Haftanin operasyonu ve kara birliklerinin getirdiği başarı

Irak'ın kuzeyindeki PKK terör örgütüne ait hedeflere önce hava kuvveleri unsurlarınca 'Pençe-Kartal' ardından da komandolar tarafından gerçekleştirilen 'Pençe-Kaplan' operasyonları başarıyla yürütülüyor.
Operasyon haberlerini televizyonlardan izlerken 28 yıl önce aynı bölgede gerçekleştirilen operasyonları hatırladım.
Sınırötesi operasyonlarda hava harekâtının yanı sıra kara birliklerinin ne kadar önemli olduğunu gösteren anımı anlatayım.
Anadolu Ajansı'nda genç bir muhabirken sınırötesi harekâtı 20 gün aralıksız izlemiştim.
Harekât dediğime bakmayın Türk Silahlı Kuvvetleri'nin(TSK) operasyonda kullandığı askeri unsurlar Kıbrıs Barış Harekâtı sayılarına ulaşmıştı.
Geceleri Şırnak'taki tugay binasında kalıyor, sabahın ilk ışıklarıyla helikopterle operasyon bölgesine gidiyorduk. Helikopterin güçlükle indiği bölge adeta kartal yuvasını andırıyordu. Karşıda, yani sınırın öte yanında teröristlerin yuvalandığı kamplar vardı. İlginç görüntü nedeniyle Haftanin kampını koruyan çıplak kayaları dinozor sırtına benzetiyorduk.

8 gün boyunca hava kuvvetlerine ait uçaklar bölgeyi bombaladı. Kobra tipi helikopterler de bölgeyi sürekli ateş altında tutuyordu. Ancak, uçak ve helikopterlerin geldiğini duyan teröristler buradaki mağaralara saklanıyor. Hava unsurları gittikten sonra gizlendikleri bölgeden tekrar ateş açıyordu.
Uçakların yağdırdığı güçlü bombalara rağmen terörist ateşi kesilmeyince 9'uncu günün gecesi TSK'nın zırhlı birlikleri Habur Sınır Kapısı'ndan giriş yaparak, Haftanin kampını arkadan kuşattı. Zırhlı birliklerin gelmesiyle ağır kayıplar veren teröristler ise bölgeyi terk ederek kaçtı.
O gün öğleden sonra tabii askerlerimiz kamp çevresinde güvenlik önlemi aldıktan sonra dönemin Jandarma Asayiş Bölge Komutanı Korgeneral Necati Özgen ile birlikte Haftanin kampına gittik. Yazıdaki fotoğraf da o gün Haftanin bölgesinde çekilmişti.
Operasyonu günlerce izlemiş ve nasıl olur da bu kadar bombardımana rağmen terör unsurları hâlâ ateş edebilir sorusuna yanıt arıyorduk. Kampa gidince sorularımıza yanıt bulduk. O dinozor sırtı olarak adlandırdığımız bölgede belki 8-10 kat yüksekliğindeki bina kadar yüksek bir kaya bloku vardı.
Kayanın çevresini dolaşırken askerler gösterdi: küçücük bir oyuktan girilen, içine 50-60 kişinin girebileceği mağara. Uçaklar gelince teröristler buraya gizleniyormuş.
Aşağıdaki kamp alanı da bir vadi içinde, sağlı sollu mağaralardan oluşuyordu. Burası hem eğitim hem de lojistik amaçla kullanılıyormuş. Teröristler apar topar kaçınca büyük miktarda malzeme ve teçhizat da ele geçirildi.
Yazının başında dediğim gibi terör hedeflerinin yok edilmesinde asıl başarı kara unsurlarının devreye girmesiyle geliyor.

HAREKÂTLA VERİLEN DÖRT MESAJ

Operasyonun askeri yönü kadar uluslararası mesajları da var. Bu mesajların neler olduğunu ve Türkiye'nin nihai amacını bölgeyle ilgili analizleriyle tanınan Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Pirinççi'ye sordum.

