Hava Durumu

Afganistan hezimetinin artçı sarsıntıları neler olacak?

Yazının Giriş Tarihi: 18.08.2021 07:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.08.2021 07:59

Kabil'in 20 yıl sonra düşmesinin ardından yaşanan gelişmeleri televizyonlardan kimi zaman öfke kimi zaman gözyaşları içinde izliyoruz.

Bir yanda insanoğlunun Mars'ta yeni hayat kurma hazırlığı, diğer yanda insanlık dramı. İnsanlar Taliban'dan canını kurtarmak için sınırlara akın ediyor. Uçakların tekerlek boşluğunda seyahat etmeyi bile göze alıyor.

Belki biraz size garip gelecek ama yine bir Hollywood öngörüsü gerçek oluyor. Meraklıları bilir; Homeland adlı televizyon dizisi 8 sezon sürmüştü. En çarpıcı bölümleri ise Afganistan ile ilgiliydi. Hiçbir zaman bu topraklarda kaosun sona ermeyeceği ve Taliban'ın varlığını sürdürmeye devam ettiği vurgulanıyordu.

ABD Savunma Bakanlığı'nın verilerine göre, 20 yıllık savaşta, 2 bin 448 Amerikan, 1144 NATO ve müttefik ülke askeri, 47 binden fazla Afgan sivil ve en az 66 bin Afgan asker ve polisi, 51 binden Taliban ve düşman örgüt üyesi, 444 insanî yardım çalışanı, 72 gazeteci yaşamını yitirdi.

Bunun gelinen noktada Afganistan'da başlayan kaosun bütün bölgeyi hatta dünyayı nasıl etkileyeceği tartışılıyor.

'ABD neden Afganistan'dan çekildi, bundan sonra ne olacak?' sorularının yanıtı merak ediliyor. Biz de konuyu Bursa Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Pirinççi'ye sorduk.

Aynı zamanda SETA uzmanı olan Prof. Dr. Pirinççi, özellikle Suriye ve Kafkasyalar konusundaki araştırmalarıyla biliniyor.

'Sonuç şu: ABD hedeflerinden oldukça uzak bir şekilde hezimetle ayrıldı' diyen Pirinççi'ye göre, hala ABD'nin bu başarısızlığına keramet atfedilmeye çalışılıyor. Çekilme ve hezimet sanki bir politikanın ayağıymış gibi gösteriliyor. Halbuki durum çok basit. Obama'dan itibaren Irak ve Afganistan'ın oluşturduğu yük, ABD üzerinde giderek artan bir baskı oluşturdu.

Irak'tan da apar topar çekildi. Oysa 280 bin kişilik Irak ordusu oluşturmuştu. Milyar dolarlar harcayıp, DEAŞ gelip darmaduman etmişti. Afganistan'da da benzeri oldu. Afganistan'ın Irak'tan farklı olarak Taliban hiç sona ermemişti. 20 yıl boyunca etkisini devam ettirmişti. Kabil olmasa bile periferide etkisini devam ettirmekteydi.

ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinin Irak'tan farklı olarak hızlı olduğunu vurgulayan Pirinççi, şöyle devam etti:

'Çekilme kararı planlıydı ama uygulaması aşamasında bu kadar hızlı beklenmiyordu. Afganistan ordusunun direneceğini öngördü. Bu da ABD'nin başarısızlıklarından bir tanesi küresel anlamda Amerikan gücünün düşüşe geçtiğinin bir diğer göstergesi aslında. Ne denirse denilsin küresel düzeyde Amerikan gücünün düşüşe geçti. Travmatik bir durum olarak kalacaktır. Amerikalılar böyle görmediklerini söyleseler bile Amerikan dost ve müttefiklerinin gözünde, nazarında ABD'ye ne kadar güvenebileceklerini bir kez daha gördüler'

ABD YENİLGİSİNİN BÖLGESEL VE KÜRESEL ETKİLERİ OLACAK

ABD Başkanı Biden'in çekilmeyle ilgili açıklamasındaki önemli unsurlardan biri ekonomik yaptırımlar ve ortak işbirliği vurgusuydu. Bu açıklamayı ve gelecekteki beklenti ile ilgili sorumuz üzerine Prof. Dr. Ferhat Pirinççi şu değerlendirmeyi yaptı:

