı unutmuş ve bir anma mesajı dahi yayınlamamıştı.
Vefatı dolayısıyla yazdığım ‘Bursa seni unutmayacak’ başlıklı yazımı hatırladım ve açıkçası üzüldüm.
Gençler için biraz Semih Pala’yı hatırlatmakta yarar var. Vefatı sonrası yazımdan bölümler halinde aktarayım;
Pala, Bursa siyasi hayatının en önemli aktörlerinden biriydi. Merkez sağdaki Adalet ve Doğru Yol Parti’lerindeki siyaset yaşamı daha sonra Refah ve Fazilet Partilerinde devam etmiş. Ak Parti’nin kurulmasıyla birlikte siyasete bu partide devam etmişti.
Siyasilerin yakından tanıdığı Pala’nın tüm Bursa kamuoyu tarafından ön plana çıkması ise Hikmet Şahin’in Belediye Başkanlığı döneminde oldu. AK Parti’den Meclis üyesi olmuş, daha sonra doğru bildiği yoldan şaşmaması ve doğruları hiç çekinmeden söylemesi nedeniyle o dönemi bağımsız üye olarak tamamlamıştı.
Hikmet Şahin’in başta stadyum olmak üzere projelerine birlikte karşı çıktığı Recep Altepe’nin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesiyle birlikte Semih Pala da bu kez icraatın içinde hem başkan danışmanı hem de Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Koordinatörlüğü ile yer almaya başlamıştı.
Aslında bunların ötesinde o bir yerel demokrasi sevdalısı olduğu için ardından asıl sevdiği görevi yani Bursa’nın yerel meclisi olarak gördüğü Kent Konseyi Başkanı seçilmişti. Onun için en önemli makam burasıydı. Görev yaptığı dönemde bugün hala çok aktif biçimde çalışan 4 meclis ve 30 çalışma grubu oluşturulmasını sağlamıştı. Danışmanı olduğu halde, Başkan Altepe’nin desteklediği projelere bile çekinmeden karşı çıkabiliyordu.
En ilginç olanı ise Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde Başkan Altepe’nin basın toplantısı devam ederken Batı OSB’ye karşı olma gerekçesiyle ilgili mesajıydı. Pala, bu konudaki kararlılığını sonuna kadar gelen eleştirilere rağmen sürdürdü. Mevcut OSB’lerde kullanılmayan arsalar varken bugünkü adı TEKNOSAB olan Batı OSB’ye karşı çıkan isimlerden biriydi. Maalesef vefatından sonra TEKNOSAB gerçekleşti, Şimdi Soğuksu’da benzerini yapmak için proje yürütülüyor. Eminim yaşasaydı bu konuda en güçlü muhalefeti yapacak isimlerden biri olurdu.
CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil’in tabiriyle Bursa için dertlenen adam artık aramızda yok ve onu maalesef uzun süre hizmet verdiği kurum bile anmadı.
Nur içinde yatsın…