Hava Durumu

Bursa’nın çıkış yolunu gösterdi; kaçağa önlem, dönüşüme strateji

Yazının Giriş Tarihi: 17.01.2025 08:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.01.2025 08:05

Bursa, 1960’lı yılların başında planlı şekilde sanayinin başladığı ilk kent oldu. Kurulan ilk OSB Türkiye’ye örnek oldu. Ana sanayilerin kurulması önce plansız yeni sanayi tesislerini, işgücü ihtiyacı da kaçak kentleşmeyi tetikledi.

Deyim yerindeyse Bursa hormonlu ve obez şekilde büyüdü de büyüdü. Bursa’nın şanssızlığı güneyinde Uludağ, kuzeyi ise ova koruma alanı olduğu için doğu-batı istikametinde lineer büyümesiydi. Gerçi sonradan ne ova kaldı, ne de Uludağ’ın etekleri.

Bursa’nın obez büyümesinin hızına planlar yetişemedi. Önce yapıldı, ardından aflar ve planlar geldi. Yapılan her plan da maalesef delik deşik edildi.

Bugün Bursa’nın yaşadığı ulaşım, hava ve suların kirliliğinin temel nedeni kaçak yapılaşma ve plansız kentleşmenin doğurduğu sonuçlardır. Unutmadan bir de kapımızı deprem çalmak üzere… Yapı stokunun yüzde 65’i kaçak ve imara aykırı yapılardan oluşan Bursa işte böylesine sorun yumağıyla uğraşıyor.

Bursa’nın vicdanı olarak nitelendirdiğim İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa şubesi 1994 yılından beri bu sorunların kamuoyunun gündemine taşıyor. Sorunları tespit etmenin yanı sıra çözüm yolları ve modelleri öneriyor.

Dün de bunlardan birine daha tanıklık ettik. İMO Şube Başkanı Serdar Atilla Erdem, Bursa’nın geleceğini yakından ilgilendiren kaçak yapılaşma ve kentsel dönüşüm gibi iki kritik konuya mercek tuttu. Her zamanki gibi sorunları anlatmanın yanı sıra çözüm yollarını da kamuoyuna duyurdu.

Erdem, kaçak yapı konusundaki tespiti gerçekten dikkat çekiciyi; ‘Kaçak yapı demek bizim tanımımızla öncelikle mühendislik hizmeti almamış güvensiz alanlar ve içinde yaşayan her bir vatandaşımız için de adeta birer tabut demektir.

Bursa’nın yapı stoku 600 bin, bunun yüzde 65’nin kaçak olduğunu düşünürsek 400 bin konut bir tabut olma özelliği taşıyor.

Erdem, cümlesinin başına ‘üzülerek’ ifadesini ekleyerek, Bursa’da kaçak yapılaşmasının kronikleşmesinin de nedenini açıkladı: Bursa’da bir kaçak inşaat kültürü oluşmuştur’

Erdem, aslında herkesin bildiği bir gerçeği dile getirmiş oldu ve şöyle devam etti:

‘Çok uzun yıllardır siyasi kaygılarla kaçak yapılaşmaya göz yumulmuş, dönem dönem de çıkartılan imar aflarıyla vatandaş adeta kaçak yapı yapmaya teşvik edilmiştir. Zira bugüne kadar yapılan kaçak yapılar yapanın yanına kâr kalmıştır’

Son yıllarda konutun yanı sıra Bursa özelince kaçak sanayileşme ve deprem korkuları istismar edilerek ya da doğayla buluşma tutkuları bahane edilerek turizm adı altında yeni bir kaçak yapılaşma modeli sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Erdem şöyle devam etti:

‘Bunlar yetmiyormuş gibi bir de Bursa’mızda hukuksuz kaçak konut ruhsatları ve kaçak imar afları ile uğraşıyoruz. Plansız sanayileşme ve imar uygulamaları sonucunda ve üzerine bir de artan plansız nüfusla beraber Bursa her geçen gün yaşanamaz bir şehir olma yolunda ilerlemektedir. Belediyelerimizin kaçak yapılaşmayla mücadelesindeki engellerin sebepleri mutlaka sorgulanarak acil çözümler üretilmesi gerekmektedir. Bu sebeple diyoruz ki artık Bursa bu hukuksuzluğu kaldırmamakta ve acilen hukuka uygun planlamalara ve projelere dönerek hukuksuzluğa dur demelidir. Kentimizde kaçak yapılaşma sorunu merkezi ve yerel yönetimlerce siyaset üstü bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. Yani kaçak inşaat yapan kişi kurum ve kuruluşlar bu suçun cezasının mutlaka ödeyeceğini bilmelidir. Ülkemizde ve kentimizde kaçak yapılaşma sorunu, merkezi ve yerel yönetimlerce siyaset üstü bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. Yani kaçak inşaat yapan kişi, kurum ve kuruluşlar bu suçun cezasını mutlaka ödeyeceğini bilmelidir. Bu cezalar da mutlak suretle caydırıcı olmalı ve uygulanmalıdır’

