Hava Durumu

Bir bayram klasiği; Ömür biter yol bitmez

Yazının Giriş Tarihi: 12.06.2025 08:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.06.2025 08:08

Sanırım bir kamyon arkası yazısı; ömür biter yol bitmez…

Son yıllarda bayramlar amacından hızla uzaklaştı ve maalesef tatil anlayışına dönüştü. Eskiden yine seyahatler vardı ama birinci günü klasik ritüelleri yerine getirdikten sonra bir yerlere gidilirdi.

Göç eden bir ülke olduğumuz için sılayı rahim amacıyla da bu tatiller kullanılırdı. Günümüzde ise daha bayram başlamadan herkes bir yerlere gitme telaşına düştü.

Kısacası Türkiye yollardaydı.

Tabii ki ben de. Bizimkisi kısa ama bayram trafiğinin fotoğrafını görmeye yetti. İstanbul-İzmir otoyolunu kullanarak Bandırma’ya gittiğim için hem otobanı hem de devlet yollarını gördüm. Otobanda yeni radarlar, devlet yolunda uzun kuyruklar vardı. Sonra Gemlik’e döndüğümde günübirlikçilerin Kumla’ya akınına şahit oldum. Gece yarılarına kadar devam eden kuyruk şeklindeki araç trafiği. Belki de yaşın getirdiği bakış açısıyla bu eziyet çekilir mi? Yorumunu yapamadan duramadım.

Bu yazı için hem yolculuk hem de kaza istatistiklerinin oluşmasını bekledim.

Ulaştırma Bakanlığı'nın verilerine göre bu Kurban Bayramı'nda 16 milyon 300 bin araç otoyollardan geçti. Bu rakam Türkiye’deki araç sayısının yarısıydı. Havalimanlarından taşınan yolcu sayısı 3 milyon 871 bini buldu. Yüksek Hızlı Tren ve raylı sistemleri tercih edenlerin sayısı 2 milyon 783 binin üzerinde. Otobüs firmaları ise 3 milyondan fazla yolcuyu taşıdı. Yani özetle, 85 milyonluk ülkenin neredeyse yarısı bir yerden bir yere taşındı.

Ancak mesele sadece hareketlilik değil. Hareketin bedeli de oldu: 3 bin 913 trafik kazası, 44 can kaybı, 6 bin 370 yaralı.

Yine asıl meseleye dönersek;

Bayramda yollara düşmek bizim için sadece bir ulaşım eylemi değil, adeta kültürel bir ritüele döndü. Ama bu ritüelin bedelini hep birlikte ödüyoruz. İçişleri Bakanı’nın açıkladığına göre, kazaların neredeyse yarısı hız ihlalinden kaynaklanıyor. Şerit değiştirme, geçiş önceliği gibi “olmazsa olmaz” kurallar hâlâ kağıt üstünde kalıyor.

Yeni nesil radar uygulamaları, sıklaştırılan kontroller, hatta 3 bin gizli yolcu ile otobüs denetimleri gibi modern önlemler bile bir şeyleri değiştirmeye yetmedi. Çünkü sorun sadece teknolojik değil, kültürel ve zihinsel. Sorun reflekslerimizde, alışkanlıklarımızda, hatta sabırsızlığımızda gizli.

Hız sınırı 140 kilometre olan otoyollarda sıfır can kaybı yaşanırken, hız sınırının 50 ile 80 arasında olduğu şehir girişlerinde ve tali yollarda 22 can gitti. Demek ki mesele hızdan çok hızla ne yaptığımız. Gözümüz yolda ama aklımız bayram telaşında, belki de telefonda, belki de sadece “bir an önce varmakta”.

Bayramın en acı kazası İzmir’de yaşandı. 5 kişi hayatını kaybetti. Sürücünün daha önce üç kez alkollü araç kullanmaktan ehliyeti alınmış. Sonra ne olmuş? Aynı sürücü direksiyon başına geçmiş. Yani sistem denetliyor ama irade başka bir şey söylüyor.

Tüm önlemlere rağmen “biz” hâlâ bayram yolculuklarını bir yarışa dönüştürmeye, direksiyon başında kendimize özgü kurallar koymaya devam ediyoruz.

Her kazadan sonra “kaza değil, cinayet bu” denir ya… Galiba bu söz, artık toplumsal bir itiraf halini almalı. Çünkü 44 can sadece birer sayı değil. Onlar bir annenin, bir babanın, bir çocuğun hikayesi. Yarım kalan hayatlar.

Türkiye hızla büyüyor, yollar gelişiyor, ulaşım çeşitleniyor. Ama bu modernleşmenin yanına trafik kültürü eşlik etmedikçe, bu bayram da gelecek bayram da aynı haberleri yazacağız.

‘YARISI BİZDEN’ İÇİN İMZA KAMPANYASI NEDEN OLMASIN?

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı koordinesinde İstanbul’un tüm ilçelerini kapsayan Yarısı Bizden kampanyası kapsamında vatandaşlara ev ve iş yerlerinin dönüşümü için hibe, kredi ve taşınma yardımını kapsayan destek ödemeleri yapılıyor.

2023 yılında başlatılan kampanyadan riskli konut sahiplerinin tümü faydalanabiliyor. 23 Nisan’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından hasarlı tüm konut ve işyeri sahipleri de bu kampanya kapsamına alındı.

Bursa, AFAD verilerine göre deprem konusunda İstanbul’dan daha riskli bir kent olmasına rağmen resmi ve özel kurumların tüm çağrılarına rağmen bu kampanyaya bir türlü dahil edilmedi.

En son Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı, mayıs ayında bakanlığa resmi yazı göndererek kentin deprem riski ile ilgili gerçeklerini sıraladıktan sonra Bursa’nın da ‘yarısı bizden’e alınması isteğini resmen talep etti.

Büyükşehir belediyesi yetkililerinden bu talebe bakanlıktan bir yanıt gelip gelmediğini sordum. Henüz bir yanıt yok.

Bursa’da 9 aktif fay hattı var.

Hem Bursa Büyükşehir Belediyesi hem sektör temsilcileri hem de vatandaşlar bunu bekliyor. Nitekim inşaat sektörü temsilcileri Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ev sahipliğinde gerçekleştirdiği toplantıda bu konuyu bir kez daha gündeme taşıdı.

BTSO İnşaat Konseyi Başkanı Ali Tuğcu, Bursa’nın deprem riskini hatırlattıktan sonra; ‘Kentsel dönüşüm diğer birçok şehirden daha büyük önem arz ediyor. Bu çerçevede ‘Yarısı Bizden’ kampanyasının İstanbul’da olduğu gibi Bursa’da da hayata geçirilmesini talep ediyoruz.” çağrısını yaptı.

Hem Ali Tuğcu hem de BTSO Meclis Üyesi ve İMSİAD Şube Başkanı Şeref Demir, bu konudaki taleplerini Bakan Murat Kurum’a ilettiklerini söyledi. Bakanlık zaman zaman yaptığı açıklamalarda yıl sonuna kadar konut hamlesinin açıklanacağını ve 81 ilin bu kampanyadan yararlanacağını dile getirse de Bursa bu konuda geç kalıyor.

Yalova geçen mart ayında yarısı bizden için imza kampanyası başlattı.

Hem sektör temsilcileri ve akademik odalar hem sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek ortak bir imza kampanyası başlatmamamız Bursa olarak sesimizi daha iyi duyurmaz mı?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.