Hayali bile güzel ama çok zor

Kentler insan hafızalarında siluetleri ve sembolleri ile yer alır. Paris dediğiniz zaman akla Eyfel Kulesi ve Şanzelize'deki Zafer Takı, Londra denilince London Eye, Big Bang saat kulesi, İstanbul denilince tarihi yarımada ve camiler, Moskova'da Kızıl Meydan gelir.
Listeyi uzatmak mümkün.
Peki, Bursa denilince akla gelen ne?
Tabi ki önce tabiat güzelliği ve yeşili ardından Yeşil Türbe ve Ulu Cami.
Geçen yıl İzmir'de sergilenen Fransız gezginlerinin çizdiği gravürlerde de bu sembollerle anlatıldı Bursa. Ne yazık ki bu siluet, Doğanbey ucubelerinin şehrin kalbine bir hançer gibi saplanması sonucu bozuldu. Bunun herkes farkında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Alinur Aktaş'a görevi verdiği sırada en çok sıkıntı çekilen ulaşım sorunu yerine birinci sıraya kentsel dönüşümü ve Doğanbey'i almış ve ilk talimatını da bu konuda vermişti. Dünya Mimarlar Kongresi'nde kentsel dönüşüme kötü örnek olarak Doğanbey gösterilmişti.

Acil eylem planı toplantısında Doğanbey kentsel dönüşümünü 'şehrin böğrüne saplanan bir hançer' olarak nitelendiren Başkan Aktaş, Bursa televizyonlarının ortak yayınında ise tıraşlamanın imkansız olduğunu vurgulamıştı. Aktaş'a göre en iyi çözüm Doğanbey'in yıkılıp yeşil alan yapılması. Rakamlar büyük ama gerçekleştirilmesi imkansız değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kamuoyunun desteği bu konuda Aktaş'ın elini güçlendiriyor.
En son Türkiye Gençlik Vakfı'nın düzenlediği söyleşiye katılan Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın sahneye çiçek vermek için gelen Aktaş'tan 'Almanya'da eski binaları tören düzenleyerek yıktılar. Siz de Doğanbey'i yıkmak için tören yapın, bandoyu çağırın, ben de geleceğim' sözleri de kamuoyu desteğinin en önemli göstergelerinden biri.
Peki, Bursa bu ucubeden nasıl kurtulacak?
Akademik oda başkanları ve en önemlisi Doğanbey sakinleri ne düşünüyor?

Teknikten daha çok hukuki sıkıntı

İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Albayrak, Doğanbey projesine ilk günden beri karşı çıktıklarını ve doğacak sıkıntıları anlattıklarını ifade etti. Doğanbey'de kat sayısının azaltılmasının yani tıraşlamanın teknik olarak çok zor olduğuna dikkat çeken Albayrak'a göre teknik sorunlar çözülebilir. Ama en önemli konu hukuksal açıdan çıkacak. O yüzden hangi yöntem uygulanacaksa uygulansın o bölgede oturanların onayının mutlaka alınması gerekiyor.

Harcanan paradan daha fazla katkı sağlar

Mimarlar Odası Başkanı Can Şimşek ise yıkım projesinin gerçekleştirilmesinin teknik ve mali olarak kolay işler olmadığını söyledi. 'Doğanbey'deki ucubelerin yıkılıp, yeşil alan olmasının hayali bile güzel' diyen Şimşek, bunun Bursa'ya harcanan paradan daha fazla katkı sağlayacağını ifade etti. Şimşek, Doğanbey yapıldığından beri Bursa'ya gelen yabancı meslektaşlarını Hanlar Bölgesi'ne götüremediklerini de anlatarak, 'Zararın neresinden dönülürse kârdır' dedi.

'Aktaş bizi dinlesin, yeni mağduriyetler olmasın'

Doğanbey Projesi, sadece Bursa'nın görünümünü değil, o bölgede oturan insanları da mağdur etti. Yaşadıkları sıkıntıları kamuoyuna duyurmak amacıyla Doğanbey Konutları Komşu Birliği Derneği'ni (DOKOB) kurarak kamuoyuna yansıtmaya çalıştılar. DOKOB Başkanı Mehmet Aslan, proje başladığından beri sıkıntılar yaşadıklarını belirterek, yıkımın çok zor olacağını söyledi.
Doğanbey'de 2 bin 774 konut bulunuyor. Bunların 21'i yüksek binada. Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, yıkım için ortak yayında 900 milyon- bir milyar gibi bir rakamla işin çözülebileceğini söyledi. Aslan'a göre, bu rakamlar çok az. 21 yüksek blokun enkazını bile kaldırmaya yetmez. Bir de daire bedellerinin de iyi incelenmesi gerekiyor. Hak sahiplerinin yaptığı ekstra masraflarla fiyatı iki katına çıkan konutlar bile var. Mülkiyet konusu da ayrı bir sorun. Araplar bile daire almış. Ne kadar bedel ödenirse ödensin sırf bu mahalleden ayrılmak istemeyenler bile var.
Mehmet Aslan, Başkan Aktaş'ın projeye başlanmadan Doğanbey sakinleri ile bir araya gelmesini önererek, "Yıllarca büyük sıkıntılar çektik. Mağduriyetler yaşadık. Yeni mağduriyetlerin yaşanmaması için bizim görüşümüzün alınmasını ve başkanın mahallemize ziyaretini bekliyoruz" dedi.