Anadolu topraklarının yüzde 71’i aktif deprem kuşakları içinde yer alıyor. Başka bir coğrafyaya taşınma imkânımız olmadığı için deprem bizim kaderimiz. Birçok ören yerini gezdiğimizde mutlaka bir deprem bağlantısı olduğunu görmeniz mümkün.
Bu fayların ürettiği binlerce deprem, uygarlıkları yıktı, şehirler ya terk edildi ya da inatla aynı yerde yeniden kuruldu.
11 ili etkileyen ve asrın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş depreminin yerle bir ettiği Hatay da tarihi depremlerle şekillenen bir uygarlık kenti. Roma İmparatoru Trajan ve sonrasında tarihte önemli bir yeri olacak Hadrianus da 115’teki depreme Antakya’da yakalanmış.
6 Şubat’taki peşpeşe üç depremin büyüklüğü ve yarattığı etki nedeniyle asrın felaketi olarak nitelendirildi. Sonrasında da ülkenin topyekûn yardıma koşması ise asrın dayanışması olarak tarihe geçti.
Depremin ardından tüm Türkiye gibi Bursa’da seferber oldu. Başta Bursa Büyükşehir Belediyesi olmak üzere depremin ardından kamu, özel sektör ve sivil toplum örgütlerin bölgeye koştu. Önce enkaz altından canlar çıkarıldı. Ardından temel ihtiyaçların karşılanması için seferberlik başladı.
Deprem sabahı Bursa Valisi Yakup Canbolat ile birlikte Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da deprem bölgesine gitti. Önce Gaziantep Nurdağı ve Islahiye ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ‘Hatay’da yaraları ancak Bursa sarar’ tespiti ve isteğiyle Hatay’a gitti. 15 gün hiç Bursa’ya dönmedi. Araçta uyudu, kıyafetlerini bile değiştirmeden Bursa’dan gelen hem belediyenin hem de özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının yardımlarının felaketzedelere ulaşması için çalıştı.
Bir ay sonra Bursa’ya döndükten sonra Bursa’dan gazeteciler deprem bölgesine davet edildi. O günlerde geçirdiğim rahatsızlık nedeniyle bu geziye katılamamıştım. Önceki gün gelen davet üzerine Başkan Aktaş, AK Parti Bursa İl Başkan Yardımcısı Ufuk Ay, MHP İl Başkan Yardımcısı Hanefi Elaltuntaş ile BİLDEF Başkanı Ramazan Alp, Bursa Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ahmet Bayhan, deprem sırasında görev yapan arama kurtarma ekip liderleri ve Olay Gazetesi Yazarı İhsan Aydın, Radyo Aktif programcısı gazeteci Mustafa Özdal, Medya Yıldırım Sitesi Sahibi Mehmet Hanefi Yıldırım ile birlikte deprem bölgesine gittik.
GEZDİKÇE VE GÖRDÜKÇE İNSANI ÜRPERTEN MANZARALAR
Hiç uyumadan 23 saat süren geziyle ilgili izlenimlerime gelince;
Önce Adana ardından Hatay’a doğru geçtiğimizde yol güzergahında rastladığınız görüntüler suratınıza tokat gibi çarpıyor. Gerçi tamamen yıkılmış binaların enkazı büyük ölçüde kaldırılmış ama hala beton yığınları, terk edilmiş ağır hasarlı binalar yerinde duruyor. En çarpıcı görüntülerden biri ise enkaz altından çıkarılan araçların toplandığı alanlar.
Deprem, yeni eski dinlemeden binaları yerle bir ederken, eski Antakya’nın bulunduğu yamaçlardaki evler ise en az hasar görenler. Ovaya doğru inince hasarın büyüklüğü artıyor. Bir zamanlar turistlerin akın ettiği bölgelerin yerinde yeller esiyor. Habibi Neccar ve Ulu Camii yerle bir olmuş, damak çatlatan lezzet durakları artık yok…
Gezdikçe insan ürpermeye devam ediyor. Sanki bastığınız zemin hala hareket ediyor gibi. Acaba ben mi bu duyguya kapılıyor muyum diye kendimden şüphelenirken birlikte dolaştığımız arkadaşlar da aynı durumu yaşadıklarını söylüyorlar.
