Hava Durumu

Bursalılara, Bosna'ya gitme, işadamlarına da yatırım çağrısı

Yazının Giriş Tarihi: 09.09.2021 08:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.09.2021 08:02

Balkanlar ve Rumeli coğrafyasıyla Bursa'nın gönül bağı, Osmanlı'nın bu topraklara adım atışıyla başladı. Bir çok yazımda bu bağın toprakları fethederek değil, gönüllerde yer bularak kurulduğunu anlatmıştım.

Bu toprakları her ziyaret ettiğimde, yeni bir şey öğrenip dönüyordum. Sadece bir örnek vereyim; Bulgaristan'ın Varna kenti yakınlarındaki Nesebbar Adası girişinde, burayı 1367 yılında Osmanlıların fethettiği yazıyordu. Neredeyse İstanbul'un fethinden 200 öncesi.

Bunlara Bosna'daki Blagaj Tekkesi veya Üsküp'teki Gazi Baba türbesini de ekleyebiliriz.

Balkanlardan çekilmemizin üzerinden geçen bir asır süreyi hep 100 yıllık yalnızlık olarak nitelendiririm. Doğu bloğunun çökmesi, Yugoslavya'nın parçalanmasıyla yeni acılar yaşansa da hiç ateşi sönmeyen ancak küllenmeye yüz tutan gönül bağının daha güçlü olarak gelişmesini sağladı.

Bunu en çok Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Bosna Hersek'e yaptığı ziyarette de gördük. Bu gezide TBMM Milli Savunma Komisyonu ve Bosna Hersek Dostluk Grubu Başkanı AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen de yer aldı. Özen de, 1950'li yıllarda Kosova'dan gelen bir göçmen ailesinin çocuğu. O yüzden Balkanlarla ilişkiler konusunda aktif çalışmalar yürütüyor.

ASTV'de yayınlanan Gözlem Kulesi programında, Özen ile hem Balkanları hem de savunma sanayideki gelişmeleri konuştuk.

Özen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gezisinde çok duygusal sahnelere tanıklık etmiş. Özellikle restorasyonu Diyanet Vakfı tarafından yaptırılan Başçarşı Camii'nin açılışı sırasında, Başçarşı esnafı Erdoğan'ı dükkanlarına astıkları Türk Bayraklarıyla karşılaması, yoğun kalabalık ve burada Boşnaklarla yapılan sohbetlerdeki içtenlik gözlerinin dolmasına neden olmuş.

Erdoğan'ın bu coğrafyadaki etkisini 2017 yılında Srebrenitsa gezisinde bizler de şahit olmuştuk. Marş Mira yürüyüşü sırasında bize kapılarını açan Boşnaklar, Türklerin bu tür etkinliklere katılmasının kendilerini güvende hissetmelerini sağladığını vurgulayarak, Erdoğan'ın çabalarını övmüşlerdi.

Aslında Erdoğan'ın son yıllarda Sırbistan ile iyi ilişkiler kurması da bölge barışının yanı sıra Boşnakların kendilerini güvende hissetmelerine katkı sağlıyor. Özen, hükümet yetkilileriyle görüşme sırasındaki Erdoğan etkisini de şu örnekle anlattı:

'Bosna Hersek 8 ay dönüşümlü olarak Boşnak, Hırvat ve Sırp liderler tarafından yönetiliyor. Bu, Dayton anlaşmasıyla yapılan bir yönetim modeli.

Erdoğan'ın bu coğrafyada üstendiği barışçıl politikaların tezahürünü Hükümet binasında da gördük. Son dönemde Srebrenitsa Soykırımıyla ilgili bir yasa yürürlüğe girecekti. Sırp lider bunu veto etti. İşler çıkmaza girdi. Boşnak, Sırp ve Hırvat liderlerin çok uzun bir aradan sonra Erdoğan'ın gelişi dolayısıyla bir masa etrafında toplandı. Basın toplantısına ise Sırp Cumhurbaşkanı Milorad Dodik'in 'Biz Avrupa'ya güvenmiyoruz. Güvendiğimiz tek lider yanımızda o da Recep Tayyip Erdoğan' sözleri damgasını vurdu.

Erdoğan'ın üzerinde durduğu Belgrad-Saray Bosna otoyolunun barış yolu olmasının arzulandığını da ifade eden Özen, Bursalıları Bosna'yı turist olarak görmeye, işadamlarını da bu ülkeye yatırım yapmaya çağırdı.

