Hava Durumu

Bursa yine sallandı; Büyük depremin habercisi değil uyarıcısı

Yazının Giriş Tarihi: 28.01.2025 08:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.01.2025 08:05

İslam düşünürü İbn-i Haldun, 700 yıl önce yaptığı ‘Coğrafya kaderdir’ tespitinin devam cümlesi bana göre, kaderin kedere dönüşmesi nasıl önlenir olmalıdır.

Türkiye bir deprem coğrafyasının tam kalbinde yer alıyor. Ülke topraklarının yüzde 70’i de deprem riski altında. Arap levhasının itmesiyle Anadolu sürekli Ege’ye doğru hareket ederek, meydana gelen sarsıntılar binlerce yıldan beri devam ediyor.

Nüfusumuzun yüzde 71’i, Türkiye topraklarının da yüzde 66’sı deprem riski altında. Türkiye’de yaklaşık 15 bin kilometresi ana aks üzerinde olmak üzere 24 bin 500 kilometre uzunluğunda canlı fay hattı bulunuyor.

Bu gerçeği bilmemize ve can yakıcı deneyimlere rağmen yaşadığımız her felaket sonrası önce üzülüyor, günlerce ölenlerin yasını tutuyoruz. Ardından ders çıkarmak bir yana yeni bir deprem kapımızı çalıncaya kadar da unutuyoruz. Sonra da bu felaketler neden başımıza geliyor diye sitem ediyoruz. Oysa bu faylar milyonlarca yıldır aynı hareketleri tekrarlıyor. Bizim yapmamız gereken bu kaderin kedere dönüşmemesi için önlem alıp hazırlanmak.

6 Şubat’taki felaket 50 bini aşan can kaybı ve binlerce enkaz haline gelen bina bıraktı. Türkiye, son yıllardaki en büyük travmalarından birini yaşadı. Depremin büyüklüğü, kapsadığı alan ve can kayıplarının yüksekliği nedeniyle asrın felaketi olarak adlandırıldı ama maalesef unuttuk.

Geçtiğimiz hafta Çanakkale’nin Ayvacık ilçesi açıklarında meydana gelen 5,2 büyüklüğündeki deprem sonrası ‘Biz unutsak bile o hatırlatıyor’ demiştim.

Deprem dün Nilüfer’de 4 büyüklüğündeki sarsıntıyla kendisini bir kez daha hatırlattı. Bütün televizyon kanalları aynı anda canlı yayına geçerek deprem uzmanlarını ekranlara taşıdı.

AS TV’nin canlı yayına katılan Jeoloji Mühendisleri Odası geçen dönem Bursa Şube Başkanı Engin Er’in bir cümlesi dikkatimi çekti. ‘Bu büyük bir depremin habercisi olabilir mi?’ sorusu üzerine Er’in verdiği yanıt kısa, net ve bir o kadar da anlamlıydı; Büyük depremin habercisi değil, uyarıcısı’

Ardından alanında Türkiye’nin önemli bilim insanlarından biri olan Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Pampal’ın analizleri geldi. Bursa açısından pek de iç açıcı şeyler de söylemedi…

Analizine Bursa’nın coğrafi durumu ve geçmiş depremlerle ilgili bilgi vererek başlayan Prof. Dr. Pampal, şöyle devam etti:

‘ Zemin kötü. 1065'de yıkıcı bir deprem yaşanmış. 1855'de 2 yıkıcı depremle yıkılmış. Deprem tetiklenir mi? Geliyor bunu söyleyebiliriz. İznik'teki 1065'den beri kırılmamış.7, 7,3 kadar deprem üreteceğini tahmin ediyoruz."

Peki, bu sarsıntı ne anlama geliyor?

Pampal, bu soru üzerine de şunları söyledi:

Bursa ovasının altından geçen 7,5'lik deprem üretebilecek bir fay var. Büyük bir depremi göreceksiniz, hazırlanın diyor. Ben olacağım doğanın kanunu gereği kırılacağım diyor. Buna dikkat etmemiz gerekiyor. Gün, ay vermemiz mümkün değil. Depremin önceden bilmek mümkün değil. Bu depremler bize alarm veriyor. Marmara'nın hem Kuzeyi hem güneyi. Bu sıra Güney daha hareketli. Maalesef Bursa'nın bulunduğu yer 1865'den beri kırılmamış. Bunlar ilk kırılacak yerlerden biri Bursa biri İznik.

Uzmanların da söylediği gibi Bursa, ciddi bir depremin tehdidi altında. Artık bunu bir tarafa koyup, depreme nasıl hazır olacağız. Bunu konuşmamız gerekiyor. Maalesef Bursa’yı dirençli bir kent haline getirecek kentsel dönüşüm çok yavaş ilerliyor. Telaffuz edilen rakamlara göre Bursa’da dönüşüme ihtiyaç duyan onbinlerce bina var. Çünkü Bursa’nın neredeyse yüzde 65’i kaçak ve imara aykırı yapılardan oluşuyor.