İşin özü; deprem bölgesi hala ağır yaralı. Bugüne kadar yapmaya çalıştıklarımız ise Merhum Başbakan Necmettin Erbakan’ın dediği gibi pansuman tedbirleri. Çözüm ise kalıcı konutların yapımı bölgede ticaret ve sanayinin yeniden canlanmasından geçiyor.
BURSA, 3 KONTEYNIR KENT KURDU, 4 BİN 50 KİŞİYE HALA SICAK YEMEK DAĞITIYOR
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yaptıklarına gelince;
Hatay’da üstlendiği üç ana görevden biri de konteyner kentler kurulumu olan Bursa Büyükşehir Belediyesi, üç ayrı bölgede 110 bin metrekare alana toplam 2 bin konteynerlik yaşam alanları oluşturdu.
Altyapıları tamamen Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan Umuda Koşanlar Bursa Uluçınar konteyner kenti, Çilek Mobilya’nın katkılarıyla oluşturulan Uludağ Konteyner Kenti ve Büyükşehir’in kurduğu en büyük konteyner kent olan Bursa Konteyner Kentinde yaşam başladı. Büyük afet sonrası hayata yeniden tutunmaya çalışan depremzedelerin tüm ihtiyaçları Büyükşehir tarafından karşılanırken, konteyner kentlerin sokaklarındaki çocuk cıvıltıları, yaşamın normalleşmeye başladığının en büyük göstergesi.
Ayrıca, Bursa Büyükşehir Belediyesi aralarında Konya’nın da kurduğu konteynır kentlerin de yer aldığı bölgelerde günde 4 bin 500 kişiye üç öğün sıcak yemek dağıtmaya devam ediyor.
Başkan Aktaş ile üç konteynır kenti ve Gazi İlkokulunu ziyaret ettik. Aktaş, konteynır kentlerdeki depremzedeler tarafından hemen tanınıyor. En büyük ilgiyi ise çocuklar gösteriyor. Aktaş, yaşlıları dinliyor, hasta olanların ihtiyaçlarına çözüm bulmaya devam ediyor.
Bursa Büyükşehir Belediyesi BUSKİ ve Büyükşehir iştirakleri ile bölgeye bu güne kadar 160 milyon TL’yi aşan yatırım ve destek yapmış. Yapmaya da devam ediyor. İşin sevindirici taraflarından biri de bizimde kulak verdiğimiz depremzedelerin temel ihtiyaçları tamamen karşılanmış durumda. Bunu da nereden anlıyoruz. Çünkü depremzedelerin yeni istekleri havaların ısınmaya başladığı bölgede konteynırlara klima ve çocuklar için internet. Kimse yiyecek, sağlık veya herhangi bir başka sorunu dile getirmiyor.
Aktaş’ın burada verdiği mesaj net; yaralar tamamen sarılıncaya kadar buradayız ve bir şeye gitmeyeceğiz. Bu söz bile depremzedeleri sevindiriyor.
Gezide, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin önemli bir görev daha üslendiğini öğreniyoruz. Yerle bir olan Ulu Camii’nin yeniden restorasyonu ve eski haline getirmesini de Bursa sağlayacak.
AKTAŞ, ALTIPARMAK VE ÇARŞAMBA’YA GİRMEK İSTİYOR
Gezi sırasında sohbet imkanı bulduğumuz Alinur Aktaş’a göre, bugüne kadar yapılanlar önemli ancak kalıcı konutların bir an önce tamamlanması gerekiyor. Sadece konutların yapılması da yetmez, bu ticaret ve sanayinin bir an önce canlanması ile desteklenmeli. Beklentiler karşılanmazsa göç hızlanır bu da dengeleri değiştirir. Deprem bölgesi de görev alanı içinde olacak bir bakanlık kurulmalı ve burası yeni teşvik bölgesi ilan edilmeli.