NİLÜFER’DEKİ SORUN SOSYOLOJİK HALE GELDİ

Nilüfer İlçesi’nde yeni yapılaşmalarda yaşanan sorunlara değinen Erdem, Nilüfer’de planlı arsalar üzerine yapılan ruhsatlı ancak olması gereken emsalin kat be kat fazlası yapılarak yükselen inşaatları hatırlattı ve şöyle devam etti:

‘Bu imara aykırı inşaatlar kentimizde ulaşımdan altyapıya yaşanabilir şehir kültüründen uzaklaşmamızın en önemli etkenlerindendir. Hukuki olarak yapılması gereken imar planlarına aykırı yapılmış olan tüm binaların mevcut imar şartlarına uygun hale getirilmesidir. Fakat bu sorun hukuksuz uygulamalarla o kadar büyümüştür ki çözüm artık teknik ve bilimsel olmaktan çıkmış siyasal ve sosyolojik bir hale evrilmiştir. Biz İMO Bursa Şubesi olarak bu gerekçelerle diyoruz ki meslek odaları hukuka tekniğe ve bilime bağlı kalmak gibi bir sorumluluğa sahiptirler ve bu yüzden hukuki olmayan çözüm adı altında üretilen uygulamaların içerisinde bulunmayacağımızı buradan bir kez daha duyurmuş olmak istiyoruz. O yüzden diyoruz ki elbette hukuksuz talepler her zaman olacaktır. Peki kamu ne için var? Bu tarz hukuksuz taleplere dur demek için değil mi? Bir daha Bursa’mızda sosyolojik sorunlar yaşamamak için kamu kurumlarını bu tarz hukuksuz uygulamalara izin vermemeye davet ediyoruz’

İLK DÜĞME YANLIŞ İLİKLENDİ; İHTİYACI OLANDAN DEĞİL RANTI BOL OLANDAN…

Bursa’nın huzurlu, yaşanabilir, dirençli ve ruhunu geri kazanmış olarak acilen dönüşmesi gerektiğinin altını çizen Erdem, şöyle devam etti:

Maalesef Bursa’da ilk düğmeyi yanlış ilikleyerek planlama yapmadan, dönüşüme ihtiyaç olan bölgelerden değil, rantı bol olan bölgelerden başladık. Bursa’da için riskli yapı stokumuzun yaklaşık yüzde 65 seviyelerinde olduğu öngörülmektedir. İşte biz diyoruz ki artık planlamanın en önemli ayağı olan gerçek veri değerlerine ulaşmak, sağlıklı dönüşüm için en önemli konudur. Bu çerçevede ısrarla talebimiz Büyükşehir Belediyesi ve İMO Bursa Şubesi arasında yapılacak bir protokolle tüm şehrimizin yapı stoku envanterini net bir şekilde ortaya koymaktır. Bu veriler doğrultusunda kentsel dönüşüm yol haritamızı ortaya çıkarmış olup kent anayasası için önemli bir bilimsel veriyi belirlemiş olacağız. Öncelikle kentsel dönüşüm strateji belgesi ivedilikle hazırlanmalı, kentsel dönüşüm uygulanacak bölgelerde bütüncül planlama ilkeleri her bölge için aynı değil bölgenin özelliklerine göre esnetilerek uygulanması sağlanmalıdır

Kentsel dönüşüm konusunda devlete de çağrı yapan Atilla, ‘Mevcut işleyiş ile kentsel dönüşümü gerçekleştirmek mümkün değildir. Bu noktada vatandaş ve devlet taşın altına elini koymadığı sürece sadece rantın olduğu bölgeler yenilenir hepsi o kadar. O halde ne yapmak lazım? Özel iştirakleri de kentsel dönüşüme dahil etmenin matematiğini ortaya koymalıyız. Yapılması gereken bir miktar kamunun emsal artışı sağlaması, vatandaşın bir miktar bedel ödemesi veya mevcut alandan bir miktar feragat etmesiyle taşın altına elini koyarak ve devletin de bir miktar hibe veya faizsiz kredi ile katkı koyarak kentsel dönüşümü desteklemesi gerekmektedir’

Erdem, kent anayasası yapılmadan makro projeleri için Bursa’da bir çivi dahi çakılmasına müsaade etmeyeceklerini her platformda dile getirdiklerini de ifade ederek,’ Kentsel dönüşüm gerekçe gösterilerek imar haklarını ve yoğunluklarının çizgileri dışına taşmaması en önemli uyarımızdır’ dedi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.