İMO’nun 28 yıllık geleneğinde bayrak Şahin’de

Akademik odalar, mesleki ve teknik konuların yanı sıra kentlerin vicdanıdır… 
Kentlerin doğası, insanları ve geleceği için kaygı duyar, sorunları dile getirir, çözüm odaklı çalışmalarla gündeme yön verir. 
Bursa özelini değerlendirecek olursak; kentin geleceğini etkileyecek birçok girişim akademik odaların çabaları sonucu önlenebildi. Önlenemeyen ve altında akademik odaların muhalefet şerhlerinin bulunduğu birçok proje daha sonra yapanlar tarafından bile sahiplenilmedi. 
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi’nin 28 yıldan beri yönetimini oluşturan çalışma grubu, sorunları doğru zamanlama refleksi ile tespit ederken, uzlaşmacı ve çözüm odaklı bir yaklaşım sergiledi. Yani eleştirirken, çözüm yolunu ve alternatiflerini de hem yöneticilere hem de Bursa kamuoyuna sundu. 

Çalışma grubu adına 3 dönemden beri başkanlık yapan Mehmet Albayrak’ın, görev süresinde bu prensipler doğrultusunda çalışma yaptığının yakın tanıklarından biriyim. Albayrak’ın  uzlaşmacı ve çözüm odaklı tavrı yerel yöneticilerden de olumlu karşılık buldu. 
Albayrak, 20 Şubat’ta yapılacak İMO Genel Kurulu’nda, son döneminde yönetiminde sayman üye olarak görev yapan Cevat Şahin’e çalışma grubunun bayrağını teslim etti. 
Dün adaylığını resmi olacak Nilüfer Davet’te İMO üyelerine açıklayan Şahin, inşaat mühendisliği mesleği, çalıştıkları sektör ve Bursa ile ilgili durum tespiti yaptıktan sonra çözüm önerilerini de dile getirdi. 
Konuşmasında Türkiye’nin zor bir süreçten geçtiğini, bir taraftan ekonomik kriz diğer yandan küresel salgının herkesi fazlasıyla yorduğunu ve yormaya devam ettiğinin altını çizen Şahin, bu dönemde çok sayıda serbest çalışan inşaat mühendisinin ya işyerini kapattığı ya da küçülmeye gittiğini söyledi. 

Ücretli olarak çalışan inşaat mühendislerinin ise ya işlerinden olduğunu ya da düşük ücretlere razı olmak zorunda kaldıklarını vurgulayan Şahin, önümüzdeki dönemde inşaat mühendisliği ve meslek alanlarını ilgilendiren sorunların çözümü için çabalarını sürdürecekleri mesajını verdi. 

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ İTİBAR KAYBEDİYOR

‘Mesleğimiz her geçen gün itibar kaybediyor’ sözleriyle inşaat mühendisliği fakültelerinin sayısının artırılmasını eleştiren Şahin şöyle devam etti: 

‘ Günümüzde toplam 127 üniversitede inşaat mühendisliği eğitimi veriliyor. Odamızın kuruluş tarihi olan 1954’ ten 2007’ye kadar, geçen 53 yılda sayımız yaklaşık 75 bin iken; o tarihten sonra uygulanan yanlış politikalar neticesinde hızla artan inşaat mühendisi sayısı, son 15 yılda 150 bini aştı. Bu durum ne nüfustaki artışla ne istihdamdaki değişimle ne de inşaat üretimindeki artışla açıklanabilir.  Sonuç olarak bugün mesleğimizin ve meslektaşlarımızın yaşadığı problemlerin başlıca nedeni, kontenjanların ihtiyaç temelli bir planlama ile belirlenmemiş olmasıdır. 
İşte bu yüzden üniversitelerdeki kontenjanların ihtiyaç temelli belirlenmesi için yaptığımız mücadeleyi, önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz’   
Şahin, 5734 üyesi ile Türkiye’nin 6’ncı büyük şubesinin yönetim kurulu olarak tüm üyelere eşit yakınlıkta olduklarını da sözlerine ekledi. 
Şahin’in tanıtım toplantısına inşaat mühendisi olan AK Parti Bursa Milletvekili Atilla Ödünç, Bursa Büyükşehir eski Başkanı Erdem Saker ve çalışma grubunun ilk başkanlarından Necati Şahin de katıldı. 

UZMANLAŞMA ŞART

Şahin, inşaat mühendisliği mesleğini düzenleyen en temel mevzuatın 1938 yılından kalma olduğunu hatırlatarak, tecrübeyi dikkate almayan bu kanunun mühendis ve mimarların mezun oldukları andan itibaren her türlü yapıya imza atmalarına olanak sağladığına dikkat çekti. Su yapılarından yüksek binalara, yollardan köprülere kadar çok geniş bir çalışma alanına inşaat mühendisinin bu kadar fazla konuya hakim olmasının mümkün olmadığının altını çizen Şahin’e göre,   inşaat mühendisliğinde uzmanlaşma ve yetkinleşme artık hayata geçirilmeli. Birçok ülkede uygulanan bu sistem, Türkiye’de 2011 yılında yayınlanan 2023 ulusal deprem stratejisi ve eylem planında da yer almasına ve 2017 yılında hayata geçirilmesi öngörülmesine rağmen bir türlü gündeme alınmadı.  Hem mesleki kalitenin artması hem de kamu yararına olan bu düzenleme vakit kaybedilmeden hayata geçirilmeli.  

TAHMİNİMİZ TUTTU: NİLÜFER'DE 2022 İKLİM YILI

Nilüfer Belediyesi 2020 yılını tarım, 2021’i de buna paralel olarak gıda yılı ilan etmişti. Pandeminin ortaya çıkışıyla iki konuda da isabetli karar verildiği daha iyi anlaşıldı. 

Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’e, 21 Aralık’ta katıldığı Sönmez Medya Buluşmaları’nda 2022 yılı temasının ne olacağını sormuş, o da ser verip sır vermeyince tarım ve gıda konseptlerinin devamı olacak temanın iklim veya çevre olabileceğini yazmıştım. 
Erdem’in önceki gün yaptığı açıklamayla 2022’yi İklim Yılı ilan edince tahminim tuttu.  Yılın temasını Misi’de Nilüfer Çayı kenarında açıklayan Erdem, yaşanan iklim sorunlarının tüm dünyanın ortak gündemi olduğuna işaret ederek, BM Raporu’na göre; iklim değişikliği yüzde 95 oranında insan etkinliklerinden kaynaklandığını hatırlattı. ‘Bu demektir ki biz değişirsek, yanlışlarımızdan dönersek, bu kötüye gidişi de durdurabiliriz’ diyen Erdem, bu konuda halkı bilinçlendirmek ve kurumsal bir yol haritası çizmek amacıyla iklim yılı temasını belirlediklerini ifade etti.  

Erdem, iklim yılında Nilüfer’de yapacakları çalışmaları ise şöyle özetledi: 

‘Yaşanabilir bir gelecek yaratmak için 2024 yılına kadar kişi başına düşen düzenlenmiş yeşil alan miktarını 19 metrekareye çıkarmayı hedefliyoruz, bisiklet yolları ağını da 184 kilometreye çıkarmayı hedefliyoruz.  Yeşil alanlarda yağmur hasadı yaparak yağmur sularının sulamada kullanılması, belediyeye ait tesislerde su tüketiminin azaltılması, yeni araç alımlarında elektrikli araçların tercih edilmesi, belediye binaları ve sosyal tesislerinde yenilenebilir enerji sistemleri kurulması da hedeflerimiz arasında.”