İnsan uygarlığı edindiği her deneyimi bir sonraki kuşaklara aktarılmasıyla bugünlere ulaştı. Son yapılan keşiflere göre, günümüzden 40 bin yıl öncesindeki mağara resimlerinin bile bir sonraki kuşağa bilgi aktarımı amacıyla yapıldığı ortaya çıktı.
‘Geçmişi bilmeyen geleceği inşa edemez’ çok klasik bir deyim olmasına rağmen tüm zamanlarda toplumsal bilinç ve iş yaşamı için önemli tespitlerden biridir. Ancak bir de işin kuşak farkı meselesi var ki Sümer tabletlerinde bile geçer.
O yüzden teknolojinin bu kadar hızlı geliştiği ve bakış açılarının farklılaştığı günümüzde, geçmişin gençlere aktarılması konusunda çok dikkatli olmak gerekiyor.
Dün bunun başarılı örneklerinden birini Türkiye’nin en genç, Bursa’nın da tek vakıf üniversitesi olan Mudanya Üniversitesi’nin düzenlediği ‘Tecrübe Konuşuyor’ programına katılan Sönmez Holding Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez’in sunumunda gördük.

Bu programa daha önce Beyçelik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Faik Çelik, Özdilek Holding Kurucusu Hüseyin Özdilek katılmış, gençlere başarı hikayelerini anlatmıştı.

Son Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl, Mudanya Üniversitesi Prof. Dr. Emin Karip, Mudanya Üniversitesi Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Celal Sönmez’in oğlu Cemil Sönmez ve eşi Beril Sönmez’in yanı sıra çok kalabalık ve ilgili öğrenci grubunun katıldığı programın moderatörlüğünü Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Ali Mollasalih yaptı.

Bursa iş dünyası denilince akla gelen en önemli isimlerden biri olan Celal Sönmez, bunun yanı sıra 18 yıl Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı da yaptı. O yüzden söyleyecekleri ve gençlere vereceği öğütler aslında Bursa’da sadece öğrenciler için değil, girişimciler açısından da önem taşıyordu.

Bulgaristan’dan İnegöl’e oradan Bursa’ya eğitim ve iş yaşamına atılması hikayesini anlatarak konuşmasına başlayan Sönmez, ardından kuşak farkı konusuna vurgu yaptı. Bu konuşmayı hazırlarken çok zorlandığını ifade eden Sönmez, şöyle devam etti:
‘Baktığınızda bugünkü literatürde ben X kuşağı bile değilim ondan önceki Baby Boomer dedikleri, sadece fedakarlık çalışma ve itaat istenen bir kuşaktık biz. Aman soru sorma yeni icat çıkarma eski köye yeni adet olmasın gibi sözlerle yetiştirildik. Ben şimdi bu Z kuşağına ne anlatacağım. Bir de arada Y var. Ben onlara yetişemem diye çok endişe ettim. Ben hala yırtma kağıt devrindeyim. Elime evrakı almadan kavrayabildiğimi hissetmiyorum. Sizler bugün çok iyi bilgisayar ekipmanlarınız var ben hala günlük evrak peşindeyim’

Gençlere başarıyı yakalamaları için tavsiyelerde bulunan Sönmez, bilim ve teknolojinin peşinde koşmalarını istedi. Sönmez, ‘ Neden, nasıl, niçin sorularının rahatça sorulabildiği demokrasi, hukuk ve felsefenin geliştiği bölgelerde pozitif bilimle uğraşmak ve orada kendini geliştirmek çok daha kolaydır. Umarım ve dilerim o zamanları çok daha uzun yıllar yaşar ülkemiz’ dedi.

