Beyaz Saray’da barış mı, Trump şov mu?

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bağımsızlık coşkusunu ilk yaşayan ülkeler Azerbaycan ve Ermenistan olmuştu.

Ne var ki bu bağımsızlık sevincinin hemen ardından Kafkaslar, acı ve kanla yoğrulmuş bir savaşa sahne oldu. Ermenistan, fırsattan istifade Azerbaycan toprağı olan Karabağ’ı işgal etti, ardında yıkım, katliamlar ve yüzbinlerce mülteci bıraktı.

Otuz yılı bulan bu gerginlik boyunca nice diplomasi masası kuruldu, nice barış planı havada kaldı. Erivan, işgal ettiği topraklardan çekilmemekte direndikçe barış hep bir başka bahara kaldı. Ta ki Azerbaycan, Karabağ’daki işgal güçlerini sahadan söküp atana kadar… Türkiye’nin güçlü desteğiyle gelen bu zafer taçlandı, fakat asıl barış imzası önceki gece atıldı.

ABD’de Beyaz Saray’da düzenlenen töreni izlerken aklıma ilk olarak 80’li yılların tek kanallı dönemindeki “Benny Hill Show” geldi.

Tören mi, skeç mi, anlamak zor. Trump, kameraların önünde sanki tüm savaşları kendi elleriyle bitirmiş gibi anlattı. “Sen neymişsin be abi” şarkısı çalsa, inanın fon müziği olurdu.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, bu gösterinin adeta figüranları gibiydi. Sözleriyle Trump’ın Nobel Barış Ödülü hevesini besliyor, adeta “al bu ödülü de biz kurtulalım” der gibiydiler.

Oysa dünya hâlâ yanıyor; Ukrayna-Rusya savaşı bitmiş değil, Gazze’de açlıkla yoğrulan bir soykırım yaşanıyor. Ama Trump’ın gözü Nobel sahnesinde…

TRUMP YOLU: ZENGEZUR’DAN ORTA ASYA’YA

Gösterinin —pardon, anlaşma masasının— en dikkat çekici bölümü ise Zengezur Koridoru oldu.

Azerbaycan’ı Nahçıvan üzerinden Türkiye’ye bağlayacak bu hat, artık Trump Rotası ya da Trump Yolu olarak anılacak.

32 kilometrelik bu geçiş, sadece karayolu değil; demiryolu, enerji boru hatları ve ticaretin yeni damarlarını da barındıracak.

Türkiye için bu koridor, Güney Kafkasya’nın kilidi demek.

Çünkü bu sayede İran veya Gürcistan üzerinden dolaşmadan Azerbaycan’a, oradan da Orta Asya’ya ulaşım mümkün olacak.

Avrupa Birliği de bu yolu, Orta Asya’ya erişiminde kritik bir kapı olarak görüyor.

Trump’ın şovuna rağmen, bu proje bölgenin jeopolitiğini değiştirecek kadar önemli.
Keşke bu stratejik adım, böylesi bir “barış sahnesi”nin dekoru olmasaydı.

Çünkü gerçek barış, spot ışıkları altında değil; halkların günlük hayatında anlam bulur.

Ama madem adını “Trump Yolu” koydular, biz de yolu takip edip nereye varacağını göreceğiz…

BEV’DEN BURSA HAKİMİYET’E ZİYARET

Kısa adı BEV olan Balkantürk Eğitim Vakfı’nın (BEV) Başkanı İlhan Uslu, bu görevinde ikinci dönemini sürdürüyor.
Uslu, Bursa Hakimiyet ve onun dijital medyadaki temsilcisi bursahakimiyetgazetesi’nin yeni ofisini ziyaret ederek hayırlı olsun dileklerini iletti.

Bursa Hakimiyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Serhat Tuncel ve bursahakimiyet.com.tr Yazı İşleri Müdürü Coşkun Saitoğlu ile birlikte ağırladığımız İlhan Uslu ile hem vakfın çalışmalarını hem de Bursaspor’u konuştuk. Ne de olsa İlhan Uslu, Bursaspor’un ikinci Anadolu devrimini yaparak şampiyon olduğu dönemde yeşil-beyazlı yönetimdeydi. Ona göre “Bu sezon da çok rahat şampiyon oluruz.”

BEV’e gelince… İkinci dönemine başlarken vakfın hedefleri arasında kız yurdu yapmak vardı. Bu hedef, yaşanan gelişmeler üzerine başka bir yöne evrildi. BEV, kampüste büyük onarım gerektiği için kapatılması planlanan kız yurdunu baştan sona yenileme kararı almış. Çalışmalar tamamlanmak üzere ve yakında açıklayacaklar.

Uslu’ya ziyareti ve Dr. Murat Kuter’in hazırladığı, BEV tarafından bastırılan “Bursa’ya Değer Katan Muhacirler” kitabı armağanı için teşekkür ederiz.

ULUDAĞ ETEKLERİ İÇİN ÖNERİ

Bursa’nın yakasını son haftalarda bırakmayan orman yangınları, hepimize şu gerçeği yeniden hatırlattı: Doğayı korumak sadece yangın çıktığında söndürmek için topyekun seferber olmak yetmiyor. Önleyici tedbirler, uzun vadeli planlar ve akılcı düzenlemeler şart.

Bu noktada eski Osmangazi Belediye Meclis Üyesi Cemil Aydın’ın uyarısı dikkate değer. Aydın, meclis üyeliği döneminde de sonrasında da Uludağ etekleri için aynı teklifi yineliyor:
Alacahırka–Demirkapı hattını kapsayan bölge, park ya da millet bahçesi olarak düzenlensin.

İlk kez 1999’da MHP Adayı Hüseyin Aras tarafından dile getirilen, 2009’da merhum Basri Sönmez’in seçim kampanyasında yeniden gündeme gelen bu fikir, aslında hem yangın riskini azaltacak hem de kente yeni bir nefes alanı kazandıracak.

Aydın’ın hatırlattığı gibi, orman yangınları sonrası güvenlik güçleri geceleri Uludağ yolunda denetim yapıyor. Ama bu, sorunun sadece günü kurtaran kısmı. Asıl mesele, yangına davetiye çıkaran düzensiz, sahipsiz ve plansız alanları disipline etmek.

Bursa’nın en kıymetli yamaçlarını koruyacak, güzelleştirecek ve halka kazandıracak bu öneri artık “güzel bir fikir” olmaktan çıktı. Yangınlar bize gösterdi ki, bu bir zorunluluk.