Bursa mutabakatının adresi 2040 planı olmalı

1/100 binlik çevre planları kentlerin anayasası olarak kabul edilir ve büyüme-gelişme buna göre gerçekleşir.

Bursa en son Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker döneminde 2020 çevre düzeni planı hazırladı. Zaman içinde delik deşik edilse de, öngörülerin büyük çocuğun tutmasa da bir plan mevcuttu. Neredeyse üç yıldan beri Bursa’nın planı yok.

Ancak Bursa, büyümeye ve büyüme yolunda yeni adımlar atmaya devam ediyor. BTSO yeni TEKNOSAB ve KOBİ OSB’ler istiyor. Tarım alanları betonlaşıyor. 

Büyükşehir Belediyesi, 3 önce yeni plan hazırlıklarıyla ilgili ilk adımı atmıştı.  2020 yılında hızlanan ve çalıştaylarla desteklenen süreç, pandeminin de etkisiyle durma noktasına geldi.  Ancak geçen yıldan beri Büyükşehir belediyesi, bu konuda paydaşlarla sık sık toplantı ve çalıştaylarda bir araya gelerek hazırlıklarını sürdürüyor.  Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, konu gündeme geldiğinde Bursa’nın tüm kesimlerinin sürece katkı vermesi çağrısında bulunuyor.

Bursa’nın 2040 yılına hatta daha ötesine uzanan sürece damgasını vuracak bu planın önemi 6 Şubat’ta yaşanan deprem nedeniyle daha da arttı.

Tam bu dönemde Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği’nin (BUSİAD) uzun zamandır çalışmalarını sürdürdüğü ‘Bursa Vizyonu’ çalışmasını önceki gün kamuoyuna açıklayarak, Bursa mutabakatı çağrısında bulundu.

BUSİAD, TÜSİAD’ın ardından Türkiye’nin ikinci, Anadolu’nun da ilk SİAD’ı olma özelliği taşıyor.  Bu yıl 45’inci yılını kutlayan BUSİAD, aradan geçen sürüde kurulan SİAD’lar artsa da ağırlığını korudu. Bayrağı üçüncü ve dördüncü kuşak temsilcileri almaya başladı.

Geçen yıl başkanlık görevini Ergun Hadi Türkay’dan devralan Buğra Küçükkayalar farklı bir yönetim anlayışı çizdi. Rutin ekonomik açıklamalar yerine araştırma raporları ve gerçekleştirilen anketlerle çıkmayı hedefleyen Küçükkayalar’ın Bursa Vizyonu çalışmasını ASTV’de Gözlem Kulesi programında konuştuk.   

Bu çalışmada, sanayi, tarım ve turizm ile gelişen Bursa Vizyonunu ortaya koymaya çalıştıklarını ifade eden Küçükkayalar, raporun giriş bölümündeki sözlerini tekrarladı:

‘Yapmış olduğumuz bu çalışmanın, ortaya koyduğumuz öneriler ile karar vericilere bir bakış açısı kazandırmasını, yol gösterici olmasını, iş insanlarına, Bursa’ya ve ülkeye katkı sağlamasını ve bu konuda bir Bursa mutabakatı oluşturmasını diliyoruz’

Küçükkayalar, mutabakattan kastının imzaya açılacak bir metin olmadığı vurgusunu yaparak, bunun adresinin Bursa’nın kent anayasasını oluşturacak 2040 çevre düzeni planı olduğunu söyledi.

Hazırlanan rapor ve çalışmanın Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa Milletvekilleri ve ilgili sivil toplum kuruluşlarına gönderileceğini belirten Küçükkayalar, ‘çünkü önerilerimiz arasında tıpkı ormanlar gibi tarım alanlarının da korunmasını öngören yasal düzenleme de var’ dedi.

Küçükkayalar’ın önemli vurgusu da hazırlanan plana önümüzdeki yıllarda uyulması… Bunun da yolu, geleceği ve Bursa’nın ihtiyaçlarını göz önüne alarak hazırlanacak bir plandan geçiyor.

İNŞAAT VERİSİNDEN ÇIKAN SONUÇ; YATIRIM İŞTAHI HIZ KESMİYOR…

Buğra Kayalar, inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir iş insanı. Geçen yıl düzenlediği basın toplantısında Türkiye ekonomisinin 1997 yılından günümüze kadar olan sürecini sanayi tesislerini yapan Türkiye Prefabrik Birliği (TPB) verileriyle analiz etmişti. 

