Hava Durumu

Çağlar, patronlara zirveye nasıl çıktığını anlattı; Atatürk’lü mesajı neydi?

Yazının Giriş Tarihi: 15.06.2024 07:54
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.06.2024 07:54

Türk toplumunda, hatırat ve biyografi alışkanlığı maalesef yok. 

O yüzden tarihe tanıklık edenlerin bunları gelecek nesillere aktarmak için yaşadıklarının kaleme alınması büyük önem taşıyor. Boşuna binlerce yıl öncesinden söz uçar yazı kalır denilmemiş.

Devlet eski Bakanı ve İş İnsanı Cavit Çağlar, son 60 yıldaki ekonomik, sosyal, spor ve siyaset hayatımızın en önemli tanıklarından biri. Anıları ve yaşadıklarından çıkardığı dersler hem bugün, hem de gelecek nesiller için büyük önem taşıyor.

İki arkadaşı, Gazeteci Hulusi Turgut ve Erman Yerdelen iyi ki Çağlar’ı ikna edip, ‘Cavit Çağlar- Fırtınalı bir Yaşamöyküsü’ kitabının yazılmasına vesile olmuşlar. Hatırlatmakta fayda var; Hulusi Turgut, merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başta olmak üzere çok sayıda biyografi ve dönem incelemesi kitaplarını kaleme almış önemli bir yazar.

Önceki akşam Patronlar Kulübü olarak adlandırılan Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği’nin (BUSİAD) Yaza Merhaba etkiliğine konuk olan derneğin 40 yıllık üyesi Cavit Çağlar, kitaptan bölümlerde aktardığı başarı öyküsünü anlattı. 

Çağlar’ın yaşamı kitabın adındaki gibi oldukça fırtınalı ve aynı zamanda da başarı öyküsü. Konuşmasında iki kez Atatürk’le ilgili vurgu yapan ve bu kitabın bir dönemi anlattığını ifade ederken,    ‘Bu dönemde Atatürk vardır. Atatürk cumhuriyeti kurmasaydı bizler sadece birer kul olarak kalacaktık. Vatandaşlığın kıymetini gördük. Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet olmasaydı ben de sizler de buraya gelemezdiniz’ mesajını verdi.

5 yaşında kayıkla Meriç üzerinden Edirne’ye oradan da Akhisar’a ailesi ile birlikte yerleşen Çağlar, çocukluk günlerinden itibaren çalışmaya başlamış. Sabah trenine simit kurabiye satarak başlayan ticaret hayatı İstanbul Sultanhamam ardından Bursa’da dayısı merhum Şükrü Şankaya ile ortaklığı ile zirveye yürümüş. 

‘Ticaretteki başarısını anlatırken, ‘Cenabı Allah yürü kulum dedi Tabii benim buradaki en büyük başarım eşimindir eşim bizi topladı. Bizi bir yere getirdi’ diyen Çağlar, şöyle devam etti:

‘4-5 fabrikamız oldu, çalışan sayımız 25 bin kişiye çıktı. Buradaki en büyük hadise Bursa çok iyi bir şehir çalışana her şeyi veriyor.  Üstüne basa basa söylemek istediğim şey Türkiye bir fırsatlar ülkesi ama dürüst olmak lazım. Ben hayatım boyunca hiç yalan konuşmadım. Bir iki kere yalan söyledim o da eşime çünkü geç kalmıştık. İşte ve yaptığım her konuda dürüstçe davranıp doğruları hep konuştuk. Benim hayatım uzun bir hikaye bugün belirli bir yaşa geldik. Sizlere şunu söylerim. Benim hiç pes etme diye bir duygum yok. İnanmışsam bir şeye sonuna kadar giderim Mücadeleyi severim. Hiç kimse bugüne kadar benim için bana kazık attı diyemez. Borcumun esiri oldum her zaman’

Ticaret ve spor yöneticiliğindeki başarının ardından askerlik günlerinde Ankara orduevinde gördüğü Süleyman Demirel ile siyaset yolculuğu ve baba-oğul ilişkisine dönmüş.

‘TÜRKİYE’NİN SAVAŞA GİRMESİNİ ÖNLEYEN ADAMIM’

Son yıllarda Cavit Çağlar’ın gündeme geldiği en önemli olaylardan biri de Türkiye ile Rusya arasında uçak düşürülmesi sonucu başlayan gerginliği sona erdirmesiydi.

