Bir kenti sadece yolları, kaldırımları, devasa binalarıyla değil; gönül yollarıyla, kültür kaldırımlarıyla, ruhunu saran festivalleriyle anlamlandırırsınız.
İşte o yüzden, 63 yıldır Bursa’nın en güzel zamanlarından biridir temmuz ayları.
Çocukluğumuzda hem festival hem de fuar olurdu Kültürpark’ta. Dolup taşardı ve herkes o günler iple çekerdi. Tabii festivalle eş zamanlı gazinolar da önemli sanatçıları Bursa’ya getirirdi. Hem festival hem de gazinolara gelen sanatçılar Kültürpark’a ayrı bir hava katardı.
Gönüllerin seferber olduğu, sanatın şehre nefes olduğu zamanlardı.
Pandemiyi bile dışında tutarsak, bu kadar uzun soluklu bir etkinliğin Türkiye’de örneği yok. Hele Altın Karagöz Halk Oyunları yarışması ise dünya çapındaki sayılı etkinliklerden biri.
Dile kolay, 1962’de atılan bir tohum bugün hâlâ filiz veriyor. 63. Uluslararası Bursa Festivali, sadece sanatçılarla seyircileri değil, geçmişle bugünü de buluşturan bir kültür köprüsüne dönüşmüş durumda.
Bursa deyince sanayi gelir akla, ihracat gelir, tarih gelir… Ama işte bazen en kıymetli miras, görünmeyen, ölçülemeyen, sadece hissedilen bir şeydir: ruh. Bursa’nın ruhu da bu festivale sinmiş durumda.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, festivalin tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada tam da bu noktaya parmak bastı:
“Su nasıl hayatı besliyorsa, sanat da yaşamı güzelleştirir.”
Bir başka deyişle, altyapı şehirlerin damarlarıysa, kültür onun kalbidir. Bozbey’in 20 yıl boyunca Nilüfer’de hayata geçirdiği kültür sanat politikaları, bugün Bursa’nın geneline yayılmak isteniyor. Eskiden sadece belli semtlerin ayrıcalığı olan sanat etkinlikleri, artık İznik’ten Mustafakemalpaşa’ya kadar kentin her köşesine ulaşıyor.
Festival bu yıl sadece Açık Hava Tiyatrosu’yla sınırlı değil. Müze konserleriyle birlikte Arkeopark, Zindankapı, Panorama 1326, Müzik Enstrümanları Müzesi gibi özel mekanlar da sanatı kucaklayacak. Kültür artık vitrin süsü değil, gündelik hayatın içindeki bir soluklanma alanı.
Açılışı Musica Viva Senfoni Orkestrası yapıyor. Ardından Balkan rüzgârlarıyla Goran Bregović ve Burhan Öçal geliyor. Sahne bir başka gün Barcelona Gipsy Balkan Orchestra ve Candan Erçetin için hazırlanıyor. Bir diğer gün Türküler Sevdamız ile Erdal Erzincan, Tolga Sağ, Cengiz Özkan, Muharrem Temiz, Yılmaz Çelik gibi halk müziğinin dev isimleri bir araya geliyor.
Caz tutkunları için Jasper Høiby ve Moses Yoofee Trio kaçırılmayacak performanslar sunarken, genç kuşağın dikkat çeken isimlerinden Mert Demir, pop-rock sahnesinin sevilen grubu Pinhani, Anadolu'nun özgün tınılarını taşıyan YaylaTrio, Hüsnü Arkan, Cem Yıldız, Dengin Ceyhan ve M Lisa-Tolga Bilgin sahnede olacak.

