Bursalı Matlı, Türkiye'nin en büyük yem fabrikasını Diyarbakır'da kuruyor

Yazıya, Bursa Ticaret Borsası Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Özer Matlı'nın 'Neden Diyarbakır'a fabrika kuruyorsunuz' sorum üzerine verdiği yanıtla başlamak istiyorum.

'Medeniyet batıda ancak ışık doğudan yükselir'

Özer Matlı, tüm önyargı ve yaratılan algıları bir yana bırakarak, Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yaptığı Matlı Şirketler Grubu'nun Diyarbakır'da Türkiye'nin en büyük yem fabrikasını kurmaya karar vermiş.

Dün Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi'nde fabrikanın temel atma töreni vardı. Törene Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da katıldı. Fabrikanın yatırım bedeli 250 milyon lira, 250 kişiye direkt, bin kişiye de dolaylı istihdam sağlayacak. Aslında fabrikanın ötesinde bir tarım hayvancılık ekosistemi olacak tesis Matlı'nın verdiği bilgiye göre, 8 ay içinde tamamlanacak.

Haberin önemli ayrıntılarını daha önce Bursa'da görev yapan Basın İlan Kurumu Diyarbakır Şube Müdürü Osman Başeğmez verdi. Başeğmez'in memleketi Konya olsa da Diyarbakır'da fahri Bursalı gibi çalışmalar yapıyor. Zaten tören de Bursa-Diyarbakır buluşmasına dönmüş.

Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, daha önce Bursa'da görev yapmıştı. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay da Özer Matlı'nın daveti üzerine Diyarbakır'daydı.

Törende konuşan Vali Münir Karaloğlu, BTSO Başkanı İbrahim Burkay'a seslenerek, 'Bursalı iş insanlarını Diyarbakır'a yatırım yapmalarını sağlayın, baş göz üstüne gelsinler. Her türlü kolaylığı sağlayalım' mesajını verdi.

Karaloğlu'nun hedefi Diyarbakır'ı bir sanayi kentine dönüştürmek. Geçen yıl kentte 254 yatırım teşvik belgesi alınmış ve 2 milyar liralık yatırım ve 16 bin istihdam taahhüt edilmiş. Bu da Diyarbakır için Cumhuriyet tarihinin rekoru.
Vali ve Büyükşehir Belediye Başkanvekili olarak, kamu görevlileriyle birlikte Diyarbakır'dan veya yurtiçinden yurt- dışından gelen bütün sanayicilerin ücretsiz danışmanı olduğunu vurguladığı konuşmasında Karaloğlu, 'Biz onların emrindeyiz. Her türlü desteği vermeye hazırız. Bütün sanayicilere Kerem Ke (Buyurun) diyoruz' dedi.

ÖZER MATLI: BU YATIRIMLAR ALGIYI DEĞİŞTİRİR

Tören sonrası telefonla görüştüğümüz Özer Matlı'nın sesi oldukça neşeli geliyordu. Diyarbakır'ın modern ve gelişmiş bir kent olduğunu vurgulayan Matlı, fabrikanın kuruluş öyküsünü şöyle anlattı:

'Yeni yatırım alanlarına bakıyorduk. Vali Münir Karaloğlu ve oda ve borsadan arkadaşlarım. Destek ve moral verdiler. Potansiyel olarak doğru yer burası. Sayın Varank ve Sayın Karaloğlu da törende söylediler. Bizim burada yatırım yapmamız bölgenin algısını değiştirir'

Batıdan ilk fabrikayı kurmak üzere 15 yıl önce Konya'ya gittiklerinde bölgenin tarımsal yem algısının kötü olduğunu ifade eden Matlı, 'Tıpkı otomotiv fabrikalarının Bursa'da yaptığı gibi model oluşturduk ve başardık. Konya'dan sonra Gaziantep'te fabrika açarken Adana'da kurun dediler. Biz yine Gaziantep'i tercih ettik ve tarım noktasında Gaziantep başka bir yere geldi' dedi.