ÖZEN; TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE’Yİ İNŞA EDİYORUZ

AK Parti Bursa Milletvekili ve TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanvekili Refik Özen, AS TV’de yayınlanan Gözlem Kulesi’nde Bursa ve Türkiye gündemiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Türkiye son yıllarda yerli ve milli savunma sanayi konusunda önemli hamleler yapıyor. Refik Özen ile milletvekilliğinin ilk döneminden beri konuk olduğu programlarda bu konuları ele alıyoruz. İlk döneminde, Türkiye Suriye’deki terör unsurlarına karşı harekat düzenliyor ve kullanılan silah ve mühimmatın yerlilik oranını konuyorduk. O günlerde bu oran yüzde 65-70 civarındaydı. Bugün aynı soruyu yönelttiğimizde oranının yüzde 80’leri aştığına işaret etti.

Bu güç sayesinde Türkiye oyun kurucu ve paradigmayı değiştiren ülke haline geldi. Bunun amacının tam bağımsız Türkiye’nin inşası olduğuna vurgu yapan Özen şöyle devam etti:

‘Bunu hamasi bir söz olarak söylemedik söylemiyoruz. Yaptığımız işlere güvenerek bunu dillendiriyoruz. Cumhurbaşkanımız liderliğinde savunma sanayinde bir devrim yaptık. Yapıyoruz. Yeni bir hikaye yazıyoruz devam ediyoruz. Yüzde 80’i aşan bir yerlilik oranıyla biz Türkiye olarak savunma sanayinde kendine yeter bir ülke haline geliyoruz. Çok az kaldı. Kaan’la birlikte bu halkayı tamamlayacağız’

Sahada güçlüyseniz masada güçlüsünüz’ diyen Özen, ‘Elde edilen kazanımlarla birlikte hem dünya hem de bölge barışı açısından güçlü bir Türkiye olarak masada mazlumun sesi olmaya devam ediyoruz’ mesajını verdi.

Peki, yeni göreve başlayan ABD’nin yeni başkanı Trump, Türkiye’nin bu proaktif politikasını frenler mi?

Özen, bu soruya karşılık da, ‘Sayın Trump daha önce de görev yapmıştı. Bir NATO müttefiki olarak biz ABD’nin Türkiye ile ilişkilerinde daha samimi olmasını bekliyoruz. Ama maalesef bu samimiyeti göremedik. Dolayısıyla bu başlayan yeni dönemler ümitvar olmayı arzu ediyoruz. O çerçevede NATO’da müttefik olan NATO’nin en güçlü ülkelerinden biri olan Türkiye ile Dünya barışının sağlanmasında eğer gerçekten samimiyseler partner olarak terör örgütlerini değil Türkiye ile beraber hareket etmesi gerektiğine biz ifade ettik. Bu gerçekliği Trump’un gördüğünü göreceğini düşünüyoruz. İlk söylemleri o anlamda ümit verici’ diye konuştu.

‘BURSA ADINA ÜZÜLÜYORUM’

Refik Özen, milletvekilliği öncesi AK Parti Osmangazi ilçe başkanlığı ve il başkan yardımcılığı yaptığı için yerel politikalarla da yakından ilgili.

Geçen yıl 31 Mart’ta yapılan seçimlerde CHP 47 yıl aradan sonra büyükşehir belediye başkanlığını kazandı ve yaklaşık 10 aydan beri Mustafa Bozbey başkanlık koltuğunda oturuyor. Bu sürede yapılan icraatleri de sorduğumuz Refik Özen, konuşmasına, Son sözü millet söyler düsturuyla başımızın üstüne koyduk ve bizler de bundan ders çıkarmaya çalışıyoruz’ sözleriyle başladı.

Yerel yönetimde geçen 10 aya bakıldığında Bursa’ya bir çivi çakılmadığını görünce bir Bursalı ve Bursalı bir siyasetçi adına üzüldüğünü de söyleyen Özen, şöyle devam etti:

‘2002’de biz büyükşehir belediyesini devraldığımızda rahmetli Hikmet Şahin 90’ıncı günde eski fakülte önündeki bat-çık’ı 90 günde bitirdi ve ardından Acemler’e kadar peşpeşe kavşaklar yaptı. Geldiğimiz noktada büyükşehrin bizim başlattığımız ve devam eden projelerin dışında daha bir tek kentsel dönüşümle alakalı yeni bir projesini duymadık. Tabela belediyeciliğinden başka bir şey görmedik. Maalesef bunu üzülerek söylüyorum. Bizim yaptığımız ve faaliyette olan lokantaların tabelalarını değiştirip millete halk lokantası olarak pazarlamaya çalıştılar. Bursa 10 ayını kaybetti. Umarım geride kalan 4 yılı kaybetmez. İlk işaretlere bakınca Bursa açısından kayıp bir beş yıl bizi bekliyor. Çünkü bizim başlattığımız projelerin dışında hiçbir şey yok.’

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.