Hava Durumu

Bursa'dan Türkiye'ye 'kalite ihracı' başladı

Yazının Giriş Tarihi: 15.12.2021 08:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.12.2021 08:00

Dünyada ilk kez kalite ve standart belgesinin Bursa'da hazırlandığını biliyor musunuz?

Yıllar önce TSE'nin efsane başkanı Mehmet Yılmaz Arıyörük'ün konuşmasında bu tarihi gerçeği öğrenmiştim.

1502 yılında Sultan Bayizid tarafından hazırlanan Kanunnameyi İhtisabı Bursa Beyannamesi, dünya tarihine geçmişti. 'Halkın ekmeğiyle oynama yanarsın ve pabucunun dama atılması' sözlerinin kaynağı da bu beyanname.

Bursa geçmişten gelen bu özelliğini günümüzde de sürdüren Türkiye'nin en önemli sanayi kentlerinden biri. Bu anlayış sayesinde, Bursa'da üretilen birçok sanayi mamulü dünyanın pek çok ülkesinden alıcı buluyor.

Bunu, Bursa'dan 5 bin kilometre uzaklıktaki Kırgızistan'da Orta Asya'ya Türk ürünleri pazarlayan bir tacirin ağzından şu sözlerle duymuştum: Bursa'da üretilen bebe çocuk giysileri İtalyan ve Fransız kalitesinde, fiyatı da Çin'le rekabet edecek düzeyde.

Sadece bebe çocuk konfeksiyonu ürünleri için geçerli olan bir durum değil. Her ne kadar fason da olsa tekstilden otomotive, gıdadan metal sanayiye kadar birçok ürün, dünya pazarlarında kalitesiyle ön plana çıkıyor.

Kalite kenti olması tescillenen Bursa'da bu anlayışı yaygınlaştırmak ve kalıcı hale getirmek amacıyla 2009 yılında 29 kalite gönüllüsü tarafından Kalite Birliği Derneği kuruldu. Kurucu başkan olan ve Bursa'da kalite ve TSE denince akla gelen ilk isimlerden biri olan Mustafa Karaman, geçtiğimiz aylarda görevi Prof. Dr. Erkan Işığıçok'tan alarak başkanlık koltuğuna yeniden oturdu.

Kalite Birliği Derneği alışılmış STK'lardan oldukça farklı bir yapılanmaya sahip. Bağış kabul etmeyen ve gelir getirici hiçbir faaliyette bulunmayan derneğin tek amacı; kaliteli milli üretimin desteklenmesi. Tüm üyeler gönüllülük esasına göre çalışıyor. TSE'ye destek olmak amacıyla kamunun giremediği her noktada kaliteli üretimin özendirilmesi ve geliştirilmesi amaçlanıyor. 35 okul bu anlayışla TSE belgesine kavuşturulmuş. Ayrıca yürütülen sertifikalı eğitim programıyla yüzlerce genç kalite ordusuna kazandırıldı.

Milli Ses Ver proje ve kampanyası ile Türkiye gündeminde yer bulan dernek, geçen ağustos ayından itibaren Türkiye geneline açılmaya, yani Bursa kalitesinin Anadolu'ya ihracına başladı.

Dün sohbet ettiğimiz Mustafa Karaman, kısa sürede 19 ilde örgütlendiklerini belirterek, temiz kalite ve Milli Ses Ver Projesi'nin tüm Türkiye'ye hakim olması ve devlet politikası haline gelmesini istediklerini söyledi. Türkiye genelindeki örgütlenme tamamlandıktan sonra dernek, genel başkanlık modeline geçecek ve merkezi de Bursa olacak. Şu ana kadar Kalbir, Trabzon, İstanbul Avrupa ve Anadolu yakası, Kahramanmaraş, Samsun, Manisa, Balıkesir, Ankara, Yalova, İzmir, Çanakkale, Aydın, Bolu, Trakya ve Denizli'de örgütlenmesini tamamladı.

Peki, nedir Milli Ses Ver Projesi?

Karaman'a göre, Türkiye'nin gerçek kurtuluşu, yerli ve milli, nitelikli, katma değeri yüksek ürünlerden geçiyor. Fasonculuk, tedarikçilikle sanayi olmaz ve olsa bile gelişemez. İthal ürünlere değil, yerli ürünlere tüketicinin yönelmesi lazım. Sanayicinin yıllık 5 milyar dolar parayı uygunluk değerlendirme alanında yurt dışına göndermemesi gerekiyor. Yerli ve milli TSE varken yabancı yalancı, ve yancıya gerek yok.

*****

OKULLARA TEMEL KALİTE DERSLERİ KONULMALI...

Her yıl 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanan resmi adı 'Tutum, Yatırım ve Yerli Malları Haftası' yeniden hatırlanır hale geldi. Çünkü yerli ve milli üretimin özellikle koronavirüs pandemisi döneminde ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı.

Kalbir Başkanı Karaman'a göre, bu sadece bir hafta boyunca kullanılmamalı, bu husus tüm yıla yayılarak bilinç oluşturulmalı. Tüm alanlara Ahi Evran terbiyesi hakim olmalı. Okullarda seri konferansların yanı sıra temel kalite dersleri konulmalı.

Karaman, bu konuda çok haklı şöyle bir çevrenize bakın! Daha ilkokul birinci sınıfa giden çocuklar bile marka tutkunu haline gelmiş. Bunların büyük çoğunluğu da ülke dışı ürünler.

*****

BU ÇAĞRIYA KULAK VERİN LÜTFEN...

Bir kedinin hayatımı nasıl değiştirdiğini yazılarımda sürekli dile getiririm.

Evet, bizim Van-İran kırması Behlül'den söz ediyorum. 12 yaşına giren Behlül sayesinde, can dostlarına olan ilgim arttı, sadece ona değil, sokakta yaşayan tüm canlara başka gözle bakmaya başlamıştım. Aracımda sürekli kedi ve köpek maması taşır hale geldim.

Mama demişken, dövizdeki yüksek tırmanış, can dostlarımızı da etkiledi. Kedi ve köpek mama fiyatları neredeyse yüzde 200'e kadar arttı. Böbrek ve karaciğerlerinden rahatsız olanların özel ürün mamalarının neredeyse tamamı yurt dışından geliyor. O yüzden can dostlarının sahipleri de zor günler yaşıyor.

Geçtiğimiz hafta sosyal medyada gündeme gelen ve mamalardaki KDV'nin sıfırlanmasıyla ilgili kampanyaya Bursa Borusu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Dilruba Uslu Cihan da destek verdi. Cihan, 'İnsan gıda maddelerinde genelde yüzde 1-8 olan KDV'nin yat ve gezi teknelerinin alım ve hizmet ifalarında yüzde 1 KDV alınırken kedi-köpek mamalarında yüzde 18'lik KDV oranı hakkaniyete aykırıdır' dedi.

Gerçekten bu sese kulak verilmesi gerekiyor. Yoksa birçok can dostu, bu kış aylarında çok zor günler geçirecek.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.