Hava Durumu

Erdoğan-Trump; beden dilini yapay zekaya sorduk

Yazının Giriş Tarihi: 26.06.2025 08:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.06.2025 08:07

Zaman zaman dünya diplomasisi sadece sözlerle değil, koltuk aralıklarıyla, omuz hizalarıyla ve hatta bacak mesafeleriyle yazılır. Hollanda’daki NATO Zirvesi’nde, Erdoğan ve Trump’ın yan yana gelişine dair ilk kare yayımlandığında saat sabahı zorluyordu ama yorumlar çoktan öğleni bulmuştu.

Elbette biz gazeteciler için bir fotoğraf çoğu zaman bin kelimeden daha fazlasını anlatır. Ama bu kez farklı bir yol denedik:

Liderlerin beden dili analizini, yapay zekâya sorduk.

Evet, doğru duydunuz. Zekâyı akıl süzgecimizden geçirip beden diline geçen diplomasiye kulak verdik.

Trump her zamanki gibi oturuşuyla sahnenin merkezini almaya çalışan bir lider. Mavi takım elbisesiyle adeta ABD bayrağının vücut bulmuş hali. Öne eğilmiş, dizlerini açık bırakmış, elleri birleşmiş. Klasik Trump: özgüveni yüksek ama biraz da sabırsız. Gülümsemesi geniş ama yüz çizgileriyle tam barışık değil.

Yapay zekâ, bu tebessümün sahneye dönük olduğunu ama mutfağın havasını yansıtmadığını söylüyor.

Erdoğan ise tam tersine, denge ve hâkimiyet mesajı veriyor. Sandalyeye tam yerleşmiş, dik duruyor. Koltuğun sırtlığına hafif yaslanması ve bacaklarını kapalı tutması, kontrolü ve güveni yansıtıyor. Elinde bir dosya var; spontane değil, stratejik bir görüşmeye gelmiş.

Gülümsemesi ise ölçülü ve hedefli.

Yapay zekâ diyor ki: “Bu, sıcaklık değil diplomatik temkin.”

Yedi yıl aranın ardından İki liderin arasındaki fiziksel mesafe dar ama temkinli. Koltuklar yakın; ancak bedenler birbirine çok yaklaşmıyor. Arka fondaki o pastoral duvar halısı ise başka bir dile çağırıyor bizi: Tabloda işleyen köylüler, atlar, üzüm bağları… Sanki “biz burada tarih yazıyoruz, siz anlatıyorsunuz” der gibi.

Küresel diplomasi artık sadece kulislerde değil, ekranlarda da inşa ediliyor. Fotoğraflar sosyal medyaya düşer düşmez, dünya basını başlıklarını hazırlamıştı bile. "İlk yüz yüze görüşme", "yakın iş birliği", "kararlılık mesajı"... Ama tüm bu kelimelerin gölgesinde, en net mesaj aslında sessizlikten geliyordu: Beden dili, söylenmeyeni söylüyordu.

Ve evet, bunu artık yapay zekâ da okuyor. Biz eskiden dudak okurduk, şimdi gözün bakışını algoritmalar ölçüyor.

Bir başka önemli konuyu ise uluslararası ilişkiler uzmanları değerlendiriyor. Onlara göre, bu görüşme başta Orta Doğu olmak üzere dünyanın geleceği açısından önemli dönüm noktalarından biri olacak.

Görüşmenin içeriği açıklandığının bunları ip uçlarını görmüş olacağız.

BURSALI KAHRAMANIN BİLİNMEYEN ÖYKÜSÜ

Mudanya denilince akla Kurtuluş Savaşı’nı bitiren mütareke gelir. Gerçekten de Mudanya Mütarekesi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun en önemli adımlarından biri.
Mütarekenin yanı sıra Mudanya, kurtuluş savaşının ilk kıvılcımının yakıldığı bir kahramana da ev sahipliği yapar.

