Yaklaşık 600 bin kamu işçisini ilgilendiren, 2025-2026 yıllarını kapsayan toplu iş sözleşmesi süreci, grev kapısına kadar dayanmıştı. Taraflar uzun süredir müzakere ediyordu ama düğüm bir türlü çözülemiyordu. Sonunda taraflar uzlaştı, imzalar atıldı. İşçiler için ücret artışları, seyyanen zamlar ve sosyal hakları içeren önemli bir protokol hayata geçti.
Ama o son adımı kim attı?
Toplu sözleşme sürecinin teknik tarafına dair her şey yazıldı, çizildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın liderliğinde yürütülen süreçte, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ heyetleri büyük çaba gösterdi. Bakan Işıkhan, protokolün imza töreninde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve ilgili bakanlara teşekkür etti. Sendikaların sözcüleri ise “grevsiz çözüm” vurgusuyla memnuniyetlerini ifade etti.
Ama işin perde arkasında, kamuoyunun pek bilmediği kritik bir rol vardı.

"TARAF DEĞİLİM AMA ARAYAN ÇOK OLUYOR"
Daha önce Devlet, Çalışma ve Sosyal Güvenlik ve Gıda ve Tarım Bakanlığı yapan AK Parti’nin deneyimli siyasetçisi Faruk Çelik, bu kez Artvin Milletvekili sıfatıyla değil, geçmişin birikimiyle masadaydı. Aslında masada değil ama çözümün tam ortasındaydı.
“Ne hükümette bir görevim var ne sendikalarda. Ama geçmişten gelen ilişkilerim nedeniyle bu alanlarda bir sıkıntı çıktığında taraflardan arayanlar oluyor,” diyor Faruk Çelik. Gerçekten de öyle. Sendikalar, görüşmelerin tıkanması üzerine onun kapısını çalmış.
O sırada Artvin’deydi. Ankara’ya döndü. Sendika temsilcileriyle buluştu. Durumu dinledi. Çalışma Bakanı Afrika’daydı, ekonomi yönetimiyle sendikaların bakış açıları örtüşmemişti. Uzlaşma sağlanamayınca grev süreci başlamıştı. Grevin ertelenmesi gündeme geldi. Hatta biri Cumhurbaşkanı kararnamesiyle ertelendi. Ama bu da geçici bir adımdı.
Faruk Çelik bir yandan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile temas kurdu, bir yandan da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile uzun bir görüşme gerçekleştirdi. Ve o noktada çözüm haritası çizilmeye başlandı.
Bu arada, yaşanan krizi kısa da olsa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da arz etti. Kazakistan Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’de resmi ziyarette bulunduğu bir güne denk gelmişti. “Bu konuda yaşanan süreçten hoşnut değildi” diyerek aktarıyor Faruk Çelik, ama zaman darlığı nedeniyle uzun görüşme yapılmadan süreç teknik olarak ilerlemeye devam etti.
"BİR ÖNCEKİ KRİZİ DE BİRLİKTE ÇÖZDÜK"
Faruk Çelik’in hafızası güçlü, örnekleriyle konuşuyor:
“Bir önceki toplu iş sözleşmesini de Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte çözdük. Bayram arifesiydi, grev gündeme gelmişti. Sayın Cumhurbaşkanımıza konuyu aktardım. ‘Nasıl olur böyle bir şey’ dedi. Hemen devreye girdik, iki saat içinde çözüm sağladık. Bayramın ikinci günü sözleşme imzalandı.”
Bu detay, sadece bu yıl değil, önceki yıllarda da benzer düğümlerin çözümünde Faruk Çelik’in aktif rol aldığını gösteriyor. Resmi bir görev üstlenmese de kriz zamanlarında akla gelen ilk isimlerden biri olması tesadüf değil.

KÜLLİYE'DE GECE YARISI MUTABAKAT
Son protokolde de benzer bir süreç yaşandı. Külliye’de gece yarısı 12’ye kadar süren görüşmelerde, sendika ve hükümet temsilcileri üzerinde anlaştıkları metni oluşturdu. Faruk Çelik bu toplantılarda köprü görevi gördü. Ortak zeminin oluşmasını sağladı. Paraflar atıldıktan sonra masadan kalktı. Geride ise grevsiz bir çözüm, yüz binlerce çalışanın maaşına zam ve sosyal güvence kaldı.
“Bu konu benim iştiyakla arzu ettiğim bir şey değildi,” diyor. “Ama davet üzerine kendimizi olayın içinde bulduk. Geçmiş dostluklar, oluşan güven, ortak hafıza bizi yeniden sürecin ortasına çekti.”

PROTOKOLÜN İÇERİĞİ: MAAŞLAR, ZAMLAR, SOSYAL HAKLAR
Peki neyin üzerinde uzlaşıldı?
Protokole göre;
• Brüt ücreti 42 bin liranın altında olan işçilerin maaşı bu seviyeye çekildi.
• 42 bin liranın üstünde maaş alanlara ise 1200 TL seyyanen zam yapıldı.
• 2025 yılının ilk 6 ayında %24, ikinci 6 ayında %11 oranında zam verilecek.
• 2026 yılı için ise ilk 6 ayda %10, ikinci 6 ayda %6 zam uygulanacak.
• Enflasyon oranları bu zamları aşarsa, farklar otomatik olarak maaşlara yansıtılacak.
• Ayrıca 1500 TL seyyanen zam ve geçmiş dönem enflasyon farkı olan %3,68 oranında artış da yapılacak.
• İlave tediye, maktu ödemeler ve prim düzenlemeleriyle birlikte işçilerin sosyal haklarında da ciddi iyileştirmeler getirildi.

GREVDEN MASAYA: ÇÖZÜMÜN ADI DİYALOG
Bu tabloya bakıldığında, elbette tüm tarafların katkısı var. Sendikalar müzakere etti, hükümet teknik zemin sağladı. Ama taraflar konuşmayı kesmek üzereyken, yeniden masaya dönülmesini sağlayan kilit isimlerden biri kuşkusuz Faruk Çelik oldu.
“İki gece boyunca arkadaşlarla mücadele ettik, katkımız olduysa bahtiyar oluruz,” diyor.
Kritik eşikte, geçmişin güveniyle, siyasetin deneyimiyle devreye girip çözüm üreten bir çizgi bu. Belki resmi sıfatı yoktu, ama etkisi gerçekti.
Faruk Çelik bir kez daha başardı…
Masada yoktu ama anlaşmanın yolunu açanlardan biriydi.
Ve düğüm bir kez daha onun dokunuşuyla çözüldü.