Hava Durumu

Boşuna umutlanmayın kimse deprem zamanını veremez

Yazının Giriş Tarihi: 29.01.2020 08:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.01.2020 08:19

Deprem, uyarı konusunda bu kez işi ciddi tutuyor, bir batıdan bir doğudan uyarı üstüne uyarı gönderiyor.
Tam Akhisar bitti derken, Sivrice başladı. Elazığ'ın yaraları sarılırken, Manisa beni unutmayın mesajını veriyor.
Dolayısıyla gündem depremle devam ediyor. Suriye ve Doğu Akdeniz'i konuşan yok gibi. Bir de Çin'den yayılan Corona virüsü var.
Üst üste yaşanan felaketler ve salgın hastalıklar dünyanın çivisi mi çıktı dedirten cinsten gelişmeler. Haber televizyonlarının ve internet sitelerinin ekranları kıpkırmızı. Önce flaş haber, ardından deprem uzmanına bağlanma, gece yarılarına kadar yine aynı uzmanların konuk oldukları açık oturum ritüeli devam ediyor.

İnsanlar ekranlardaki uzmanların neler söyleyeceğine dikkat kesilmiş durumda. Aslında yeni bir şey söyledikleri yok. Söylediklerinin hepsini ezberledik neredeyse. Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu fayları, Ege havzası. Bu hatların geçtiği bölgelerde deprem mutlaka olacak. Faylarla ilgili konuşmaların ardından uzmanların söylediği deprem güvenli bina ve şehirlerin hazır hale getirilmesi...
Beklentimiz ise biri çıkıp desin ki şu tarihte ve bu büyüklükte bir deprem olacak.
Yok, böyle bir dünya... Boşuna umutlanmayın...
Henüz bilim o kadar ilerlemedi. Belki 20 yıl sonra teknolojinin gelişmesiyle olabilir.
Peki, ne yapacağız?
Bize ve bizi yönetenlere düşen ödev depreme hazır hale gelmekten geçiyor. 20 yıl önce Marmara depremi sonrası Deprem Dede merhum Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'nın söyledikleri hâlâ kulaklarımızda; deprem değil bina öldürür...
Hazırladığımız deprem çantalarını bir kenara attık. DASK'ı, bina alırken arayacağımız ilk özellik olması gereken 'deprem güvenli mi' sorusunu unuttuk...
Bizi yönetenlere gelince; bir tek deprem sonrası acil müdahale konusunda uzman ve yeterli hale geldik. Bir saat içinde 5 lojistik uçak kaldıracak, 25 dakika sonra deprem bölgelerinden İHA'larla görüntü elde edecek kapasiteye ulaştık. Yaralar çabuk sarılıyor. Hastane ve okul binalarının yenilenmesi konusunda ilerleme kaydedildi.
Yapamadıklarımızın listesi ise daha uzun... Yasa çıkarmamıza rağmen kentsel dönüşümü yapamadık. Üstelik imar barışında yapı kayıt belgesi verilen binalarda deprem güvenliği aramadık. Vatandaşın inisiyatifine bıraktık. Toplanma alanlarını AVM yaptık. Çok güvendiğimiz haberleşme sistemimizin ne hale geldiği 5,8'lik Silivri depremi bize gösterdi.

ÖZEL YASA VE YETKİLİ KURUL ÖNERİSİ

Marmara Depremi bize iyi bir ders vermişti. 21 yılda çok şey yapabilirdik. Yapamadık. Bu yapamayacağız anlamını da taşımıyor. Hâlâ önümüzde fırsat var. Japonya gibi deprem ülkelerinin yaptıkları ortada. Amerika'yı yeniden keşfetmenin anlamı yok.

AFAD gibi bir kurumu oluşturduk ama yapı stokunu depreme hazırlayacak tüm Türkiye'de denetimi ve koordinasyonu oluşturacak bir yapımız yok. Tam bu noktada bilim adamlarının sesine kulak vermek gerekiyor. Söyledikleri şu; deprem tehdidi bulunan tüm yerleşim birimlerinde binadan önlemlere kadar yetkili bir kurul oluşturulmalı. Gerekirse özel yasal çıkarılmalı. Belediye meclisleri konu depremse kararları bu kurulun onayından geçmeli... Vatandaş depremden önce inşaat mühendisiyle tanışmalı...

OTTOMAN BELGESELİ; FATİH'TEN JON SNOW ÇIKARMAK

Netflix'te İstanbul'un Fethi, 6 bölümlük mini bir belgesel - dizi halinde yayınlandı.
Öncelikle iyi tarafından başlayayım; Rise of Empires adlı dizi gerçeğe yakın savaş sahnelerinin yer aldığı sürükleyici bir dizi. Sonunu bilsek de meraklandıran ve ilgi uyandıran içeriğe de sahip. Geri dönüşler ve Fatih'i çocukluğuyla ilgili sahneler şehzadelerin padişah oluncaya kadar geçtikleri zorlu yolculuktan kesitler aktarıyor.

Fatih'i canlandıran Cem Yiğit Üzümoğlu, rolünü çok güzel yapıyor. 21 yaşında İstanbul'u fethederek çağı değiştiren Fatih'in hırsını ve motivasyonunu etkili bir şekilde aktarıyor ama Game of Thrones'taki Jon Snow'un kötü bir kopyası. Kürklü pelerini deri kıyafetleri ve savaşın bizzat içinde kılıç sallamasıyla tıpkı Jon Snow.
Dizideki diğer Türk oyuncular Tuba Büyüküstün, Birkan Sokullu çok iyi seçimler. Sırp prensesi rolü ile Büyüküstün'ün performansı mükemmele yakın. Cenevizli komutan Giovanni Giustiniani'yi canlandıran Sokullu ise Cennetin Krallığı filmindeki şövalye Orlando Bloom'dan bile daha iyi.
Kafama takılan ise Giovanni Giustiniani'ye bu kadar önem atfedilmesinin yanı sıra yeniçerileri kuşatma boyunca kılıçtan geçirmesi. Mübarek sanki Fatih'in fedaisi Kara Murat. 20 yeniçeriyi kılıçtan geçirirken bir sıyrık dahi almıyor. Biraz zorlasalar Fatih yerine Giovanni Giustiniani'yi kahraman yapacaklar.
190 ülkede yayın yapan platformun Osmanlı'yı sevmeyen kesimi rahatsız etmeme çabası var. Başka ülkelere şirin görünmek için kendi kahramanını da belgesele eklemiş. Finalde üstün dehasıyla İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet'in hakkı teslim ediliyor.
Son bir not: sanki Türkiye'de tarihçi yokmuş gibi, Jeoloji profesörünün anlatıcılar arasında yer almasını garipsedim.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.