Şükrü Çavuş’tan bahsediyorum. Bize bu ülkeyi armağan eden nice kahramandan biri olan Şükrü Çavuş’un öyküsünü anlatayım:

İzmir'in işgalinin ardından bir şileple Mudanya'ya getirilip boşaltılan 56’ncı Tümen'in 173’üncü Alay'da askerliğini yapan Şükrü Çavuş, bir İngiliz filosunun 25 Haziran 1920 sabahı 07.00 sularında Mudanya'ya çıkarma yapmaya başlaması üzerine karşı koymaya karar verir. Şükrü Çavuş Kadıçeşmesi yönünde ilerleyen İngiliz birliğine ateş açar. Birliğin binbaşı rütbesindeki komutanı vurularak ölür, bir yüzbaşı ile bir astsubay yaralanır. Ne var ki açılan karşı ateşle o da vurularak şehit düşer. Ancak İngilizler Mudanya'da kalmayı göze alamayarak çekilirler.

Hiçbir emir almamasına karşın Mudanya'yı işgale kalkışan İngiliz birliğine tek başına karşı koyan kahraman askerin anısına Mudanya'da bir anıt dikilir ve bir ilkokulla bir mahalleye adı verilir.

Şükrü Çavuş, bağımsızlık uğruna canını verdiği günün 105.’inci yılında Mudanya’da düzenlenen törene Belediye Başkanı Deniz Dalgıç katıldı. Dalgıç, “ Şükrü Çavuş, Türk milletinin bağımsızlık duygusunu, kendinden kat be kat güçlü olsa da düşmana karşı mücadele azminin göstergesidir. Hepimizin içinde bir Şükrü Çavuş var, yeter ki sahip çıkalım’ dedi.

Mudanya Kaymakamı Ayhan Terzi de Türk milletinin esareti ve tutsaklığı kabul etmediğini, Mudanyalı 22 yaşındaki Şükrü Çavuş gibi nice kahramanın bağımsızlık uğruna şehit olduğunu anlattığı konuşmasında şunları söyledi: ” Mudanya sokaklarının her köşesinde Şükrü Çavuş var. Yıllar geçse de hiç unutulmadı, unutulmayacaktır. Onun verdiği mücadele ulusal zaferin öncüsü oldu. Onurunu, haklarını, tarihi şerefini ve geleceğini korumak için her türlü uğraşı ve özveride bulunmaya karar vermiş, tutsak olmamak için ölmeye ant içmiş bir millet karşısında hiçbir düşman duramaz” diye konuştu.

Adına şarkı bestelenen kahraman

Henüz 22 yaşındayken düşmana karşı koyarak şehit düşen Şükrü Çavuş’un kahramanlığı cumhuriyetin ilk yıllarında dilden dile dolaşır ve o yıllarda ünlü Türk sanat müziği bestecisi Sadettin Kaynak, onun yiğitliğini öven destansı bir beste yapar. Bu bestenin ise sözleri şöyle:

“Şükrü Çavuş mert yürekli, sert bakışlı kahraman

Elde tüfek, belde fişenk, nişancıdır pek yaman

Mermisini hedefine ulaştırır her zaman,

Yurduna göz dikenlere dedirttirmiş el’aman

Mudanyalı Şükrü Çavuş kahramandır, kahraman”

ADD’DEN BURSA HÂKİMİYET’E ZİYARET

Bursa Hakimiyet ve onun dijital dünyadaki temsilcili bursahakimiyet.com.tr bir süre önce uzun yıllardan beri hizmet verdiği İstanbul Caddesi’ndeki binasından Nilüfer Konak Mahallesi’ndeki yeni ofisine taşındı.

Yeni ofisimizin dünkü ziyaretçileri Atatürkçü Düşünce Derneği Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan ve Başkanvekili Ali Küçüksarı’ydı. Hayırlı olsun dileklerini ileten Akdoğan, Cuma günü düzenleyecekleri ‘Terörsüz Türkiye’ konulu basın toplantısına davet etti.

Akdoğan, bu konunun Türkiye’nin geleceği açısından önemine işaret ederek, kaygı ve endişelerini kamuoyu ile paylaşacaklarını söyledi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.