Hava Durumu

Acentalara özel kredi nefes oldu, şimdi can suyu bekliyorlar

Yazının Giriş Tarihi: 26.02.2021 08:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.02.2021 08:08

Turizm, koronavirüs pandemisi öncesi ekonominin parlayan yıldızıydı.

Bacasız sanayi olan sektör, turist sayısında Türkiye'yi 6'ncı sıraya yükseltmişti. 2019'da 52 milyon olan turist sayısı pandeminin etkisiyle geçen yıl 15 milyon 900 bine, 34 milyar dolar olan turizm geliri ise 12 milyar dolara düştü. Üstelik bu rakamların içinde 2020'nin ilk üç ayı da yok. Kapanma ve yasakların başladığı 1 Nisan baz alınırsa kayıp yüzde 72'nin de üzerine çıkacak.

Sektörün ana motoru olan 10 bine yakın turizm acentası geçen bir yılda çok zorlu günler geçirdi. Pandemiyle ilgili kısıtlamalar nedeniyle sıkıntılar hala da devam ediyor. Örneğin hac ve umre turizmi yapan acentalar neredeyse bir yıldır hiçbir faaliyette bulunamadı.

Mart ayında salgının ülkemizde görülmesinin ardından turizmciler, yaz aylarında pandeminin etkisini yitireceği beklentisine girdi. Ardından kısıtlamaların gevşetilmesiyle ağustos ayında salgın ilk günlerinden daha fazla yayılmaya başlayınca turizmcilerin sonbahara erteledikleri beklentileri de gerçekleşmedi.

Bugünlerde yine aşılama sayesinde haziran ayında pandeminin azalacağı umudu var. Ancak, bilim insanlarına göre bu hiç de kolay değil.

ASTV'de yayınlanan Gözlem Kulesi'nin konuğu olan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Eker ile turizm sektörünü değerlendirdik.

Eker, TÜRSAB ile Halkbank arasındaki imza törenin ardından konuk olduğu programda, anlaşmanın ayrıntıları hakkında bilgi verdi.

Pandeminin başladığı günden beri ilk kez sadece acentalara özel destek kredisi sağlanmış oldu. Acentalara 6 ay ödemesiz 36 aya kadar vadelendirilebilecek 100 bin TL'ye kadar finansman desteği sağlanacak.

Kefalet zorunluluğu olmayacak kredide, sadece TÜRSAB belgesinin devredilmemesiyle ilgili taahhüt alınacak.

Eker'e göre, kredi acentelere nefes aldıracak ama beklenti hibe yardımlarının arttırılmasında. Hibe konusunda kendilerini kamunun yerine koyarak empati yaptıklarını da ifade eden Eker, önerilerini şöyle sıraladı:

'Bu konuda vergi iadesi en uygun olanı. Her üyemizin 3 yıl ödediği verginin yüzde 50 veya 30'u iade edilsin. Dolayısıyla böylece kamu vicdanı da rahat olur.

Devletin elinde veriler var. Hangi sektörün pandemiden ne kadar etkilendiği biliniyor. Yüzde 20 kaybı olanla yüzde 90 kaybı olanı aynı kefeye koymamak lazım. Kaybı fazla olanlara ayrıcalık sağlanması lazım.

İkinci formül ise 2019 yılında yapılan genel gider kadar iki yıl geri ödemesiz ve faizsiz kredi imkanı sağlanabilir. Bunun faiz kısmını devlet karşılar. Bu destekler sadece acentaları değil. İstihdamı da kurtarır'

'PANDEMİ BİTERSE TURİZM PATLAR, ACENTALARIN YAŞAMASI LAZIM'

Turizm ve acentalara verilecek desteğin sektörün ayakta kalmasını sağlayacağını kaydeden Eker, 'Pandemi sona ererse turizmin patlayacağı beklentisi var. İnsanlar, kısıtlamadan dolayı çok sıkıldı. Gelen taleplerin karşılanması için acentaların yaşaması lazım' dedi.

Salgının başladığı günden beri 3 aylık öngörülerle gidildiğini, ancak hiç birinin gerçekleşmediğini vurgulayan Eker'e göre, bu noktada bilime değer vermek geriyor. Bilim insanlarına göre, salgınlar 2 yılda bitiyor. Aşının dünyada herkese ulaşması imkansız. O yüzden sürenin geçmesini bekleyeceğiz. Ancak geçecek zaman içinde ayakta kalmamız gerekiyor. Türkiye'nin turizm potansiyeli ve yetişmiş elemana ihtiyacı önümüzdeki dönemde daha da artacak.

Hasan Eker, önümüzdeki dönemde aşı karnesi, aşı pasaportu gibi uygulamaların yaygılaşacağına da dikkat çekerek, 'Bir çok ülke aşısı olmayanı kabul etmeyecek. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği, dijital aşı kartı uygulaması hazırlığında olduğunu açıkladı. Yeni döneme bizim de hazırlanmamız gerekiyor' dedi.

Hasan Eker ile programda, pandemi sonrası turizm trendlerini ve sektörün yapması gerekenleri de konuştuk. Hafta sonu o konuyu da yazacağım.

OSMANGAZİ BAŞLADI, SIRA DİĞER BELEDİYELERDE

Bursa Valiliği, İzmir depremi sonrası tüm belediyelere gönderdiği yazıda, olası bir deprem durumunda can ve mal kayıplarını önlemek amacıyla tüm ilçelerdeki bodrum, zemin ve diğer katlarında market, oto galeri, kafeterya, lokanta, düğün salonu, mobilya showroomu bulunan binaların incelenmesini istemişti.

Genelge doğrultusunda ilk çalışmayı başlatan Osmangazi Belediyesi, yaptığı denetimleri kamuoyuna duyurdu.

Osmangazi Belediyesi'nce mimar ve mühendislerden oluşan özel ekipler, denetimlerde işyerlerinin taşıyıcı sistemlerinin mimari ve statik projelerine uygun olup olmadığına yönelik inceleme yapıyor. Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, denetim sonucu hazırlanacak raporları, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne sunacaklarını belirtti.

Osmangazi Belediyesi, 2013 yılında da farklı zeminlerdeki deprem tepkilerini alabilmek için 5 farklı noktaya Deprem Veri İstasyonu kurmuştu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi ile birlikte gerçekleştirilen bu çalışma ile depremin meydana geldiği anda yaşanan sarsıntının biçimini, bölgedeki sarsıntı miktarını ivme cinsinden ölçerek, binaların ne kadar şiddetli bir yer hareketine maruz kaldığı, hasar görüp görmediği, konutların deprem sonrası risk analizleri çıkartılabiliyor.

Bursa'da diğer belediyelerin çalışma yapıp yapmadıklarını İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrak'a sordum. Onun yanıtı ise 'Henüz yok' oldu.

Depremle ilgili toplantıda belediyelerle görüştüklerini ve Nilüfer Belediyesi'nin bu konuda kendileriyle protokol imzalamak istediğini kaydeden Albayrak, 'Ancak henüz Nilüfer Belediyesi ile ilgili de bir gelişme olmadı. Diğer belediyelerden teklif gelirse biz oda olarak destek veririz' dedi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.