Peki, depremden alınan ders ne olmalı?
Geçtiğimiz günlerde yazmıştım; Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası yerelin gündemi deprem ve kentsel dönüşüm olacak. Aktaş da aynı konuya değinerek, hedeflerini anlattı.
Önümüzdeki günlerde Bursa’daki kentsel dönüşüm çalışmalarını anlatmak için bir program hazırlandığını ve bu gezide yapılan çalışmaların kamuoyuna duyurulacağını söyleyen Aktaş, ‘Bursa’yı gerçek anlamda rahatlatmak için depreme dirençli bir kent oluşturmak istiyoruz. Bununla birlikte daha düzenli daha planlı ve yaşanabilir bir şehir ortaya koymak istiyoruz’ dedi.
Bursa’da kentsel dönüşüm için önemli adımlar atacaklarını da ifade eden Aktaş, Bursa’da yıllardan beri gündeme gelen Altıparmak ve Çarşamba’nın dönüşümünü hedeflediğini söyledi.
Sohbet sırasında buradaki bağımsız bölüm sayısını öğrenmek için Genel Sekreter Ulaş Akhan’ı arayan Aktaş, sayının 23 bin olduğunu bilgisini bizimle paylaşıyor. Bu bilgiden de anlaşıldığı gibi büyükşehirin hazırlıkları devam ediyor.
Gerçekten de bu bölge Bursa açısından simgesel bir özellik taşıyor. Bursa’nın ilk apartman dairelerinin yapıldığı bölge yıllar içinde Suriyelilerin de yerleşmesiyle tam bir çöküntü alanına dönüştü. Binaların depreme dayanıklılığı konusu ise yapıldığı yıllar dolayısıyla oldukça şüpheli. Dolayısıyla bu bölgede dönüşümün başlatılması Bursa’da bölgenin tamamının çehresinin değişmesinde etkili olacak.
BURSA’DA 300 BİN BAĞIMSIZ BÖLÜMÜN DÖNÜŞÜME İHTİYACI VAR
Bursa’da binaların yapım tarihine bakıldığında 2001 öncesi yapılan 300 bin bağımsız bölümün dönüşüme ihtiyacı olduğunu ve bunun bir anda gerçekleşmesinin zor olmasına rağmen bir yerden başlanılması gerektiğini ifade eden Aktaş, şöyle devam etti:
‘Depremin toplum üzerindeki etkisi bitmeden bu işleri hızlandırmamız gerekiyor. Bursa’da bugüne kadar 650 bina dayanıklılık testi başvurusunda bulundu. İnceleme sonucu dayanıksız olduğu tespit edilen binalar yıkılmalı’
Kentsel dönüşümün ciddi anlamda vatandaşa ekonomik olarak da kazanç sağladığını anlatan Aktaş, Beşyol’daki dönüşümden yararlanan bir hak sahibinin kazancını anlatı: Depreme dayanıksız üç milyon lira değerindeki 3 dairesine karşılık yeni binadan 2 daire sahibi olan vatandaşın yeni dairelerinin toplam değeri şimdiden 6-6,5 milyona ulaştı. 8 aylık bir sürede kazancı iki kat arttı.
Sohbet sırasında 2040 çevre düzeni planı hazırlıklarını ve iş dünyasının yeni sanayi alanları talepleri konusunu da Aktaş’a soruyoruz.
‘Bursa’nın lokasyon olarak çok önemli bir bölgede yer aldığı için katma değeri hiçbir zaman düşmez. İş dünyası yeni sanayi alanları istiyor. Tarım dışı arazi dağ yöresinde var ama sanayici gitmek istemiyor. KOBİ OSB dedikleri Bir ucu İnegöl’e diğer ucu Kestel’de yer alan bölge talep ediliyor. Bu bölgede 25 bin dönüm alan var. Ancak talepleri ağırlıklı olarak şehrin batısı’