‘SADECE TAVUKLAR OTURARAK DEĞER YARATIR’
İlim Çin’de de olsa gidip alın ve Atatürk’ün söylediği, bir gün benim söylediklerim pozitif bilimle çelişirse bilimi dinleyin sözlerini düstur edinmelerini isteyen Sönmez, Fatih’in İstanbul’u bilimi kullanarak aldığını, en son beşinci nesil savaş uçağı Kaan’ın da bilgi ve teknoloji kullanılarak üretildiğinin altını çizen Sönmez, şöyle devam etti:
‘Oturduğunuz yerde hiçbir şey üretemezsiniz. Oturarak değer yaratan tek yaratık tavuktur. Oturur civciv çıkarır. İnsandan çıkmıyor bu. Bilim ve teknolojiye sahip olan ülkeler dünyayı yönetiyorlar. Iskalamamız lazım. Hızla aradaki açığı kapatıp daha öne geçmemiz lazım bu genel anlamda söylediğim ama özelde söyleyeceğim. İşinizde başarıyı elde etmek istiyorsanız en son teknolojiyi yakalamanız onu kullanmanız gerekir. Yoksa rekabetçi olma şansınız sıfır’

Sönmez, gençlerden girişimci ruha sahip olmalarını da isteyen Sönmez, ‘Emek ve sermaye çok önemli ama istenirse bir şekilde bulunuyor. Ancak bunu kim yapacak? Bu girişimciler sayesinde olacak. Buradan elde ettiğiniz bilgi birikimi ile olacak. Benden tavsiye memur olmayı düşünmeyin. Akademik kariyer yapacaksınız ona saygı duyarım’

Deneyimleriyle 4D kuralı oluşturduğunu da söyleyen Sönmez, bunları şöyle sıraladı: Doğru, iş, doğru zaman, doğru yer ve doğru kişiler.
Gençlere işlerini severek yapmaları önerisinde de bulunan Sönmez, ‘Sevdiğiniz işi yapmazsanız her gün oraya gidip gelmek size kahır mektubu gibi gelir. Sevdiğiniz işi yakalamanız lazım. Sıkı çakışmak ve gerçekten çalışmak… Disiplin ve takip başarıyı getirir’

EMEKLİ OLDU, AİLE ANAYASASI HAZIRLANIYOR
Programın soru-cevap bölümünde, ‘Bir gününüz nasıl geçiyor’ sorusuna yanıt veren Sönmez, emekliliğe alışmaya çalıştığını söyledi. İki ay önce çocuklarının kenara çekilmesini istedikleri ifade eden Sönmez, şöyle devam etti:
‘71 yaşındayım bende risk alacak yeni bir proje çıkmaz. Fizyolojik olarak doğa kanunu gereği, o kadar cesareti bulamam. Onların oynayacağı zaman dilimi onlar yönetsinler. İki aydır buna alışıyoruz. Eşimle 10 gün kadar tatile çıktık hoşuma gitti. Ama hala işe gidip geliyorum. Uzaktan bakıp seyrediyorum bulaşmamaya çalışıyorum. Veriler, kar- zarar, bilanço üretim miktarları geliyor. Karışmıyorum. Bakıyorum izliyorum. İzlemeye de devam edeceğim. Onlar da babam ne zaman bulaşacak işe diye bekliyorlar. Bulaşmayacağım’

Sönmez, emeklik dönemiyle ilgili Sönmez aile anayasası hazırladıklarını da belirterek, “Bu anayasa benim için değil çocuklarım ve onların çocukları için 7 tane torun var” dedi.

Bursa ile ilgili görüşlerini de paylaşan Celal Sönmez, “Bursa’nın hep yeşil kalması çok zor. Çünkü çok göç alıyor. Göçün olmayacağı şartların oluşturulması lazım. Böyle olursa Bursa kendi sorunlarını çözer” ifadelerini kullandı.

Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl, Celal Sönmez’e programa katılımı için teşekkür ederek, “Böyle başarılı ve tecrübeleri isimleri dinlemek öğrencilerimiz için büyük bir şans. Anlatacakları ders niteliğinde. Sönmez Ailesi Bursa için çok önemli. Öncelikle çok hayırsever bir aile. Bursa’nın her yerinde yaptırdıkları okullar, huzurevleri, hastaneler var. Çok mütevazi bir aile. Vefakar ve fedakarlar. Mudanya Üniversitesini kurarken Celal Sönmez’in bana verdiği manevi desteği unutamam. Beni hep cesaretlendirdi. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Aslında bu böyle bir üniversiteyi Sönmez ailesinin kurmasını beklerdim. Bana kısmet oldu. ” diye konuştu.
