Hava Durumu

BİKO'lay iş buluyor: İki ayda 500 kişi işe yerleştirildi

Yazının Giriş Tarihi: 02.10.2021 08:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.10.2021 08:00

İstihdam, ekonominin en önemli göstergelerinden biri.

Türkiye genelinde sürekli artma eğiliminde olan işsizlik oranların gerçek durumunu pandemi döneminde kısa çalışma ödeneği, iş akdi feshinin yasaklanması nedeniyle göremiyorduk.

Geçen ay ve bu ay gelen rakamlardaki farklar da henüz işgücü piyasasının dengelenmediğini gösteriyor. Ancak istihdam rakamlarının tekrar yükselişe geçmesi umutları artırıyor. Bursa ise bu açından şanslı illerden biri. İhracatta ikinciliği zaman zaman Kocaeli ile paylaşan 17 OSB'nin bulunduğu Bursa, yüzde 8'lere kadar inen işsizlik oranıyla Türkiye'nin istihdamın en yüksek olduğu kentlerinden biri. Her yıl aldığımız yoğun göç de bunun en önemli göstergesi. Buna rağmen Bursa'da iş talepleri milletvekilleri ve belediye başkanlarının ajandalarının ilk sırasında yer almaya devam ediyor.

İş taleplerinin yanı sıra iş dünyası da zaman zaman yüksek sesle nitelikli eleman bulmakta zorluk çektiklerini dile getiriyorlar. Bu durum iş gücü piyasasının işletmelerle doğru platformlarda buluşmamasından kaynaklanıyor. Bir yanda iş arayanlar diğer yanda ise eleman talebi olan işletmeleri daha sağlıklı ve kurumsal çatı altında buluşturmak amacıyla Bursa Büyükşehir Belediyesi geçen ağustos ayında Türkiye'deki en kapsamlı istihdam projelerinden birini başlatmıştı.

Kısa adı BİKO olan Bursa İstihdam ve Kariyer Ofisi, birebir yapılan iş görüşmeleri ile iş arayan kişileri doğru işyerlerine ve doğru işlere yerleştirme konusunda çalışmalara başladı. Başta lise ve üniversite öğrencilerinin, doğru meslek ve staj yerleri seçmesine destek olacak ofisler, mesleklerini belirlemelerinde rehberlik etmenin yanı sıra eğitim desteği de veriyor.

Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki yerinde çalışmalarını sürdüren BİKO'ya, 6 Ağustos'tan bu yana kayıtlı bin 200 işyerinden 4 bin iş ilanı geldi. Kariyer danışmanları da 3 binin üzerinde iş arayan vatandaşla yüz yüze görüşme gerçekleştirdi. En sevindirici veri ise 500 kişinin işe yerleştirilmesi oldu. BİKO'nun hedefi, arz ve taleplerin yer aldığı havuzu daha büyütüp, işverenlerin ihtiyacını karşılamanın yanı sıra vatandaşların kendi özelliklerine en uygun işlerde çalışabilme imkanı sağlamak.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, açılış töreninde yaptığı konuşmada, BİKO ofislerinin, farklı ilçelerde de hizmet vermesi için çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, 'Aynı zamanda BİKO hizmetimizi TIR ve mobil araçlarımızla şehrimizin farklı noktalarına taşıyacağız" demişti. İki ayda elde edilen bu başarı sayesinde çalışmanın daha da ivme kazanması bekleniyor.

YÜCEBAŞ'IN KİTABI: GÖÇ ÖYKÜLERİ HEP HÜZÜNLÜDÜR

Sözlü kültür ve aktarım yönümüz öyle güçlü ki tarihe not düşmek adına yaşadıklarımızı kaleme almakta hep geri kalmışızdır.

İstanbul'un fethinden tutun da Çanakkale savaşına kadar birçok önemli tarihi konuda hep yabancı kaynaklara başvurmak zorunda kalıyoruz. İstanbul'un fethini bırakın, Osmanlı'nın beylikten devlete geçişiyle ilgili savaşın Yenişehir'de mi yoksa Yalova yakınlarında mı yapıldığı tartışma konusu.

