Hava Durumu

Bursa’nın hafızasından iki soruna reçete

Yazının Giriş Tarihi: 20.08.2025 08:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.08.2025 08:03

Geçtiğimiz günlerde bu köşede hem kentsel dirençlilik ve ulaşım hem de ilçeler arası sosyoekonomik farklara ilişkin değerlendirmelerimi paylaşmıştım.

Birinci yazı Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik’in ulaşımla ilgili değerlendirmeleri ikinci yazı ise TÜİK’in sosyoekonomik araştırma sonuçlarına göre Nilüfer ve Bursa’nın dağ ilçeleri arasındaki uçurumla ilgiliydi.

Bu yazılara, Bursa’nın hafızasında özel bir yeri olan eski Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker iki ayrı metinle yanıt verdi. Hafıza diyorum çünkü Saker, belediye başkanlığı öncesinde de DSİ Bölge Müdürlüğü yapmıştı.

İlk mektup ulaşım üzerine; ikinci mektup ise kırsal kalkınma ve tarımın yeniden örgütlenmesi başlıklarına odaklanıyordu.

Bugün hem güncel idari perspektifi hem de Saker’in tecrübe temelli önerilerini yan yana koyarak, Bursa adına ortak bir aklı yazmak istiyorum.

Ulaşımla başlayayım;

Halisçelik ne söylüyor?

Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, ulaşıma dair yaklaşımını son buluşmamızda net bir çerçeveyle anlattı. Kentin omurgasını yalnızca yeni hatların uzunluğu ya da başlama-bitiş noktaları üzerinden değil; bütünleşik bir sistem anlayışıyla ele almak gerektiğini vurguluyor. Doğu–Batı ekseninde yıllardır yükü taşıyan omurgaya, Güney–Kuzey bağlantılarını ekleyen bir bakıştan söz ediyor. Bu kapsamda, bakanlıkla yürüyen süreçte Görükle–Üniversite (5,5 km) ve Çalı–Demirtaş (21,5 km) için proje ihalelerine çıkıldığını, revizyon taleplerinin karşılandığını ve idari takvimin ilerlediğini paylaşıyor.

Halisçelik’in dikkat çektiği bir başka başlık da finansal gerçeklik: Bakanlık eliyle yürütülen projelerin maliyeti ve finansman koşulları, sonuçta yerel bütçe ve kentlilerin cebine yansıyor. Bu nedenle her yatırımın yalnızca mühendislik değil, işletme ve mali sürdürülebilirlik boyutlarıyla da ele alınmasını istiyor. Kısacası, yeni hatlarla yetinmeyen; raylı sistem, otobüs filosu ve karayolu akışını birlikte kurgulayan bir akıl öneriyor.

Saker’in yanıtı: Aktarmalı düzen, dik besleme ve davranış değişimi

Erdem Saker’in mektubu bu çerçevenin üzerine, işletme verimliliğini önceleyen aktarmalı ulaşım ısrarını koyuyor. Ona göre kent içi raylı sistemlerin dünya örneklerinde tek parça ve sonsuz uzunlukta düşünülmemesi, hatların makul segmentlerle işletilmesi ve otobüslerin raylı sisteme dik çalıştırılması esasını hatırlatıyor. Saker, “BursaRay önce proje düzeyindeki işletmeye sokulmalı” diyerek, raylı sistemle otobüs filosunun entegre tarifeyle konuşturulmasını savunuyor.

Bu öneri yalnızca prensip düzeyinde kalmıyor; somut pilotlar da içeriyor: Tatil günlerinde Acemler ve Paşa Çiftliği istasyonlarından Hayvanat Bahçesi’ne her trenle eşzamanlı otobüs aktarması; OSB yönetimleri ile koordineli olarak, yoğun yerleşimlerden BursaRay’a dik besleme hatları oluşturulması ve sanayi içi son dağıtımın fabrika servisleriyle tamamlanması… Saker’e göre, özel araç alışkanlığını kırmadan hiçbir yatırım nefes alamıyor; bu yüzden aktarma konforu, bilgilendirme ve yönlendirme bir bütün olarak tasarlanmalı, mizanpajdan anonslara, yönlendirme tabelalarından fiyatlandırma mimarisine kadar her unsur aynı hedefe çalışmalı.

