Bursa’nın sorunlarını kaleme aldığım yazılarımda sık sık tekrar ederim. akademik odalar, mesleki ve teknik konuların yanı sıra kentlerin vicdanıdır. Kanunla kurulan ve tamamen teknik ve akademik bakışla hareket eden bu odalar, kentlerin doğası, insanları ve geleceği için kaygı duyar, sorunları dile getirir, çözüm odaklı çalışmalarla gündeme yön verir.
Bursa özelini değerlendirecek olursak; kentin geleceğini etkileyecek birçok girişim akademik odaların çabaları sonucu önlenebildi. Önlenemeyen ve altında akademik odaların muhalefet şerhlerinin bulunduğu birçok proje daha sonra yapanlar tarafından bile sahiplenilmedi.
Buna, Doğanbey’deki TOKİ konutlarını, Nilüfer’deki 0,50 emsal uygulamasını ve sık sık tartışma konusu olan Atatürk Stadyumu’nun yıkılması gibi örnekleri vermek mümkün.
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi son 40 yıldır kentin vicdanı olmak adına önemli çalışmalara imza atan akademik odaların başında geliyor. Kendilerini Çalışma Grubu olarak adlandırılan ekip, 28 yıl oda seçimlerini kazanmış, geçen dönem bayrağı Çağdaş Mühendisler Grubu’na teslim etmişti. Bu yıl yapılan seçimlerde Çalışma Grubu, yeniden seçimi kazanarak işbaşına geldi.
Yeni başkan seçilen Serdar Atilla Erdem, gençlik yıllarından beri Çalışma Grubu ekibinde yer alan bir isimdi. Erdem, dün önce basın mensuplarının ardından AS TV’de yayınlanan Gözlem Kulesi programı aracılığıyla Bursalıların karşısına çıktı.
Bu buluşmalarda verilen mesaj yine kent vicdanı adına yapılacak çalışmaları anlatmaktı. ‘ Bursa Hepimizin, Bursa Vizyonu’ konulu toplantıda, önce Bursa ile ilgili tespitler yaptı ardından bir gölge kabine gibi çalışacak komisyonların çalışmaları hakkında bilgi verdi. Ekim ayından itibaren başlayacak çalışmalar mayıs ayına kadar devam edecek. Afetlere Hazırlık ve Afet Eylem Planı, Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi, Kaçak Yapılaşma, Ulaşım ve Alt Yapı, Su Kaynaklarının Korunması ve Yönetimi, Doğal, Tarihi ve Kültürel Mirasın Korunması, Kent Anayasası, Misyon ve Vizyon başlıklarında yapılacak çalışmalar mayıs ayında tamamlanacak.
Hazırlanacak bu raporlarla Bursa’nın menfaatlerini önceleyecekleri eylem planlarını hazırlamalarına katkı sağlamak ve sonuç olarak da Bursa’yı gelecek nesillere yüz akıyla teslim edebilmeyi hedeflediklerini belirten Erdem, ‘Biz İMO olarak Bursa’nın dar bir çevre tarafından dizayn edilmesine karşıyız ve tüm gücümüzle karşı durmaya devam edeceğiz. Bursa’yı Bursalıların yaşayacağı bir kent haline getirmek hepimizin ortak sorumluluğudur. İMO olarak temel yaklaşımımız en acil ve en önemliden başlayarak tespit etmek, nedenleri ve çözüm önerilerini oluşturmak ve uygulandığının takipçisi olmaktır.’ mesajını verdi.
TAM DOĞRU TESPİT; BURSA’DA KAÇAK İNŞAAT KÜLTÜRÜ OLUŞTU
Bursa’nın temel sorunlarından biri son 60 yıldaki hızlı büyümenin beraberinde getirdiği kaçak yapılaşma ve plansız kentleşme. Şehirleşme hızına devlet ve belediyeler yetişemeyince yüzde 60’ı kaçak ve imara aykırı yapılardan oluşan bir Bursa tablosu ortaya çıktı.
Toplantıda bu konuda önemli tespitlerde bulunan Erdem, ‘Kaçak yapı demek bizim tanımımızla öncelikle mühendislik hizmeti almamış güvensiz alanlar, içinde yaşayan her bir vatandaşımız için ayrı birer tabut demektir’ dedi.