Yaptığı girişimin ve oynadığı rolün perde arkasını anlatmaya başlarken, ‘Cenabı Allah öyle şans verdi ki Türkiye’nin savaşa girmesini önleyen bir adamım’ diyen Çağlar, kitabında detaylı olarak anlattığı öyküyü şu sözlerle özetledi:

‘Rusya ile düşen bir uçak hikâyesi var. O bir başarı öyküsüdür. O neticeye gitmeseydik şu anda Ukrayna’nın durumuna düşebilirdik.  Çin Amerika Rusya üç tane dev var. Bunun bir uçağı düşürülmüş. Bir gün eski Genelkurmay başkanı Hulusi Paşa. Benim yakın arkadaşım. Başbakan yardımcılığı yaparken o da İsmail Hakkı Karadayı paşanın özel kalem müdürü genç bir albaydı. O günden beri dostluğumuz devam ediyor. Geldi bir gün oturuyoruz. Dedim, ‘paşam canın sıkkın nedir mesele’   ‘Sorma’ yanıtını vererek, ‘bu uçak işi bizi sıktı. Karadeniz’e çıkamıyoruz bir yerde Amerika Rusya ile durumumuzu kızıştırmak bizi kapıştırmak istiyor. Ne yapacağız şu Rusya ile barış sağlamamız lazım’ ‘Ya hallederiz paşam ne olacak’ dedim ‘Bırak dalga geçme’ dedi. Hallederiz derdim dostlarımız var benim orada’

Bu görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Trabya’daki konutta bir araya gelip, sürecin başladığını ifade eden Çağlar, Azerbaycan’da Haydar Aliyev’in Cumhurbaşkanı olmasının arkasında ben varım’ dedi.  Çağlar, başta Azerbaycan olmak üzere bölge ülkelerindeki dostlukları sayesinde sorunun çözümüne katkı koyduğunu da dile getirdi.

33 YILLIK BİR ANI VE ÇAĞLAR’IN İNSANİ İLİŞKİLERİ

Çağlar, konuşmasını bitirip masasına dönünce çevresini tıpkı bahçeye geldiği andaki gibi iş insanlarıyla sarıldı. Hepsiyle tek tek konuşup, sohbet etti. BUSİAD basın müşaviri Uğur Yılmaz günler öncesi bu toplantıya davet ettiğinden beri aklımdaydı. 1991 yılındaki anımı soracaktım.

Birlikte fotoğraf çektirdikten sonra anlattım; 90’lı yılların başı. DYP-SHP koalisyon hükümeti kurulmuş, Demirel, ‘Kürt realitesi’ değerlendirmesini yaptıktan sonra bakanlar kurulu toplantısını Diyarbakır’da yapmıştı.

O yıllarda Anadolu Ajansı muhabiri olarak Diyarbakır bürosunda görevliydim. Bakanlar Kurulu İkinci Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı’nda yapıldı. Başbakan Demirel klasik resmi ziyaretler yaparken, polis telsizinden gelen bir anons hepimizi şaşırtmıştı. Devlet Bakanı Çağlar, Diyarbakır’ın en kalabalık semtlerinden biri olan Ofis’te kahveleri geziyordu. Kulaklarımıza inanamadık. Çünkü terörün zirve yaptığı yıllardı. Her girdiği kahvede çevresini saran vatandaşlarla sohbet edip, dertlerini dinliyor, uzun uzun sohbet ediyordu. Bir kahveden çıkıp diğerine girdiğinde vatandaşlar peşine takılıyordu. Ziyaretler neredeyse mini bir mitinge dönüşmüştü.

Aradan 2 yıl geçtikten sonra terör nedeniyle çocukluk ve gençlik yıllarımın geçtiği Bursa’ya dönünce siyasetçi ve iş insanı olarak Çağlar’la bir kez daha yollarımız kesişti. Bursa’daki Çağlar’ı görünce Diyarbakır’daki davranışının nedenini çözmüştüm. Sonra Çağlar’ın zor yıllarına da tanıklık ettik ama hiç yılmadı. Gazeteci olarak unutamadığım diğer bir sahne ise zor günlerin ardından Cumhurbaşkanı Demirel’in kendisini Bursa’da ziyaret etmesiydi. Şimdi otel olan evinin önünde Demirel’in gerçekten bir evladı gibi Çağlar’a sarılması hepimizi duygulandırmıştı.

Çağlar, insani ilişkileri çok güçlü bir kişilik, sürekli vatandaşlarla birlikte olmak ona keyif veriyor. Bu özelliği hala da devam ediyor.

Çağlar’dan önce konuşan BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, endüstri mühendisliği öğrencisiyken Çağlar’ın fabrikası olan Aksoylar’da staj yaptığını anlattı ve sözlerini Çağlar’ın soyadını çok beğendiği için aldığı, Atatürk ve yurt sevgisini şiirlerine yansıtan, 10. Yıl Marşı’nın da yazarı olan Behçet Kemal Çağlar’ın Atatürk’ü Dinlerken şiirinden bir bölümle bitirdi.

Bayramınız kutlu olsun… Bayram ile birlikte kısa bir mola. Haziran ayı sonunda tekrar görüşmek üzere…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.