Her iki yaklaşımın kesişiminde, hat inşaatını işletme aklıyla birlikte okumak; yeni kilometrelerin yanına entegrasyon, frekans yönetimi, filo gençleştirme ve veri temelli planlama başlıklarını koymak var. Bursa için kritik olan, hat sayısını artırırken aktarmayı cezalandırmayan, tersine hız–konfor–maliyet üçgeninde cazip kılan bir tasarımı inşa etmek.

KIRSAL KALKINMA: TÜİK’İN RESMİ, SAKER’İN REÇETESİ

İkinci yazıda ele aldığım sosyoekonomik Seviye 2023 verileri, Bursa’nın içinde iki farklı dünyayı gösteriyor.

Nilüfer ülke genelinde üst sıralara yerleşirken; Büyükorhan, Keles, Orhaneli ve Harmancık gibi dağ ilçeleri listenin alt diliminde kalıyor. Gelir, eğitim, istihdam, kadınların işgücüne katılımı ve yaşam kalitesi göstergeleri arasında açılan makas, göç ve yaşlanma ile daha da derinleşiyor. Fotoğrafı tutan bu tablo, yalnızca adaletsizliği değil, sürdürülebilir kalkınma için kaçırılan fırsatı da anlatıyor.

Erdem Saker’in “kırsalda çözüm” başlığı altındaki reçetesi iki sağlam ayak üzerinde duruyor: Kooperatifleşme ve uygulamalı tarım meslek okulları. Hollanda örneğini hatırlatırken, Bursa’dan Ağaköy Kooperatifi gibi pratikleri anıyor; üretimden pazarlamaya uzanan zincirin köylünün lehine örgütlenmesi gerektiğini savunuyor.

Saker, geçtiğimiz günlerde bu önerisini belediye başkanları ziyaretinde de anlatarak her belediyenin bir örnek köy kurmasını da önermişti.

Sistemin işleyişi yalın ama etkili: Ürüne birlikte karar veren, tohum–fide–gübre–ilaç tedarikini toplu alımla ucuzlatan; mekanizasyonu kooperatif envanterinde tutarak tarlaya hizmet veren; ürünün alımını ve satışını kooperatif üzerinden yaparak tüccar marjını minimize eden bir yapı… Dönem sonunda maliyet–kâr hesabı şeffafça yapılıyor, üretici payı oranında gelirini alıyor.

Buna, uygulamalı tarım meslek okulları ekleniyor. Saker’in altını çizdiği hedef, okulu yalnızca diploma yeri değil, tarlanın laboratuvarı kılmak: Toprak analizi, gübreleme, hasat–paketleme ve lojistik süreçlerinin bizzat sahada öğrenildiği; öğrencinin mezun olur olmaz aile işletmesine ya da kooperatifin üretim bandına döndüğü bir ekosistem. Osmanlı’dan bugüne uzanan Hüdavendigar Ziraat Mektebi geleneğinin güncellenmesi, dağ ilçelerinde genç nüfusu tutacak en rasyonel adım olarak öne çıkıyor.

Bu modelin yan etkisi değil, doğrudan sonucu; dağ ilçelerinde gelir artışı, göçün yavaşlaması, köylerin yaşlılığa mahkûm edilmemesi ve kentin de barınma–ulaşım–sosyal hizmet üzerindeki baskısının azalmasıdır.

Nilüfer’in başarı hikâyesini bir “vitrin” olmaktan çıkarıp, uyarlanabilir politikalara dönüştürmek; dağ ilçelerine altyapı, erişim, dijital pazar gibi tamamlayıcı destekleri eşlemek gerekiyor.

Bursa’nın ulaşım konusu çok katmanlı bir mesele. Halisçelik’in veriye ve entegrasyona dayalı idari çerçevesi ile Saker’in işletme verimliliği ile ilgili önerileri altı çizilmesi gereken türden ve bir deneyimi yansıtan önemli görüşler.

Ha keza Saker’in kırsal kalkınmaya dönük model oluşturabilecek akıl fırtınası da Bursa’yı bir bütün olarak ele alacak gelecek vizyonu açısından dikkat çekici.

Aslında kent yönetimlerinde ortak akıl da tam bu işte. Değişik görüşler, analiz ve sonunda kentin geleceğini belirleyecek projeler.

Ulaşımda aktarmayı cazip kılan, kırsalda kooperatif ve eğitimle üretimi büyüten, kentin refahını adilce yayan bir Bursa modeli neden olmasın…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.