Hava Durumu

Bursa toplu ulaşımda pandemi öncesine dönemedi

Yazının Giriş Tarihi: 08.04.2022 08:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.04.2022 08:05

Koronavirüs pandemisinin ülkemizde görülmesinin üzerinden 2 yıl geçti.

Çok yakın bir geçmiş olmasına rağmen insanın ne günlerdi diyesi geliyor. Evlere kapandık, şu anda aklıma gelince gülümsüyorum ama market alışverişi dönüşlerinde alınan ürünleri dezenfektanla temizlemekten tutun da, öksüren veya hapşıran birine vebalı biri gibi davrandığımıza kadar akla hayale gelmeyen davranış biçimleri sergiledik. Toplum taşıma araçlarına binmek Rus ruleti oynamak gibi değerlendiriliyordu.

Uzmanlara göre, hastalığın yayılması ve etkileri virüsün geçirdiği mutasyon nedeniyle grip kategorisine inse de yarattığı korku henüz geçmiş değil. Bunu hayatın birçok alanında görmeye devam ediyoruz. Bu arada ilk günden hastalığı umursamayanların tavırları ise değişmedi.

BUSİAD’ın iftar programında konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın 2040 Çevre Düzeni Planı ve TEKNOSAB ile ilgili başlıklardaki açıklamalarını dünkü yazımda ele almış, ulaşımı bugüne bırakmıştım.

Aktaş, ulaşımı anlatırken tam da pandemi konusuyla başladı. Pandemi öncesi Bursa’da toplu ulaşımı kullanan sayısı 960 bine ulaşmış, Büyükşehir Belediyesi de özellikle Bursaray’daki bekleme sürelerini azaltmak ve daha fazla yolcu taşımak amacıyla sinyalizasyon optimizasyonu projesini başlatmıştı.

Ancak pandemi bütün öngörüleri altüst etti. Toplu taşım araçlarının kullanımında yüzde 60’a varan düşüşler oldu. Sonraki dönemde normalleşme adımları atıldı ancak pandeminin etkisi henüz sona ermedi. Aktaş’ın verdiği rakamlar da bunu gösteriyor. Önceki hafta daha yeni 880 bin yolcuya ulaşılabildi.  Oysa pandemi olmazsa toplu taşım araçlarından bu yıl bir milyon 200 bin insanın yararlanması bekleniyordu.

Aktaş, göreve ilk başladığında İstanbul’dan bir şirkete araştırma yaptırmıştı. 10 bin 600 kişi ile yapılan görüşmeler sonucu Şehir Tasavvuru olarak başlayan çalışma daha sonra Şehir Strateji belgesine dönüştü. Aktaş’ın konuşma yaptığı salonun önündeki statta konulan bu çalışmanın yer aldığı kitaplar bulunuyordu.

Bu çalışmada, Bursa’nın en önemli sorunu da yine ulaşım olarak ortaya çıkmıştı. Çıkması da doğal çünkü, Bursa kadar dar bir alana nüfus yoğunluğunun sıkıştığı kent sayısı azdır. Aktaş, bunu rakamlara dökerek anlattı.  3 milyon 150 bin nüfuslu kentin 2 milyon 250 bini Kestel, Gürsu, Osmangazi, Yıldırım ve Nilüfer’de yaşıyor. Bu 5 ilçe arasında dışındaki en büyük yerleşim 250 bin nüfusuyla İnegöl. Dört dağ ilçesinin toplam nüfusu ise 45 bin. 

Balıkesir’in nüfusu bir milyon 200 bin ama bunun sadece 300 bini il merkezinde yaşıyor. O yüzden toplu ulaşım kaçınılmaz bir gerçek.

Raylı sistemde yeni yatırım Şehir Hastanesi-Emek hattı. Bu hat, Şehir Hastanesi’ne ulaşımı kolaylaştırmanın yanı sıra hızlı tren istasyonu bağlantısıyla önemli bir işlev görecek. Raylı sisteme binen hızlı tren hattına kesintisiz gitme imkanı bulacak. 

 Raylı sistemle ilgili ikinci büyük yatırımın ise Üniversite Görükle hattı olacak. 5,5 kilometrelik birinci etabının ardından bu hattın ikinci etabı gelecek. Üniversite-Görükle hattını da ulaştırma bakanlığı yapacak.

Aktaş’ın ulaşımla ilgili önemli notlarından biri T2 hattının haziranda biteceği, diğeri ise Doğu Hattındaki minibüslerin sisteme entegrasyonu. Böylece, bu araçlardan da engelli ve 65 yaş üstü vatandaşlar yararlanabilecek. 

‘BURSA’DA EN ZOR İŞ KAMULAŞTIRMA’

 Aktaş’ın konuşmasında en dikkat çekici bölümlerden biri de kamulaştırma konusu oldu. ‘Bursa’yı yaparak değil yıkarak güzelleştireceğiz. Çok yıkmamız lazım. Tabi eskilerini’ diyen Aktaş, bu konuda karşılaştıkları güçlükleri ise ilginç anekdotlarla anlattı.

Birinci örnek Hayran Caddesi yol genişletme çalışmalarından. ‘Bir keresteci var, bir tek cumhurbaşkanımız aramadı onunla alakalı’ diyen Aktaş şöyle devam etti:

Kamulaştırdık, parasını da verdik. Çık, Allah aşkına. Bursa’da en zor iş kamulaştırma. Hem çok maliyetli hem de yerler o kadar değerli ki kimse yerini değiştirmek istemiyor.’

İkinci örnek ise dönüşümle ilgili. Bir gün Aktaş’ın yanına yaşlı bir amca yaklaşır ve ‘Bundan sonra sana ve partine oy yok’ söyleriyle sitemlerini iletir. Aktaş da ‘neden’ diye sorar. Yaşlı amcanın imarsız bir evi vardır. Dönüşümde evine karşı iki daire verilir. Ancak, amca, ben ve iki oğlum oturuyoruz. Üç daire olarak kullanıyoruz. Üç daire vermeniz lazım’ diye şikayetçidir’

Konuyu araştıran Aktaş, yaşlı amcanın evine değerinin çok üzerinde bedel ödendiğini görür.

 ‘YATIRIM İKLİMİNDE OLMAYAN BİR DÖNEMDEYİZ’

 Aktaş’ın konuşmasının sonundaki soru-cevap bölümünde, yeni ulaşım yatırımlarını ve seçim beyannamesinde yer alan Gürsu-Çalı hattı raylı sistem projesini sordum.

Aktaş, aslında konuşmasında yeni yatırımların zorluğunu anlatırken, yükselen maliyetler nedeniyle ihale yapamadığı sitemini dile getirmişti. Soruya da sitemli yanıtla başladı.

Canım cennet istiyor ama günahlar elvermiyor’ deyimini hatırlatan Aktaş şöyle devam etti:

Samanlıkta padişah rüyası görmeye gerek yok. Realite diye bir şey var. Mesela az önce doğu katı atık entegrede yap –işlet- devret modelini konuştuk. Sanayiciler burada. Yatırım ikliminde olmayan bir dönemdeyiz.  T2 hattı 190 milyon artı KDV’ye ihale edilmişti. Biz ilave olarak 300 milyon lira daha para harcadık. Fiyatlar uçmuş gitmiş. Şu aşamada,  Gürsu’dan Çalı’ya raylı sistem yapmanın karşılığı yok. En ucuz ulaşım bizde olmasına rağmen toplu ulaşımda yolcu sayısı artmıyor’

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.