Festivalin yerli yıldızlarından biri ise hiç kuşkusuz Fettah Can. Bursalı olması bir yana, bu kente olan gönül bağını da her fırsatta dile getiriyor. Ayrıca Nida Ateş ve Mehmet Ali Sanlıkol gibi yerli ve özgün sesler de programda yer alıyor. Bu festival sadece yıldızları değil, değerleri de parlatıyor.
Bozbey’in şu cümlesi bu anlayışın özeti:
“Bursa sanat ve sanatçı açısından çok zengin bir kent. Amacımız bu zenginliği halkımızın tanıması, keşfetmesi.”
Ve buna örnek olarak Müzik Enstrümanları Müzesi’ni Bursa’ya kazandıran, festivalde adı geçen merhum Parkan Sanlıkol’u saygıyla andı. Geçmişle bağ kurmadan gelecek kurulamaz.
Ve festivalin kardeşi: Altın Karagöz Halk Dansları Yarışması. Arjantin’den Çin’e, Yunanistan’dan Kazakistan’a, Panama’dan Rusya’ya kadar 17 ülkenin dansçıları, 17 ilçede sahne alacak. Renk, ritim ve kardeşliğin sahnede buluştuğu dakikalar yine unutulmaz olacak.
Bozbey, festivalin mimarlarından olan ve BKSTV’yi kurarak bu geleneği başlatan dönemin başkanı Ekrem Barışık’ı, festivale kimlik kazandıran Ömer Ersöz’ü ve kurucu genel sekreter Osman Odman’ı da minnetle andı.
“Sanatı hep birlikte çoğaltacağız, bu geleneği büyüterek geleceğe taşıyacağız” diyerek de bir söz verdi Bursalılara.
KÜLTÜRPARK KORUMALI SİT, ÇİVİ DAHİ ÇAKILAMAZ!
Uluslararası Bursa Festivali'nin tanıtım toplantısının ardından mikrofonlar bu kez kürsüye değil, sorulara çevrildi. Gazetecilerin merak ettikleri, Başkan Bozbey'in ise net ve temkinli yanıtları vardı..
Bozbey, ‘Seçim döneminde “Bursa’ya sanatla ilgili bir eser kazandıracağız” demiştiniz. Bu sözünüzle ilgili bir gelişme var mı?’ sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bu konu, bizim en çok arzu ettiğimiz mesele. Özellikle bale temalı, sanatı ön plana çıkaracak bir eser üzerine çalışıyoruz. Ancak süreç hem yer seçiminde hem de bütçe planlamasında dikkatli yürütülmesi gereken bir aşamada. Ama inanın, bunu başaracağız. Bu bizim olmazsa olmazımız.”

Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nda festivalin kalbinin attığı ana mekanlardan biri ancak yıllardır hem ses düzeni hem de oturma yerleri konusunda şikayetler var. Hatta Evi yakınlarında olan kamu görevlilerinin geçmişte şikayetleri de olmuştu. Bu hatırlatmanın ardından Açıkhava Ttiyatrosu ile ilgili düzenleme yapılacak mı? Sorusu üzerine Bursa kamuoyunun belki de ilk kez duyacağı bir gelişmeyi anlattı Bozbey.
Kültürpark’la ilgili 2008 yılında koruma kararı olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Ancak işler 2021’de alınan bir kararla karıştı. Maalesef o yıl, Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı karar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından da onaylandı. Böylece Kültürpark, doğal sit alanı ilan edildi. Bu statüde bir yere çivi bile çakamazsınız. Ne yeni yapı yapılabilir ne de yıkılan bir bina yeniden inşa edilebilir. Ama buranın bir düzene girmesi lazım, ihtiyaç ortada. Sayın Bakan’la görüşmemiz olacak. Eğer bu sit kararı yeniden değerlendirilirse, açık hava tiyatrosunu da daha çağdaş bir yapıya kavuştururuz. Çünkü merkez hâlâ burası, ve Bursalıların buna ihtiyacı var.”

İPEKYOLU FİLM FESTİVALİ YENİDEN GELİYOR
2007 yılında dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı merhum Hikmet Şahin, İpek Yolu film festivali düzenlenmiş ancak iki yıl devam etmişti. Bozbey, bu festivalin yeniden düzenlenmesiyle ilgili soruya da “İpek Yolu Festivali çok değerliydi. Ancak sinema festivaliyle bu kültürel festivalin hedef kitleleri farklı. O yüzden ayrı düşünülmesi gerekiyor. Bu yıl içinde hazırlıkları tamamlayamayız. Ama 2026 için hedeflerimiz arasında. Film festivali 2-3 ayda yapılacak bir iş değil. Eski bir projeyi yeniden ayağa kaldırmak istiyoruz.” yanıtını verdi.

Bozbey, ‘Seçim kampanyasında şöyle demiştiniz: 'Bursalılar artık otobüse atlayıp Eskişehir’e kültür için gitmeyecek.’ Fakat hâlâ gidiyorlar. Bu tabloyu nasıl değiştireceksiniz? Sorusuna ise şu yanıtı verdi.
“Kültürel dönüşüm öyle 6 ayda, bir yılda olacak bir şey değil. Nilüfer’de bile biz bu dönüşümün meyvelerini 10 yıl sonra alabildik. Kolay değil. O yüzden festivali 17 ilçeye yayıyoruz. Bu festival, sadece merkezde değil, dağın ötesinde de yankı bulmalı Biz bu kültürel dönüşümü, mekânlarla, etkinliklerle, hissiyatla bütünleştirerek sağlayacağız.”
Son not:
Tanıtım toplantısında, Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı Genel Sekreterliği’ne Feza Sosyal’ın atandığı da öğrendik. Başkan Bozbey ile birlikte tanıtım toplantısında yer alan Sosyal, 1983 yılında açık hava tiyatrosunda halk oyunları oynamış ve 1987 yılında ise burada gişe görevlisi olarak çalışmış. Soysal, Bozbey’in Nilüfer’deki başkanlık görevinin ilk yıllarında ilçede kültür sanatın gelişmesi için ilk adımları adtan ekibin içinde de yer almıştı. Soysal’a yeni görevinde başarılar diliyoruz.