'SAVUNMA SANAYİNDE ÖĞRETİLMİŞ ÇARESİZLİĞİ KIRDIK'

Özen, Milli Savunma Komisyonu Başkanvekilliği dolayısıyla savunma sanayindeki gelişmeleri de yakından takip ediyor. Programda, savunma sanayinin son durumunu da sorduk. O da tarihsel geçmişiyle birlikte anlattı:

'Savunma sanayinde Türkiye olarak tarih yazıyoruz. Aslında cumhuriyetin ilk yıllarında önemli adımlar atıldı. Ancak 1940'lı yıllardan sonra özellikle Truman Doktrini ile Türkiye'nin önü kesildi. Yöneticilerin basiretsizliği ve ferasetsizliği yüzünden Uçak fabrikamız kapandı. Nuri Killigil'in fabrikası havaya uçuruldu. Kıbrıs Barış Harekatı sırasında işin farkına vardık. Ancak yapılanlar yeterli olmadı. Asıl gelişme 2002'de AK Parti iktidarıyla başladı'

Savunma sanayinde yaşanan teknolojik başarının yanı sıra önemli bir unsurun da bugüne kadar bize dayatılan öğretilmiş çaresizliğin kırılması olduğunu vurgulayan Özen, 'Bize yapamazsınız edemezsiniz bunlarla uğraşmayın diyenlere karşı dedik ki biz bunu başarırız yaparız en iyisini gerçekleştiririz. Bu özgüveni kazanmış olmak savunma sanayinde elde edilen kazanımlar kadar önemli bir psikolojik durum'

Özen'in verdiği bilgiye göre, Savunma sanayinde yerlilik oranı yüzde 80'e ulaştı. 2002 yılında 62 savunma sanayi projesi bugün 750'ye ulaştı. O tarihte 5,5 milyar dolar olan proeje tutarı bugün 70 milyar dolar hacmini buldu. Firma sayısı 56'dan bin 500'e , ciro bir milyardan 11 milyar dolara, 248 milyon dolarlık ihracat 3 milyar doları geçti. Bugün dünyadaki ilk 100 firma arasında 7 Türk şirketi var.

Bu gelişmeler ve atılımlarla 2023'te Hürkuş uçağı ve Altay tankı bitmiş olacak. Anadolu gemisi uçak gemisi gibi insansız hava araçlarıyla donatılacak.

Geçtiğimiz günlerde Türk Silahlı Kuvvetleri'ne teslim edilen Akıncı'ya ayrı bir parantez açan Özen, 'Dünyada bunu gerçekleştiren üç ülkeden biriyiz. İçinde 100 bilgisayar barındıran uçan robot. 24 saat havada kalma, bir buçuk ton bomba taşıma ve 2 bin 500 kilometre menzili olan bir hava aracı. Ne kadar gurur duysak az'

'ERKEN SEÇİM GÜNDEMİMİZDE YOK'

Programda Refik Özen'e Bursa'da son aylarda muhalefetin yönelttiği merkezi hükümet yatırımlarının yetersizliği eleştirilerini de sorduk.

Özen'e göre, Bursa kurulduğundan beri AK Parti'ye verdiği desteğin karşılığını alıyor. AK Parti'li vekiller de bunun için çaba gösteriyor. Ancak, muhalefet algı siyasetiyle yatırımları itibarsızlaştırmak istiyor.

İzmir otoyolu, Şehir Hastanesi ve TOGG'un Gemlik'te kurulmasını örnek gösteren Özen, şehir içi ulaşımda Ulaştırma Bakanlığı'nın desteğinin arttırılması için girişimlerinin sürdürüldüğünü de sözlerine ekledi.

Peki, erken seçim olacak mı?

Refik Özen, bu soruya da şu yanıtı verdi:

'Gündemimizde erken seçim yok. Ülkenin buna ihtiyaç duyduğunu da düşünmüyoruz. Seçimler zamanında yapılacak. Muhalefetin de erken seçim konusunda samimi olduğunu düşünmüyorum. Adayları henüz belli değil. Her birinin başka kriterleri var. Erken seçim tartışmalarını kamuoyunun yanlış yönlendirme ve gündem değiştirme olarak değerlendiriyoruz'

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.