Hava Durumu

Dünyayı inceledi, model oluşturdu ve hayalini gerçekleştiriyor

Yazının Giriş Tarihi: 07.12.2021 08:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.12.2021 08:12

Bursa'da akademik eğitim, tarım ve sanayideki hızlı büyümeye paralel olarak gelişmedi. Üniversiteye kadar olan özel eğitim kurumlarında neredeyse Türkiye birincisi olan Bursa'da bir türlü vakıf üniversitesi kurulmadı ya da kurdurulmadı.

Kurdurulmadı diyorum çünkü geçmişte terör örgütü FETÖ, kendi kurdurduğu Orhangazi Üniversitesi cazibesini yitirmesin diye buna set oluşturdu.

Vakıf üniversitelerinin kurulmasının çok kolay olduğu dönemlerde Bursa büyük bir fırsat kaçırdı. Bizden hem nüfus hem de ekonomik büyüklük olarak daha alt sıralarda yer alan kentlerde devlet üniversitelerinden daha fazla vakıf üniversitesi kuruldu.

Sadece Anadolu illeri değil, İstanbul'da neredeyse her köşe başında kurulan üniversiteler, her yıl Bursa'dan binlerce öğrenciyi aldı ve almaya devam ediyor.

Bursa'da özel eğitim kurumları denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan ve bugüne kadar kurucusu olduğu Bursa Sınav Okulları'nda 300 bin öğrenci yetiştiren Gıyasettin Bingöl, 2004 yılından beri Bursa'da vakıf üniversitesi hayali kuruyordu. Aslında o yıllarda YÖK Üyesi Prof. Dr. Atilla Eriş, Nilüfer'deki bir okulu üniversiteye dönüştürmesini önermiş ancak Bingöl cesaret edememiş.

Bugünlerde nihayet Bingöl'ün hayali gerçeğe dönüşüyor. Vakıf üniversitesi kurmak geçmişte olduğu gibi hiç de kolay değil. Oldukça zor şartları var. Buna rağmen hayalini gerçekleştirmeye karar veren Bingöl, öncelikle Türkiye ve dünyadaki vakıf üniversitesi modellerini incelemeye başladı. 2005 yılından beri oğlunun eğitim gördüğü Sabancı Üniversitesi'ni yakından takip eden ve toplantılarına katılan Bingöl, daha sonra yurt dışındaki modelleri inceledi. Pandemi öncesi köklü eğitim kurumlarının bulunduğu İngiltere, geçtiğimiz ay da ABD'nin başta Harvard ve MIT olmak üzere sayılı üniversitelerini dolaştı, yetkililerinden bilgi aldı, burada görev yapan Türk öğretim üyeleriyle görüştü.

Bir yandan da bürokratik işlemler ve inşaat çalışmaları yürütüldü.

Üniversiteyi kuran Bursa Eğitim ve Kültür Vakfı'nın Mütevelli Heyet Başkanlığı'nı yürüten Gıyasettin Bingöl, hem yurtdışından hem Türkiye'deki üniversitelerden gördüğü modeli Mudanya Üniversitesi'nde hayata geçirdi

Projesini Bursa'nın yakından tanıdığı bir isim olan Gökmen Uzay ve Havacılık Merkezi, Timsah Arena gibi binalarda imzası bulunan Mimar Hasan Sözüneri'nin çizdiği çevre dostu üniversite binasının inşaatını ise Necati Şahin yaptı

Dün Sönmez Medya'yı ziyaret ederek Genel Müdür Burak Özgün ve bizlerle görüşen Bingöl, merak edilen sorularımızı yanıtladı.

Ne zaman açılacak ve kaç öğrenci alacak?

Bingöl'ün verdiği bilgiye göre, Mudanya'nın Çağrışan Köyü'ndeki kampus inşaatı bitti. YÖK ve Cumhurbaşkanlığı'ndan geçti. Bir iki hafta içinde mecliste torba yasayla mevzuat tamamlanmış olacak.