Matlı, en büyük tesisi Diyarbakır'da yaptıklarını kaydederek, şunları söyledi:

'Biz burada köprü görevi yapacağız. Tarımsal ürün üretiminin sigortası haline geleceğiz. Tıpkı Toprak Mahsulleri Ofisi gibi. Gelen tüm ürünü alacağız. Artan ürünleri ise başka yerlerdeki fabrikalarımıza göndereceğiz. Köylü dolandırılmaktan kurtulacak, malını değerinde satacak. Fabrikanın ardından AR-GE çiftliği ve eğitimler gelecek. Burada bir ekosistem kuracağız'

TOPLUMDAKİ RAHATLIK HEKİMLERİ BİLE KORKUTUYOR

Koronavirüs pandemisinin ilk çıktığı aylarda toplumdaki yüksek duyarlılığın en önemli sebebi korkuydu. Çin'de sokakta aniden düşüp ölenlerin veya İtalya'da hastanelerde nefessiz kalanların çığlıklarının yer aldığı görüntüleri izleyenler yetkililer uyarmasa bile evden dışarıya adım atamaz hale gelmişlerdi.

Bu bir süre devam etti. Ancak, kısıtlamalar kaldırıldıktan sonra toplumda pandemi sona ermiş gibi bir algı ortaya çıktı. Özellikle 1 Temmuz sonrası toplumda müthiş bir rahatlama başladı. Siyasi parti temsilcileri toplu ziyaretler ve kabuller yapıyor. Kalabalık törenlerde tokalaşmalar sarılmalar devam ediyor. Etkinlikler, törenler hız kesmiyor.

Bunun sonucu olarak da vaka sayısı her geçen gün artıyor. Önceki akşam İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, sosyal medya hesabından testinin pozitif çıktığını açıklayarak, 'Sağlığım gayet iyi, son iki gündür temaslı olabileceğim dostların dikkatli olmasını tavsiye ederim' mesajını verdi.

Öncelikle Sayın Türkoğlu'na geçmiş olsun diyorum ama bu mesajın hemen altındaki paylaşımlara baktığımda sanki virüse davetiye çıkarılmış gibi. Önce Adliye'deki suç duyurusu ardından T2 hattındaki basın açıklaması. Çekilen fotoğraflarda en fazla üç kişi de maske var. Mesafeye ise hiç dikkat edilmemiş.

Bu yazdıklarım sadece Türkoğlu için geçerli değil, AK Parti ve CHP'nin toplantılarında da aynı durum söz konusu.

Bursa Tabip Odası Başkanı Alpaslan Türkkan'a vaka sayılarındaki artışı sordum. O da oldukça endişeli. Kendisi de 1 Eylül Barış Günü toplantısında aynı şeyleri gözlemlemiş. Türkkan'a göre, vurdumduymazlık seviyesine ulaşan bu rahatlama dördüncü pikin çok derin ve güçlü olmasına neden olabilir.

Hastanelerin yoğun bakımlarının dolu olduğunu ve yoğun bakımda entübe olan, yaşamını yitirenlerin büyük çoğunluğunun aşısız olduğunu vurgulayan Türkkan şöyle devam etti:

'Pandeminin bu dalgası aşısızları vuracak gibi görünüyor. Onların pandemisi olacak. Toplumdaki bu yalancı rahatlamanın sonuçlarının kötü olacağını düşünüyorum. Önümüzdeki günlerde okullar açılacak. Aşısız çocuklar okula gidecek. Öğretmenlerin ne kadarının aşılı olduğunu bilmiyoruz. Alınan önlemler nasıl uygulanacak. Aşılamanın yeterli olmaması, önlemlerin alınmaması ve toplumdaki rahatlamadan dolayı kaygılıyız ve korkuyoruz'