İDO'nun feribot kararı: Krizi fırsata çevirmek

İDO, geçtiğimiz günlerde ocak ayından itibaren Bursa-İstanbul arasındaki arabalı feribot seferlerini sonlandıracağını duyurdu. Bu karar, 2013 yılında BUDO'nun kurulmasıyla ilgili gelişmeleri hatırlattı.

Neler olmuştu o günlerde? Kısaca özetleyeyim:

İDO, esnek fiyat uygulaması adı altında yeni bir döneme geçmiş, bilet fiyatları neredeyse uçmuştu. Gerçi bu esnek fiyat konusu daha sonra kalıcı hale geldi ama Bursalılar büyük tepki göstermişti.

Dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe çözüm formülünü kısa sürede oluşturdu ve BUDO böylece hayata geçti. 2013'ün ocak ayında Mudanya'dan Kabataş'a yapılan ilk seferde bizler de yer almıştık.

Bursalılar da BUDO'ya sahip çıkarak, kısa sürede İDO ile rekabet edecek hale getirmişti.

İDO'nun aldığı feribot seferlerinin kaldırılması kararı Bursa'nın bir ulaşım alternatifini yitirmesi anlamına geliyor. Çünkü Mudanya'dan aracınızla bindiğinizde trafikte yük oluşturmadan 120 dakikada İstanbul Yenikapı'ya ulaşabiliyordunuz. Şimdi sadece ya Osmangazi Köprüsü dolayısıyla yüksek geçiş ücretine sahip karayolunu ya da Yalova'daki feribotu veya Topçular'daki araba vapurunu kullanmak zorunda kalacaksınız.

İDO'nun kararına önemli tepkilerden biri İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi Yönetim Kurulu'ndan geldi. Güvenli ve neredeyse yüzde 100 kapasite ile hizmet veren bir hattın neden durdurulduğuna anlam veremediklerini ifade eden İMO, bu konuda Bursa Büyükşehir Belediyesine de çağrı yaptı.

Başkan Aktaş'tan bu hizmetin ivedilikle Bursa Büyükşehir Belediyesi ve iştirakleri olan BURULAŞ ve BUDO tarafından gündeme alınmasını isteyen İMO Yönetim Kurulu'nun açıklaması şöyle:

'Ocak ayından itibaren ortaya çıkacak mağduriyetleri giderebilmek adına şimdiden önlem alınmalıdır. Aynı zamanda bu durum belki de bir fırsata çevrilerek BUDO ve İDO iskeleleri birleştirilmek suretiyle tek bir merkez iskeleden yürütülmesi hem Bursa hem de Mudanya için çokta faydalı olacaktır' denildi.

İMO'nun açıklamasında 'fırsata çevirmek' ibaresine dikkatinizi çekmek istiyorum. Tıpkı BUDO'nun kuruluşunda olduğu gibi Bursa Büyükşehir Belediyesi feribot seferleri başlatabilir.

BUDO'nun kuruluşu sırasında BURULAŞ Genel Müdürü olan ve bu konudaki Türkiye'deki sayılı birkaç isimden biri olan Levent Fidansoy'a teknik ve yasal mevzuat açısından bir engel olup olmadığını sordum.

O da olmadığını söyledi. Eğer karşılıklı iskeleniz varsa ve aldığınız ya da kiralayacağınız gemiler, yasal koşulları taşıyorsa sefer yapmak mümkün. İDO zaten Bursa Büyükşehir Belediyesi'nden kiraladığı iskeleden daha önce 3 feribot ile sefer yapıyordu.

Zaten BUDO dolayısıyla BURULAŞ'ın deniz ulaşımı konusundaki deneyimi de var. Geriye bir tek maliyetler kalıyor.

Büyükşehir Belediyesi'nin bu konuyu masaya yatırıp, incelemesinde fayda var. Önümüzdeki günlerde Mudanya'dan İzmir otobanı bağlantısı kurulması planlar arasında. TEKNOSAB da devreye girince bu hattın kullanımı daha efektif hale gelecek.

Krizi fırsata çevirebiliriz... Neden olmasın?

BAZEN SONUNCU OLMAK DA SEVİNDİRİR!

Yarışı ve rekabeti seven bir toplum olduğumuz için gözümüz hep yayınlanan listelerin üst sıralarında gezinir. Oysa bazen listelerin altında yer almak daha avantajlıdır.

Tıpkı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın sosyal medya hesabından yayınladığı 5 büyük kentin su ücretleri tablosu gibi.

Tabloda, su ücretleri konusunda Antalya ilk sırada yer alırken onu İzmir, İstanbul ve Ankara izliyor. En düşük fiyata sahip Bursa ise beşinci sırada.

'Sonda olmaktan mutlu olduğumuz konular da var. Türkiye'nin en büyük 5 şehrinde en uygun su ücreti Bursa'da!' diyen Aktaş'ın paylaşımına sosyal medya kullanıcıları tarafından çok sayıda yorum yapıldı.

Aktaş, İnegöl'den Bursa'daki görevine ilk geldiğinde de icraatlarına suda indirimle başlamıştı. Geçen yıl da katı atık bedellerini faturalardan çıkarmıştı. En son katıldığı ASTV'deki programda da su fiyatlarıyla ilgili müjdeli haberleri olduğunu söylemişti.

KESTEL'DE EKMEK HALA BİR LİRA...

Ekmek sofralarımızın vazgeçilmezlerinden. Aile bütçesi gibi pek çok hesaplama da ekmek fiyatları üzerinden yapılıyor. Sadece o da değil. En son asgari ücrete yapılan zammın ürün olarak karşılığında kaç ekmek alınacağı örneği verildi.

Ülkemizde ekmek fiyatlarının aşırı artmaması için devlet sürekli buğday fiyatlarını sübvanse ediyor. Buna rağmen son iki ay içinde ekmeğin fiyatı neredeyse yüzde 60'a yakın arttı.

Ancak, Kestel'de 2019'dan beri çifte sübvansiyon var. Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır, seçim beyannamesinde ekmeğin 1,25'ten bir liraya düşürüleceğini ve görev süresi boyunca arttırılmayacağı sözünü vermişti.

Sönmez Medya Buluşmaları'nın konuğu olan Tanır'a bu kararında 2022 yılı için bir değişiklik olup olmadığını sorduk. Bunun bir sosyal proje olduğunu vurgulayarak yanıt veren Tanır, şunları söyledi:

'Seçim beyannamemizde verdiğimiz sözü yerine getiriyoruz. Zaman içinde fırıncıların itirazı oldu ancak 70 bin nüfuslu ilçede 5 bin ekmek üretimi onların ticaretine engel değil. 22 noktada satış yapıyoruz ve 5 bin adetin üzerine çıkarmayacağız. Yalnız, daha fazla aile yararlansın diye üç ekmekle sınırlı satış yapılıyor. Vatandaşlardan fiyatı arttırıp, adedi yükseltme talepleri var ama biz fırınları zor durumda bırakmamak için 5 bin adet seviyesinde tutmaya devam edeceğiz'