Türkiye’deki sanayi yapılarının yaklaşık yüzde 95’i beton prefabrikasyon sistemi ile yapıldığı için üretim ve sanayi yatırımlarının gerçekleşmesiyle ilgili çok önemli bir gösterge olduğuna işaret eden Küçükkayalar’ın açıkladığı verilere göre, Türkiye’de 1999 depremi, 2000, 2001, 2008-2012 ekonomik krizlerinde sanayi tesisi sayılarının düşüşü, ekonomik göstergelere paralel olarak azalıyor.

2018 krizinin ardından 2019’dan sonra yatırımların arttığı Küçükkayalar’ın deyimiyle şaha kalktığı görülüyordu. Ancak, 2022’nin ilk üç ayında bu büyüme hız kesti. Küçükkayalar, hem basın toplantısında hem de televizyon programında 2022 yılının tamamına ait verileri paylaştı.

BUSİAD’ın her üç ayda bir üyeleri arasında yaptığı anket sonuçlarını anlatarak konuşmasına başlayan Küçükkayalar, bu anketlerde de iş dünyasının Güven, istikrar ve öngörülebilirlik istediğini ve bunun eksikliğine rağmen 12 aylık periyotta yatırım yapmaya devam edecek misiniz sorusuna yüksek oranda evet yanıtını verdiğini söyledi. 

Türkiye Prefabrik Birliği’nin dönemsel olarak üç ayda bir yaptığı raporlamada da 2020 yılının temmuz ayından beri başlayan yükselişin devam ettiğinin altını çizen Küçükkayalar,  ‘2018 temmuzundan beri bir kriz döneminden geçiyoruz. İş insanı bekle bekle ne olacak deyip yatırıma başladı ve hiç durmadı. Geçen yılın üç ayında bir düşüş kokladık ama sonrasında yatırımların hızı artarak devam etti’

Türkiye çapında yatırımların artmasının iş dünyasının Türkiye’nin geleceğinden umudun göstergesi olduğunu kaydeden Küçükkayalar, bu yükseliş ve yatırım iştahında hükümetin aldığı teşvik kararlarının etkisi olduğunu sözlerine ekledi.  

BURSA’NIN 98 GÜNLÜK SUYU VAR…

İklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle son birkaç aydan beri susuzluk konusu Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri. Son 10 günden beri  aralıklarla devam eden yağışlar yüreğimize biraz su serpse de barajlardaki su seviyesi hala kritik düzeylerde. Doğancı Barajındaki su seviyesi yüzde 42, Nilüfer barajı ise yüzde 12 civarında.

BUSİAD Gıda ve Tarım Uzmanlık Grubu tarafından organize edilen, Doç. Dr. Efsun Dindar’ın yönettiği ‘Bursa’da Suyu Konuşuyoruz: Su Varsa Hayat Var’ panelde konuşan BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Devrim İzgi, Türkiye’nin su stresi çeken bir ülke konumunda olduğunu söyledi.

 İzgi, Bursa’nın günlük su tüketiminin 425 bin metreküp olduğunu 2050 yılında bu rakamın 600 bin metreküp olmasının beklendiğini ifade ederek, Çınarcık Barajı’nın 2025’te şebekeye su vermesiyle birlikte Bursa’nın içme suyu konusunda ciddi bir rahatlama yaşayacağını da söyledi.

 Şu anda 174 bin 800 metreküpü barajlardan, 84 bin 300 metreküpü pınar kaynaklarından ve 128 bin 200 metreküpü yer altı sularından olmak üzere Bursa’ya 387 bin metreküp içme suyu verildiğini ifade eden İzgi,  bu haliyle Bursa’nın 98 günlük suyu olduğunu da kaydetti.  Baraj suyunun bitmesi halinde kentin su ihtiyacının ancak yarısının pınar ve yeraltı sularından karşılanabileceğine dikkat çeken  İzgi, kayıp kaçak oranın azaltılması, yağmur suyu yönetiminin yapılması, gri su kullanımı, tarımsal suyun etkin kullanımı ve halkın bilinçlendirilmesinin gerçekleştirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.