Harekâtı Türkiye'nin 2016'dan beri değiştirdiği terörle mücadele konseptinde yeni bir aşama ve dönüşüm noktası olarak değerlendiren Prof. Dr. Pirinççi'ye göre, temel amaç PKK terör örgütünün Kuzey Irak'taki üslenmesini ortadan kaldırmak olduğu kadar örgütün Suriye ile olan bağlantısını da kesmek. Çünkü Haftanin, Kandil ile Suriye arasında önemli bir nokta.
Prof. Dr. Pirinççi verilen mesajları da şöyle sıraladı:
Terör örgütünün Kuzey Irak'ta hareket etmesini ve Türkiye'ye tehdidi sınırlandırılacak. İkincisi Suriye'deki PKK yapılanması ile Irak'taki yapılanma arasında bağlantı ve ilişkiye izin verilmeyecek.

Üçüncüsü, ABD ne kadar yardım ederse etsin Suriye'de terör yapılanmasına göz yumulmayacak.
Dördüncü ve en önemlisi ise Doğu Akdeniz ile ilgili. Türkiye ve TSK aynı anda eşzamanlı olarak 3-4 bölgede birden, ülke içinde Suriye, Irak ve Libya'da net bir şekilde harekât düzenleme kabiliyetine sahip olduğunu gösterdi. Kullanılan silah ve teçhizatın da yerli ve milli olması ve askerlerimizin operasyon kabiliyetinin yüksekliğini de eklemek gerekiyor.
Harekâtın diğer bir sonucunun da ABD ve Fransa'nın Suriye ve Kuzey Irak'taki yapıları birleştirme hayallerine de darbe vurduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Pirinççi, bu operasyonla Sincar'da yeni bir Kandil yaratma çabasının da akamete uğratıldığını vurguladı.
Peki, bundan sonra ne olacak?
Prof. Dr. Pirinççi'ye göre, Türkiye'nin terörle mücadelesi çok boyutlu olarak sürmeye devam edecek. Terör unsurları nerede olursa olsun. Türkiye müdahale edecek. Önümüzdeki dönemde, Irak'ın başka bölgeleri ve Suriye'de benzeri bir operasyon olursa şaşırmamak gerekiyor.

'SAFRALAR TEMİZLENDİKTEN SONRA DAHA BAŞARILI OLDUK'

Operasyonu konuştuğumuz TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanvekili ve Bursa Milletvekili Refik Özen ise konunun başka bir boyutuna dikkat çekti.
TSK'nın maharet ve öngörüsünün güzel örneklerinden birini sergilediğini vurgulayan Özen,
'Terör örgütü haziranı eylem ayı olarak öngörmüştü. Onlar eyleme geçmeden biz onları imha ediyoruz. Bekleyen savunmada olan değil. Yerinde müdahale eden operasyonel bir gücümüz var' dedi.

'Bu ülke ve TSK, 15 Temmuz'da çok önemli bir badireyi atlattı diyen Özen şöyle devam etti: '15 Temmuz'dan sonra TSK'daki hainler temizlendi. Çok ciddi sayıda muvazzaf askerler açığa alındı. Ona rağmen TSK'nın operasyon yeteneğinde herhangi bir zafiyet görülmediğini hep beraber yaşıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz operasyonları alt alta sıraladığımız zaman Türk ordusunun aslında bu içindeki safralardan temizlendikten sonra ne kadar büyük başarılara imza attığına da şahit oluyoruz. Geçmişte ne kadar zaman kaybettiğimizi de bu vesile ile görüyoruz'
Bataklığı kurutacaklarını ifade eden Özen, 'Bu ülkeyi bayrağını milletini seven siyasi partilerin bunların uzantılarıyla aralarına mesafe koymasını arzu ediyor ve bekliyoruz' mesajını da verdi.