Akşener'den 'taban siyaseti'ne dönüş

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, iki günden beri Bursa'nın ilçelerini geziyor. Alışılmışın dışında bir program yapan Akşener'in hedef kitlesi, sokaktaki vatandaş. Kimi zaman esnaf kimi zaman orta ölçekli bir işletme sahibi, taksi durağındaki şoförler...
Akşener, gezi programında yer almamasına rağmen son anda verilen kararla düzenlediği Heybeli Otel'deki basın toplantısında, bunun gerekçesini açıkladı: Taban siyasetine dönüş.
Peki, bu ne anlama geliyor?
Akşener'e göre, Türkiye'de son yıllarda siyaset soyut değerler, hayat tarzı üzerinden siyaset yapılıyor. Bu da çok konforlu bir alan. Kutuplaştırıp oy alıyorsunuz. Bir diğer yönü ise tek seçmenli, genel başkanın gözünün içine bakan bir siyasi yapı. Ortada bir kırmızı kuvvetler mavi kuvvetler yok. Tüm taraflar siyasi yapının paydaşları.
Oysa eskiden siyasi rekabet ve yarış kaliteyi artırıyordu. Buna örnek olarak DYP-ANAP arasındaki rekabeti gösteren Akşener, 'Buna seçmen odaklı taban siyaseti deniliyordu' sözleriyle tanım getirdi.

Akşener, taban siyaseti çalışmalarını sürdürmeye kararlı. Ekim ayı sonuna kadar Türkiye'nin tüm ilçelerini ziyaret etmeyi vatandaşın nabzını tutmayı planlıyor.
Ekim ayı sonunun bir anlamı var mı?
Erken seçim tartışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde elbette ki ekim sonu kasım başı önemli bir tarih...
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin tutmadığını ve Türkiye'nin fabrika ayarlarına dönmesi gerektiğini ifade eden Akşener'in yapılan anketlerde vatandaşların yüzde 64'ün parlamenter sisteme dönüş istediğini hatırlatması seçim sinyalini güçlendiren bir unsur.

SOKAKTAKİ VATANDAŞIN NABZI

Bursa'daki görüşmelerini değerlendiren Akşener'e göre, vatandaş 3 temel konuda oldukça dertli. Birincisi elektrik ve doğalgaz faturalarının geçen yıla oranla iki kat artması. İkincisi vatandaşın 'para yok' sözleriyle dile getirdiği alım gücünün düşmesi. Bir de 'torpil olarak' anlatılan özellikle işe girişlerde ortaya çıkan haksızlıklar. Akşener, gençlerde oluşan ülkeye devlete olan güvensizliği 'tehdit edici' olarak nitelendiriyor.

Akşener'in dikkat çektiği diğer bir konu ise Anadolu'nun feraseti. Politikada 25 yıldan beri siyaseten sağ kalmasını vatandaşa borçlu olduğunu ifade eden Akşener'e göre, seçmenin hazmedemediği önemli bir konunun da oyuna saygı gösterilmemesi olduğunun altını çizdi. Bunun son örneğinin İstanbul seçimlerinde görüldüğünü anlatan Akşener, ' Eğer 6 Mayıs'ta İmamoğlu'nun mazbatası iptal edilmeseydi 13 bin oy farkla seçilmiş olacaktı. Ama AK Parti'ye oy verenler bile 23 Haziran'da 'bu kadar da değil' dedi. Bu hepimize büyük bir mesajdır. Vatandaş, oyuna saygı duyulmasını istiyor" dedi.

31 MART'TAKİ HATALAR

Akşener, konuşmasında Millet İttifakı ve 31 Mart seçimleriyle ilgili de uzun bir değerlendirme yaptı. İYİ Parti'nin yeni kurulan bir parti olmasına rağmen arka arkaya seçimlere girdiğini ifade eden Akşener'e göre, Türkiye'nin nefes almaya ihtiyacı vardı. Kutuplaşmadan çıkmak gerekiyordu. Seçimlerde bu başarıldı ve vatandaş oyuyla değişimin olacağını gördü.
Bursa'da 31 Mart seçimlerinin kazanılması için 10 ilçeyi tek tek gezerek çalışma yaptıklarını da anlatan Akşener, tercihlerini Türkiye'nin menfaatlerinden yana kullandıklarını ifade etti.
Kılıçdaroğlu'nun Bursa seçimi için 'bazı hatalar yaptık' sözlerini hatırlatan Akşener, 'Balıkesir'i de benzer hatalar yüzünden alamadık. Balıkesir yüzde yüz kazanılabilirdi. Buna üzüldüm. Niğde'de benzer bir hata oldu CHP aday çıkardı' diye konuştu.

İKTİDAR PARTİSİ İL BAŞKANLIĞI MİLLETVEKİLLİĞİNDEN DEĞERLİ Mİ?

CHP Bursa il örgütünün kongre yarışından başarıyla çıkarak il başkanı olan İsmet Karaca, ASTV'de yayınlanan Sönmez Medya Buluşmaları'nın konuğu oldu.
Karaca, başkan seçildiği günden beri yoğun bir tempoda çalışmaya başladı. Kongredeki rakipleri Erol Gülmez ve Güner Aklan'la yemekte buluşan Karaca, Akkuş'un mazereti olduğu için yemeğe katılamadığını söyledi.
Kampanya sürecinde, kongrede ve devir teslim töreninde birleştirici olacağı mesajlarını veren Karaca'nın 'Bizde dikiz aynası yok, geriye bakmıyoruz' mesajı ise tartışmaların geçmişte kalacağı anlamı taşıyordu.
İki yıl önceki yarışta kaybeden Karaca'ya göre, kongre dönemi kırgınlıkları çabuk geçiyor. Kendisi yaşayarak görmüş çünkü.
CHP'nin kongre sürecinde il başkanlarının vekillik ve belediye başkan adayı olmak istemeleri tartışma konularının başında yer alıyordu. Akkuş yönetiminde genel sekreterlik yapan ve daha sonra istifa ederek il başkanı adayı olan Erol Gülmez bunu kongre günü kürsüden 'Akkuş, enerjisini seçim için değil, Nilüfer adayı olmak için harcadı. O yüzden seçimi kaybettik' sözleriyle dile getirmişti.
Kongrede konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Lale Karabıyık da, seçilecek başkanın aday olup istifa etmemesi gerektiğini söylemişti.
Karaca'ya bu hatırlatmaları yaparak, milletvekilliği adayı olmak için istifa edip etmeyeceğini sorduk. O da yanıtladı.
'CHP olarak iktidar olmak istiyoruz. İktidar partisi il başkanlığı da milletvekili kadar değerlidir. Mesajımız çok net. Görev sonuna doğru denk gelirse bizi soran örgüte sorarız derlerse ki çık aday ol, aday oluruz.'
Peki önseçim?
Karaca'nın yanıtı:
'Bu konuda fikrim net. Vaat değil geçmişte de yaptım. Önseçim olmazsa aday olmayacağımı açıkladım. Fermuar sisteminin gizli kahramanı ve mucitlerinden biriyim'