Hava Durumu

Algıların olguların önüne geçmesi ve Cargill soruları

Yazının Giriş Tarihi: 27.08.2021 08:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.08.2021 08:07

Albert Einstein uzun yıllar önce 'Önyargıları kırmak atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur' önermesinde bulunmuştu. Önerme, günümüzde de hala daha güçlü olarak devam ediyor.

155 yıllık geçmişe sahip Cargill firmasının İznik Gölü kıyısında mısır işleme tesislerini kurmaya başladığı günden itibaren 22 yılda, çeşitli iddialar sürekli kamuoyunun gündemine geldi. İnşaat ruhsatının mahkemelik olmasından ürettiği glikoz ve früktoza, GDO'lu mısır kullanımından İznik gölü seviyesinin firmanın kullandığı su yüzünden düşmeye başladığı iddialarına kadar...

İlk kez 2002 yılında, dönemin Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in gezisi sırasında fabrikaya dolaşma fırsatım olmuştu. Cargill Gıda Orta Doğu, Türkiye ve Afrika Bölgesi Kurumsal İlişkiler Direktörü Arzu Örsel'in daveti üzerine 22 yıllık önyargılarla dün Cargill'in Orhangazi'deki fabrikasını bir grup gazeteci ile birlikte gezdik ve merak edilen soruların yanıtını aradık.

Tesislerde pandemi dolayısıyla olağanüstü önlemler vardı. Girişte maskelerimiz değişmesiyle başlayan, önlemler gezi sonuna kadar devam etti. Hatta önlemleri ve gezi boyunca uyacağımız kuralları dinlerken, yanımda oturan Gazeteci arkadaşım Tevfik Fikret Sönmez, 'nükleer santrale mi geldik' diye şaşkınlığını dile getirdi.

Sunum başlayınca bizim abartılı bulduğumuzun önlemlerin sonucunu gördük. Şubat 2020'den itibaren alınan önlemler sayesinde fabrikada sıfır bulaş gerçekleşmiş. Fabrika pandemi nedeniyle üretimini hiç durdurmamış ve müşteri taahhütlerini yüzde 100 yerine getirmiş. Demek ki Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın ilk günden beri dediği gibi korona alacağımız önlemlerden güçlü değilmiş.

Gelelim Cargill ve merak edilen soruların yanıtlarına;

70 ülkede, gıda, tarım, finans ve endüstriyel ürünler alanlarında faaliyet gösteren firmanın 155 bin çalışanı var. Orhangazi'deki fabrikada ise 238 kişi çalışıyor.

Türkiye'de Orhangazi dışında Pendik'te nişasta sanayi, Dilovası'nda kimyasal üretim, Balıkesir'de yağ ve margarin, Hendek'te hayvansal yem katkı maddeleri üretimi gerçekleştiriliyor.

Firmanın Türkiye'deki 60'ncı yılında Türk yöneticilerin global ölçekteki başarıları gerçekleşti. Hem koronavirüs dönemindeki üretimin aksamadan devam etmesi, hem de nişastanın çeşitli alanlarda kullanımının yaygınlaşması ve bitkisel trafo yağı üretimi sayesinde 60 ülke İstanbul'daki merkezden yönetilmeye başlandı. Halbuki çok uluslu şirketlerin genelde tercihi Dubai olurdu.

Üretime gelince; konuşan yetkililerin ısrarla yaptığı vurgu; gıda şirketi oldukları, yüzde 100 yerli hammadde kullandıkları ve GDO'lu ürünlerin fabrika kapısından girmediği, hatta başka ürünlerden bulaşın önlenmesi için 350 bin dolarlık yatırımla laboratuar kurdukları.

En çok tartışma konularından glikoz ve früktoz fabrikanın üretiminin yüzde 10'luk bölümünü oluşturuyor. Fabrika ilk kurulduğunda daha fazla olan bu oran kotalarla düşmüş. Aslında bilinçli tüketici tercihleri de firmayı üretimin başka alanlarda kullanılmasına yöneltmiş. Firmanın gelecek perspektiflerini de sağlıklı gıdaya dönüşle ilgili tüketici tercihleri belirliyor.