'Askeri operasyon öncesi de yaptırımlar vardı. İran'a 1979'dan beri yaptırım uygulanıyor. Yani yaptırımlar bu işin sonu değil. Ayrıca Afganistan'a gittiğinde terörle mücadele adı altında gitti. Yeni bir devlet kurmaya çalıştı. Kurumlar oluşturdu. O kurumlarda birkaç gün içinde ortadan kalktı. Devlet başkanı ülkeden kaçtı Afganistan ordusu direnmedi bile'

Bu durumun ciddi bir şekilde sorgulanması gerektiğini de ifade eden Prof. Dr. Pirinççi, 'Amerikan yenilgisinin bölgesel ve küresel etkileri olmaya devam edecek. Sonuçta ABD'nin kaybettiği zemin aynı zamanda jeopolitik bir boşluk bu boşluğu doldurmaya çalışacak aktörler olacaktır. Taliban bunu yerelde doldurdu. Bölgesel de ise Çin ekonomik açıdan doldurmaya çalışacak. Rusya, İran, Türkiye gibi ülkeler hem güvenlik hem de stratejik açıdan doldurmaya çalışacak. Aynı zamanda bir güvenlik riski oluşturuyor. Afganistan'da otoritenin değişmesi veyahut farklı eğilimler içine girme ihtimali ciddi bir risk unsuru taşıyor' dedi.

'Kısa vadede ortaya çıkmayabilir ama en fazla korkulan ve endişe duyulan konu radikalizm' diyen Pirinççi'ye göre, Taliban mutedil olsa da olmasa da o kaygı var. Sonuçta 1996-2001 arasında radikalizmin artabileceğini gösterdi. ABD'nin Afganistan müdahalesinden önce Kaideci zihniyet bu kadar yaygın değildi. Çok daha az alanda birkaç ülkede faaliyet göstermekteydi. Ama sonrasında radikal selefi örgütler tıpkı bir şube açar gibi dünyanın pek çok ülkesinde olmaya başladı'

Prof. Dr. Pirinççi, Afganistan'a terörle küresel mücadele adı altında girildiğini ancak terörün küreselleşmesine neden olunduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti:

'Risk hala var. Özellikle Afganistan üzerinden Orta Asya'da. Orta Asya dediğimiz zaman Çin'i ve Rusya'yı dışlayamayız. Mülteci boyutu bir yana Türkiye'de de radikal akımların artma ihtimali ciddi bir risk unsuru olarak duruyor'

'TÜRKİYE TÜM TARAFLARLA İLETİŞİM HALİNDE'

Türkiye'nin vizyonunun eskisi gibi sadece ulusal güvenlik ve ülke güvenliği ile sınırlı olmadığını vurgulayan Pirinççi, 'Türkiye aynı zamanda bölgesel güç politikası izliyor. Bunu korumak ve geliştirmek için de Afganistan ve Güney Türkistan önemli bir alan. Oradaki gelişmeler doğrudan Türkiye'nin bölgesel çıkarlarını da ilgilendiriyor. Dolayısıyla Türkiye de bölgeye ilgi gösterecek aktörlerden bir tanesi olacaktır' dedi.

Prof. Dr. Pirinççi, göç dalgası ile ilgili olarak da, 'sınır güvenliği tedbirleri alındı. Olası göç akınlarına karşı farkındalık aerttı. Burada İran'ın rolü önemli. İran maalesef bu göç meselesini bir nevi baskı unsuru olarak kullanıyor' değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'nin şu anda Afganistan'daki bütün taraflarla iletişim halinde olduğunu ifade eden Pirinççi, şöyle devam etti:

'Zemin çok hızlı değişti. Türkiye bir hafta önceki söylemi ve gündemi takip etmiyor Türkiye şu anda daha fazla pozisyona sahip. Rusya, Çin, ABD gibi kendi ulusal çıkarları çerçevesinde Taliban'la görüşüyor. Dolayısıyla havaalanı meselesi eskisi kadar format da değil ama Afganistan'ın istikrarı için Türkiye'nin vereceği katkı sadece Afganistan'ın değil bölge için ve Türkiye için olumlu yansımaları olacak bir durum'

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.