Bingöl, YÖK ile görüşmelerinde 7 fakülte kurulmasını istedi. Ancak daha sonra Sabancı Üniversitesi modelinde karar kılındı. Bu modele göre, Mühendislik, Mimarlık ve Tasarım, Sanat ve Sosyal Bilimler ile Sağlık Bilimleri fakülteleri ile 15 meslek yüksekokulu kurulacak.

30 bini kapalı 103 bin metrekarelik alandaki kampustaki öğrenci sayısı 5 yıl içinde 7 bin 600'e ulaşacak. Bu yıl yurtiçinden 1250, yurtdışından da 750 öğrenci alınacak.

BİNGÖL'ÜN YURTDIŞI İZLENİMLERİ VE BEYİN GÖÇÜNÜN NEDENLERİ?

Türkiye son yıllarda en çok beyin göçünü konuşuyor. Ülkemizin en değerli beyinleri Avrupa ve ABD'ye göç ediyor. En ücret düşüklüğünden dolayı doktor göçü kamuoyunun gündeminde yer aldı. Sohbetimiz sırasında Bingöl'e yurtdışındaki üniversitelerde yaptığı ziyaretlerdeki izlenimlerini de sordum.

'Oradaki üniversitelerde duvar yok, güvenlik yok. Mesela astrofizik laboratuvarının bahçesinde pazar kuruluyor. İnsanlar aileleriyle piknik yapıyor' sözleriyle anlatmaya başladı:

'En önemlisi olağanüstü bir şekilde yeniye gelişmeye formatlama var. Çok sayıda Türk ve öğretim üyesi de bu üniversitelerde görev yapıyor'

Peki, neden Türkiye'ye gelmiyorlar?

Bingöl'e göre gelmemelerinin iki önemli nedeni var. Birincisi ekonomik. Bir örnek de veriyor. MIT'ten mezun bir öğrenci Boğaziçi Üniversitesi'ne başvuruyor ve kabul ediliyor. Alacağı maaşı görünce de şoka giriyor. Çünkü verilen maaş masraflarına bile yetmeyecek düzeyde.

İkinci ise Türkiye'deki akademik hayattaki hoca-asistan ilişkisi. Özgürlükten söz etmek mümkün değil. Bu arada, Bingöl'ün örnek olarak anlattığı öğrenci Boğaziçi'nden ayrılıp tekrar ABD'ye dönmüş.

Mudanya Üniversitesi'nin açılması Bursa için çok önemli bir gelişme. Umarım, bunun devamı gelir ve Bursa bir üniversite şehrine dönüşür.

ÜNİVERSİTENİN HER YERİNDE İNGİLİZCE KONUŞULACAK

Mudanya Üniversitesi kapılarını açtığında, sadece eğitim verilen yerlerde değil, her alanda İngilizce konuşulacak. Kapıdaki güvenlik görevlisinden kafeteryasında çalışana, idari işler personeline kadar herkes İngilizce konuşacak.

Yönetim modeli konusunda da farklı düşünen Bingöl'e göre, üniversite yöneticiliği bir kişinin yapacağı iş değil. O yüzden Bursa'da her kesimin yönetime katkısı olacak. Yasanın mecliste geçmesinin ardından bunun ilk adımları atılarak yoğun bir tanıtım faaliyetine başlanacak. İş dünyasından sivil toplum örgütlerine kadar her kesime nasıl bir üniversite modeli uygulanacağı anlatılacak.

Üniversiteyi kurma amacının kesinlikle gelir elde etmek olmadığını vurgulayan Bingöl, şöyle devam etti:

'Hayatımı eğitime adadım ve bugüne kadar 300 bin öğrenci yetiştirdim. Bursa'ya dünya standartlarında bir üniversite kazandırmak istiyorum. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü gibi uluslararası bir teknopark oluşturacağız. İlk yıl yazılım mühendisliği bölümünün tamamının yüzde 100 burslu öğrencilerden oluşmasını istiyorum. Türkiye'nin en seçkin öğrencileri üniversitemize gelecek'

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.