Bursa'nın tarla ve bahçelerine tohum değil, para ekiliyor

Bursa, Türkiye'nin en verimli topraklarına sahip. Eskilerin deyimiyle bastonu ters çevirip ekseniz ertesi yıl yaprak açtığını görürsünüz.
İhracatın gözbebeği birçok ürün de sadece Bursa'da yetişiyor. Gemlik Zeytini'nden Gürsu Armudu'na siyah incirden şeftaliye, Yenişehir'de biber, Karacabey'de soğan ve domates üretimi Bursa'nın asli kimliğinin de tarım olduğunun göstergeleri.
Gelin görün ki bu değerli ürünlerin yetiştirildiği tarla ve bahçelere maalesef son yıllarda tohum yerine para ekiliyor.

Nasıl mı? Anlatayım...
Köyden kente göç önce Bursa merkezindeki ovaları beton yığınına çevirdi. Şeftali bahçeleri sökülüp, binalar dikildi. Asıl büyük darbe ise otoban yapımı ile geldi.
İstanbul-Bursa- İzmir otoyolunun geçtiği güzergahta yer alan Orhangazi'den Mustafakemalpaşa'ya kadar tarlalar arsaya dönüştürüldü. Üzerlerine bağevi dışında henüz bir şey yapılmadı ama üretimin dışında kaldı.
Bizzat dinlediğim gerçek bir yatırım hikayesini anlatayım.

Bireysel yatırımcılar dışında, İstanbul'un bazı ilçelerinde oturan bir çoğu akraba olan 20 veya 30 kişilik gruplar arasında para toplayıp yatırım için İznik Gölü kıyısında zeytinlik almışlar. Çevresi hemen tel örgüyle kapatılıp, beklemeye alınmış. Aynı durum Karacabey, Mustafakemalpaşa ve Yenişehir'in verimli toprakları için de geçerli.
Koronavirüs salgını sonrası kırsala çıkma hevesi başladı. Bu heves ve ilgi köy arazilerini değerlendirdi. Aynı durum buralar için de geçerli. İçine bir bağevi, çevresine tel örgü. Sadece hafta sonları kullanılacak yer haline gelen tarım arazileri.

Gözde yerlerden biri olan Alaçam'da bu günlerde 500 metrekare hisseli parselin fiyatı 250-300 bin liraya satılıyor. Orhaneli, Keles, Nilüfer Barajı kıyıları da yatırımcı ve kırsal hayata özenenlerin yeni gözde mekanları.
Bunun sonucu alınan bu araziler sistematik olarak üretimden çıkıp, gelenlerin hobi bahçesine dönüşüyor. Arazi bu kadar değerlendiği için köylü üretimden vazgeçip arazisini satıyor. Kendi tarlasında emanetçi durumuna düşüyor.

TARLASINI 2 YIL EKMEYENE YÜKSEK VERGİ

Konuyu yakından takip edenlerden biri de Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanvekili ve Dış Ticaret Konseyi Başkanı Murat Bayizit. Gıda ihracatçısı olan ve bölgedeki üretimin çeşitlilik kazanması için çaba gösteren Bayizit, sık sık bu bölgeleri ziyaret ediyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı da tarımsal arazilerin amaç dışı kullanılması konusunun farkında olduğunu ve hobi evleriyle ilgili geçtiğimiz günlerde yeni kararlar aldığını söyleyen Bayizit, önceki hafta İnegöl, geçen hafta sonu da Orhaneli bölgesindeki izlenimlerini anlattı. İnanılmaz büyüklükte boş araziler olduğunu kaydeden Bayizit, şöyle devam etti:
'Buraların ahududu, yabanmersini gibi ürünlerle dolu olması lazım. Biz oraya bağ bahçe yapalım hafta sonları gidip mangal yakalım demek büyük bir kaynak israfı. Bakanlık ve yerel yönetimlerin önlem alması gerekiyor. Tarım arazilerinin gayrimenkul şeklinde yatırım aracı olmaları yanlış. Adam tarlayı alıp değerlenir diye 10 yıl boş bırakıyor'

Tarımsal niteliği olan arazilere en az 2 yıl ekilmediği zaman yüksek vergiler konulması gerektiğine işaret eden Bayizit, Hollanda'da bu uygulamanın yapıldığını söyledi.

YABANMERSİNİ ULUDAĞ'IN ETEKLERİNİ SEVDİ

Bursa Büyükşehir Belediyesi Tarım A.Ş.'nin Bursa'nın ürün çeşitliliğini geliştirmek, çiftçilerin daha çok gelir sağlamasını ve göçü engellemek amacıyla başlattığı projeler meyvelerini veriyor.
Uludağ'ın eteklerindeki köylerde çiftçi eğitiminin ardından ahududu ve yabanmersini fideleri dağıtılmıştı. Ahududunun ardından anavatanı Kanada olan ve dünyada blueberry olarak bilinin yabanmersini de Uludağ'ın eteklerini sevdi.
Murat Bayizit'in Göynükbelen Köyü'nde ziyaret ettiği Salih Arsil'in anlattıkları gelecekte bu bölgelerin yabanmersininin merkezi olacağının işaretlerini verdi.

Marmara bölgesinin ilk yabanmersini fidesini 2017'de Göynükbelen'de diken Arsil, ağaçları aynı seviyeye gelmesi halinde dönümünden yılda 100 bin liraya kadar para kazanılacağını söylüyor. Haksız da değil, antioksidan özelliği sayesinde son yılların gözde meyvesi olan yabanmersini bahçesinde kilosu 55 liradan alıcı buluyor.
Yazının başına dönecek olursak Salih Arsil'i dinleyince böylesine verimli toprakların sadece kırsalda yaşamak isteyenlerin hobi bahçesine dönüşmesinin ne kadar yanlış olduğu bir kez daha anlaşılıyor.

İYİ PARTİ'Lİ EROZAN GAZETECİLERİ UNUTMADI

Sel felaketine uğrayan Kestel'in Dudaklı Köyü, iki gün boyunca bakanlardan milletvekillerine kadar siyasetçilerin akınına uğradı. Gazeteciler de onları izledi.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcıları Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu ve Ahmet Kamil Erozan da köyde incelemelerde bulundular.

İncelemeleri sonunda dere yatakları ve su kanallarını zamanında temizlemeyen DSİ'nin kusurlu olduğu kanaatini edindiklerini ve TBMM'ye araştırma önergesi vereceklerini açıklayan Erozan, zor şartlar altında görev yapan gazetecilerin çamurlu ayaklarının fotoğrafını çekerek sosyal medyadan paylaştı.
Gece gündüz demeden bölgede zor şartlar altında görev yapan ASTV'den Seray Saygılıoğlu, Line TV'den Ayşenur Esen ve Enbursa'dan Özge Tezcan'ın fotoğrafının altına da 'Cefakar gazeteciler. Kutlarım kendilerini' notunu yazdı.