Nedeni ise bunları hep yabancı kaynaklardan izlemiş olmamız... Devlet adamlarımız da yazmamış. Oysa ne kadar anlamlıdır: Söz uçar yazı kalır deyimi. Uzun yıllardan beri tanıdığım gazeteci dostum, Vedat Yücebaş, dün, kaleme aldığı ve Majör yayınlarından çıkan 'Sopot' adlı kitabıyla Sönmez Medya'yı ziyarete geldi. Tarihe not düşmek adına yazmış Vedat. İyi de etmiş. Hepimiz tanık olduğumuz birçok konuda yazmayı ve gelecek nesillere bunları aktarma konusunda imtina ediyoruz.

Gelelim kitaba...

Göçlerin bir gideni olduğu gibi bir de kalanları vardır. Bu kimi zaman bir insan olmasının yanı sıra kayıp bir mezar, yüzlerce anının biriktirildiği tarihi mekandır. Vedat, kitabında, bugünkü adı Kuzey Makedonya olan topraklardan göçen dedesi Seydi ve amcası Hüseyin Seydiu'nun yaşam hikayelerini anlatırken, 1944'lü yıllarda o topraklarda yaşanmış acı gerçekleri de bir kez daha gözler önüne sermiş.

Göçenler ve kalanlar; binlerce hikaye, acı ve ölüm. Hem Balkan ülkelerinde hem de Türkiye'ye göç eden pek çok aile için hâlâ acılar aynı oranda taze. Ve çok kişi, görmediği, bilmediği dedesi, babası, amcası veya dayısı için gözyaşı döküyor.

Sopot, Balkan coğrafyasındaki binlerce hikâyeden sadece birini anlatıyor. Eksiği var fazlası yok!Kitap Türkçe-Arnavutça dillerinde iki yönlü yazıldı. Tüm online satış sitelerinde ve Bursa'da seçkin kitap evlerinde satışta. Ellerine ve emeğine sağlık Vedat....

40 YILLIK SORU YANIT BULDU

Geçen hafta Bursa'nın Türk dünyasında yıldızının parladığını ve etkinliklerin yeni adresinin Osmanlı'nın beylikten imparatorluğa evrildiği Bursa olduğunu yazmıştım.
Buna, Osmangazi Belediyesi'nin ev sahipliğini yaptığı 'Altay Toplulukları Sempozyumu' örnek vermiştim. Dört gün süren ve Bursa'nın yeni prestij mekanlarından biri olan Panorama Fetih 1326 Müzesi'nde gerçekleştirilen sempozyuma ve 8 farklı ülkeden 80 Altayist akademisyen katıldı.

'Destanlar ve Destan Kültürü' olarak belirlenen sempozyum, 20 oturum olarak gerçekleştirildi. Sempozyumun kapanışında konuşan Prof. Dr. Naciye Ata Yıldız da sempozyumun ilmi ve akademik açıdan son derece verimli geçtiğini söyledi. 40 yıldır cevabını aradığı bazı soruların cevaplarını bu sempozyumda bulduğunu söyleyen Prof. Yıldız, "Afrasyap ile Alper Tunga'yı hep aynı şahıs gibi değerlendirirdik. Ama burada değerli hocalarımın yaptığı sunumlarda bu kişilerin farklı kişiler olabileceğini düşünme, görme durumunda kaldık. Her biri ayrı ayrı emek verilmiş, özgün çalışmalar olarak hazırlanıp gelmiş. Bu çalışmaların önümüzdeki yıllarda başka çalışmalara da yol açacağına eminim" dedi.

Sempozyumun kapanış oturumunda konuşan Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Cem Kürşad Hasanoğlu, önemli bir konuyu dile getirdi. Sempozyumun en dikkat çekici noktalarından birinin de, katılımcıların kendi dillerini konuşuyor olması olduğuna işaret eden Cem Kürşad Hasanoğlu, "Sempozyum süresince katılımcılar Rusça değil de Türki dillerde, Türkçe, Özbekçe, Kırgızca konuşup anlaşabiliyor. Daha önce katıldığım sempozyumlarda katılımcıların Rusça'yı daha fazla konuştuğunu görüyordum. Bu da, çok gurur verici diye düşünüyorum. Demek ki, yapılan çalışmalar meyvelerini veriyor' dedi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.