‘Üzülerek belirtmek isterim ki Bursa’da kaçak inşaat kültürü oluşmuştur’ diyen Erdem, şöyle devam etti:
‘ Kaçak inşaat yapmanın dayanılmaz cazibesi maalesef vatandaşlarımızı yanlış uygulamalara sevk etmektedir. Hepinizin malumu üzerine çok uzun yıllardır siyasi kaygılarla kaçak yapılaşmaya göz yumulmuş, dönem dönem de çıkartılan imar aflarıyla vatandaş adeta kaçak yapı yapmaya teşvik edilmiştir. Zira bugüne kadar yapılan kaçak yapılar yapanın yanına kâr kalmıştır. Günümüzde ve Bursa özelinde konutların yanında ayrıca kaçak sanayileşme sorunu da vardır. Bunların yanı sıra bir de insanların deprem korkuları istismar edilerek ya da doğayla buluşma tutkuları bahane edilerek turizm adı altında yeni bir kaçak yapılaşma modeli ortaya çıkmıştır. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de Bursa’mızda hukuksuz kaçak konut ruhsatlarımız ve kaçak imar afları ile uğraşıyoruz’
Erdem’e göre, plansız sanayileşme ve imar uygulamaları ve bunun üzerine bir de artan plansız nüfusla Bursa her geçen gün yaşanamaz bir şehir olma yolunda ilerliyor. Belediyelerin kaçak yapılaşmayla mücadelesindeki engellerin sebepleri mutlaka sorgulanarak acil çözümler üretilmesi gerekiyor.
Erdem bir çağrı da yaparak, ‘Bu sebeple diyoruz ki artık Bursa hukuksuzluğu kaldırmamakta ve acilen hukuka uygun planlamalara ve projelere dönerek hukuksuzluğa dur demelidir’ mesajını verdi.
BURSA’NIN YAPI ENVANTERİNİ BİR YILDA HAZIRLAMA SÖZÜ
Bursa’nın huzurlu, yaşanabilir, dirençli ve ruhunu geri kazanmış olarak acilen dönüşmesi gerektiğinin altını çizen Serdar Erdem, ‘Maalesef Bursa’da ilk düğmeyi yanlış ilikleyerek planlama yapmadan, dönüşüme ihtiyaç olan bölgelerden değil, rantı bol olan bölgelerden başladık. Elimizdeki veriler net olmamakla beraber ülkemizde dönüşmesi gereken yaklaşık 7 milyon konuttan bahsedebiliriz. Bursa’mız için ise riskli yapı stokumuzun yaklaşık yüzde 65 seviyelerinde olduğu öngörülmektedir’ dedi.
Planlamanın en önemli ayağı olan gerçek veri değerlerine ulaşmak, sağlıklı dönüşüm için en önemli konu olduğunu vurgulayan Erdem, şöyle devam etti:
‘Bu çerçevede ısrarla talebimiz Büyükşehir Belediyesi ve İMO Bursa Şubesi arasında yapılacak bir protokolle tüm şehrimizin yapı stoku envanterini net bir şekilde ortaya koymaktır. Bu veriler doğrultusunda kentsel dönüşüm yol haritamızı ortaya çıkarmış olup kent anayasası için önemli bir bilimsel veriyi belirlemiş olacağız. Bu ekip ve teknik kadroya sahibiz. Bir yıl içinde Bursa’nın envanterini hazırlarız. Kocaeli bitirdi, Eskişehir yüzde 70’ini tamamladı. Bu konuda geç kalıyoruz’
Kentsel dönüşüm strateji belgesinin bu bilgiler ışığında ivedilikle hazırlanması ve kentsel dönüşümün parsel değil bütüncül bir yaklaşımla mahalle bazlı, kriterleri şeffaf, ortak akılla, tüm şehir genelinde aynı olacak şekilde belirlenerek ve uygulamaya geçilmesi gerektiğini ifade eden Erdem, şunları söyledi:
‘Bursa, Türkiye’nin 81 ili arasında en hırpalanmış şehirlerinden bir tanesidir. Bize göre her şeyden önce tüm sorunların temel kaynağı planlama eksikliğidir. 1998 yılında Büyükşehir Belediyemiz ve Bursa dinamiklerinin birlikte hazırladığı 2020 yılı Bursa Çevre Düzeni Planından sonra aradan geçen 26 yıldan bugüne kadar yeni biri plan hazırlanmamıştır. Kaldı ki bugün yaşadığımız sorunların temelinde de büyükşehir belediyesinin ortak akılla hazırlattığı planın delik deşik edilmiş olması yatmaktadır. Evliya Çelebi’nin o meşhur sözüyle su şehri Bursa’da işler suyun akışına bırakılmış, dar bir çevrenin talepleri doğrultusunda şekillenmiştir ve maalesef sonuçları da ortadadır’
Erdem, bu kadar soruna rağmen Bursa’nın bunları aşabileceğini de ifade ederek, ‘2050 yılında gelecek nesillerin bizlere teşekkür edeceği, İstanbul’un arka bahçesi olmayan, yaşanabilir, huzurlu, dirençli, Bursa’yı planlama ile hep birlikte ayağa kaldırabiliriz. Buna destek vermeye hazırız’ diye konuştu.