Ve önemli bir bilgi: Türkiye'de yılda 2,7 milyon ton şeker üretimi gerçekleştiriliyor. Bunun yüzde 2,5'u nişasta bazlı. Türkiye'de 5 firma bunun üretimini gerçekleştiriyor. Cargill'in payı ise yüzde 1,1 düzeyinde.

Yine küresel ısınma ve çevre duyarlılığının artmasıyla fabrikada önlemler almış. İlk hedef karbon salınımının yüzde 15 azaltılması. Son 10 yılda su tüketimi de yüzde 27,3 azalmış.

'İZNİK GÖLÜ SUYUNU KULLANMIYORUZ'

Su deyince İznik gölündeki son aylarda yaşanan çekilme gündeme geldi. Bu konudaki soru üzerine, fabrika yetkilileri, yılda 150 metre derinlikten çekilen 700-800 bin ton su kullandıklarını ve bunun İznik gölünü etkilemediğini savundular. Fabrikanın göle 4 kilometre uzakta olduğunu vurgulayan yetkililere göre, gölden bu miktarda su alınsa bile bunun etkisi bir santimetrenin dörtte biri oranında olur.

Sunumun ardından arıtma tesisini de dolaştık. Yeraltından çekildikten sonra fabrikada kullanılan su, arıtmadan geçirildikten sonra Karsak deresini veriliyor. Tam bu noktada bahar aylarında yaşanan ve halen etkisi devam eden Marmara'daki müsilaj konusu akla geldi.

Zaman zaman Bursa Büyükşehir Belediyesi yetkilileri de, Karsak deresinin Gemlik körfezinde kirliliğe neden olduğunu ve burada arıtma tesisi yapılacağını gündeme getirmişlerdi.

Fabrika yetkilileri, müsilaj sonrası fabrikanın atık sularının incelendiğini ve buna neden olacak bir bulguya rastlanılmadığını da ifade ederek, 'Bizim Karsak deresine su bıraktığımız nokta öncesi ve sonrasını görmenizi isterim. Bizim arıtmadan geçirdiğimiz atık su, derenin su kalitesini arttırıyor. Hatta bazı noktalarda borularımız kırılarak tarımsal sulama yapılıyor' dediler.

Fabrikanın kurulması ve ruhsat verilmesi konusu ise çok uzun bir süreç. Mahkeme bu konuda kararını vermeden üretim başlanmıştı. Aslında ilk günden beri fabrikanın burada yapılması hatalı bir tercih. Tıpkı yanı başındaki Asil Çelik gibi. Çünkü İznik Gölü Marmara bölgesinin gözbebeği. Fabrika yapacak çok yer var ama bir İznik gölünü yeniden oluşturmak imkansız.

PANORAMA'NIN EREN'İ VAR...

Osmangazi Belediyesi'nin Bursa'ya kazandırdığı prestij eserlerden biri olan Panorama 1326 Fetih Müzesi'nin kentin turizminde odak noktası haline geldi. 1 Kasım 2018'de açılışı yapılan müzeyi bugüne kadar 137 ülkeden bir milyon 100 bin kişi ziyaret etti.

Artık Bursa turları Panorama'dan başlıyor. Panorama'nın bir de Eren'i var. Eren kim diye soracak olursanız; müzenin sanal rehberi. Uygulamayı cep telefonunuza indirdiğinizde, müzeyi gezerken size eşlik ediyor.

Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi Genel Direktörü Dr. Orhan Mollasalih, dün Eren'in görme engelli bir çocuğa yaşattığı mutluluğu bizlerle paylaştı. Çocuk 3 kez müzeye gelmiş ama sonuncusunda Eren'in rehberliği sayesinde müzede ne olduğunu tam olarak anlamış.

Çocuğu dinleyince kendisinin de duygulandığını anlatan Mollasalih, müzede yeni başlatılan bir uygulamayı da haber verdi. Bilindiği gibi Bursa, yaz aylarında Türkiye'nin dört bir yanından gelen gençleri Uludağ ve deniz kıyısındaki kamplarda ağırlıyor. Kamp için gelenlerin müze tercihinde ise ilk sırada panorama var. Osmangazi Belediyesi de kamp için gelenlere müze gezisini ücretsiz yapmış.

Aslında pandemi olmazsa öğrencilerin tarih dersleri için panorama biçilmiş kaftan...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.