Bursa iş dünyası anketinin şifreleri

Koronavirüs insanlığın üzerine bir kabus gibi çöktü. Yaşam olmadan hiç bir şeyin anlamı olamayacağı için tüm öncelik sağlık konularına verildi.
Madalyonun diğer bir yüzü de var. Hayatın idamesi için üretmek gerekiyor.
İnsanların eve kapanması ve alınan tedbirler iş hayatını dolayısıyla üretimi de vurdu.
Kaç kişi hastalığa yakalandı, kaybımız ne kadar gibi sayılara odaklanırken acaba Türkiye'de üretim ve ihracatın kalbinin attığı Bursa'daki üretim ve ihracat ne durumda?
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın üyelerinin yaşadıkları sorunları ve çözüm önerilerini belirlemek yaptırdığı 'Koronavirüs Ekonomik Etki Ölçüm Anketi' bununla ilgili önemli ipuçları veriyor. BTSO'nun yaptığı anket sonucu üyelerinin beklentileriyle ilgili ayrıntılı haberleri ekonomi sayfalarımızda bulacağınız için bu konuya girmeyeceğim.

Mevcut durumla ilgili tespitleri ve gelecekle ilgili tahminleri krizin daha da derinleşerek devam edeceği sinyallerini veriyor. Anketle başlayalım.
BTSO meclis, komite ve konsey üyelerinin tamamını kapsayan ankette 350 iş insanından görüş alındı. Katılanların yüzde 88'i ticari faaliyetlerinin olumsuz etkilendiği konusunda görüş bildirdi.
Olumlu etkilenen yüzde 5'lik kesim ise perakende ve kimya sektörü temsilcileri. Beklentiyle ilgili kritik bir soru da var.
'Koronavirüs tehdidinin ticaret üzerindeki etkisinin ne zaman son bulacağını düşünüyorsunuz ?'
Yanıtlar pek de iç açıcı değil... Yüzde 54'ü 1-6 ay, yüzde 29'u 6-12 ay, yüzde 17'si ise 1 yıldan fazla
Peki herkesin merak ettiği istihdam?
Ortaya çıkan rakam şimdilik o kadar ürkütücü olmasa da ilerisi açısından tehlike çanlarının çalacağına işaret ediyor. Yüzde 76'lık kesim etkilemediğini ifade ederken, yüzde 20'si ise çalışanların sayısını azaltma yoluna gittiğini açıklıyor. İşletmelerden yüzde 12'si çalışmalarına ara verdiklerini açıklarken, yüzde 15'i evden çalışmaya döndü. Yüzde 18'lik kesim ise çalışanlarına birikmiş izinlerini kullandırıyor.
Diğer önemli bir konu ise tahsilatta yaşanan sorun. Katılımcıların yüzde 72'si tahsilatta sorun yaşadığını ifade ederken, yüzde 77'si iç satışların yüzde 40'ı da ihracatın olumsuz etkilendiği konusunda görüş bildirdi.
İş dünyasının da gerçekleri tıpkı sağlık konusunda olduğu gibi koronavirüsün tahribatının artacağını gösteriyor.

GIDA GÜVENLİĞİ İÇİN ACİL EYLEM PLANI GEREKLİ

Koronavirüsün dalga dalga yayılan etkisini en aza indirmek için sağlıkta olduğu gibi acil eylem planlarını hayata geçirmek gerekiyor.
Sağlık sistemini ayakta tutmanın yanı sıra bununla eş zamanlı yürütülmesi gereken çalışmalardan biri de gıda güvenliği.
BTSO Meclis Başkan Yardımcısı ve Dış Ticaret Konseyi Başkanı Murat Bayizit, bu konuya dikkat çekerek önemli bir uyarıda bulundu.

İçinde bulunduğumuz ayın sebze ekim ve dikim günleri olduğunu vurgulayan Bayizit, olumsuz piyasa şartları ve belirsizliğin ekim işlemlerini az ya da hiç yapılmayacak boyutlara getirdiğinin altını çizdi.
Aynı zamanda Türkiye'nin önemli dondurulmuş gıda ihracatçılarından biri olan Bayizit, görüştükleri yüzlerce üreticinin ne yapacağını bilemez durumda olduğuna dikkat çekti ve şöyle devam etti;
'Bu durumun bir an evvel kontrol alınması ve sürdürülebilir hale getirilmesi zaruret arz etmektedir. Aksi durum önümüzdeki günler için ciddi bir gıda kıtlığına sebep olabilir ki şu anda hiçbir şekilde hiçbir yerden bunu temin ederek tamamlama şansımız yok.
Hem tarlada, hem serada çalışan işçiler, üreticiler, zirai ekipman ve ürün dağıtıcıları, mevsimlik işçiler ve de bu işin lojistiğini yapan lojistik üniteleri derhal organize edilip bu faaliyetlerinden geri kalmamalıdırlar. Stok varken her şey kolay gelebilir ama unutmayalım üretim sürekli olmaz ise yarın o stok olmayacak'
Bakanlığın ivedi bir şekilde gıda sanayinin önemli oyuncularıyla birlikte üreticilere, üretimden geri kalmamaları ve alım garantisi verileceğini açıklamalarını isteyen Bayizit'e göre, bu tür açıklamaların psikolojik baskıyı kıracak.
Bayizit, konuyu bakanlığa ilettiklerini de ve eylem planını beklediklerini de sözlerine ekledi.

KORONAVİRÜS KARANTİNA GÜNLÜĞÜ (1)

PUŞKİN OLMA ŞANSINIZ VAR

Geçen haftaki son yazımda 'Evde kal' çağrısına uyarak artık çalışmalara evden devam edeceğimi söylemiştim.
Karantina günleri başladı. Artık her gün buradan bir gün önce yaşadıklarımı sizlerle paylaşacağım.
İki bir günde bir ekmek almak dışında dışarıya çıkmıyorum. Evin balkonunu kendime göre dizayn ettim. Sabah kahvaltıdan sonra kıyafetlerimi giyerek işe gidiyormuş gibi balkona geçiyorum. Çalışırken cep telefonu ve televizyon çok dikkat dağıtıyor. O yüzden telefon ve televizyon için belirli süreler belirledim.
Laf aramızda yerini işgal ettiğim için 10 yıllık can dostum Behlül bundan pek memnun değil ama idare edecek.
Balkondan gözlem yapma imkanı da var. Karşımda market, binanın altında eczane bulunuyor. İlk izlenimim insanlar ve özellikle yaşlılar hala dışarıda.
Muhabirlik günlerinden kalan alışkanlık galiba hareketli ortamları, insanlarla yüzyüze diyaloğu seviyorum. O yüzden iki günde sıkıldım. Yazı dışında yeni uğraşlar bulmaya çalışıyorum.
Bu arada benim gibi evde kalanlar için İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bursa Milletvekili Ahmet Kamil Erozan sosyal medya hesabından güzel bir paylaşım yapmış ben de size aktarayım:
'Puşkin 1830 yılında Rusya'da patlak veren kolera salgını sonucu Boldino köyünde üç ay süreyle karantinada kaldı... Bu dönem eserleri açısından en üretken olduğu dönem oldu... Evde kalın... Puşkin olma şansınız var...