Hava Durumu

İnanılmaz ama gerçek; Bursaray’ı kullananlar her yıl 3 botanik parkı kurtarıyor

Yazının Giriş Tarihi: 19.02.2025 08:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.02.2025 08:10

Toplu ulaşım ve özellikle de raylı sistem büyük kentlerin olmazsa olmazı. Toplu ulaşım ekonomik olmanın yanı sıra kentlerin trafik sorununu çözüyor, fosil yakıt kullanan araçların azalmasıyla da çevreyi koruyor.

Bursa, geçtiğimiz günlerde kent ulaşımını daha modern, çevreci ve erişilebilir hale getirme hedefiyle çalışmalarını sürdüren ulaşım şirketi BURULAŞ, 27’inci kuruluş yıl dönümünü kutladı. Burulaş’ın kurulmasından dört yıl sonra Bursaray seferleri başlamıştı.

Bursaray, Kestel – Üniversite ve Kestel – Emek arasında gidiş geliş olmak üzere günde 478 sefer gerçekleştiriyor. Kestel – Üniversite arasının 31 kilometre, Kestel – Emek arasının 25.7 kilometre olduğunu düşünüldüğünde Bursaray, her gün 48 bin 600 kilometre yol kat ediyor. Dünyanın çevresinin 40 bin 75 kilometre olduğu göz önüne alındığında Bursaray her gün bir dünya turundan daha fazla yol alıyor. Yolcu taşıma kapasitesi de günlük 400 bine yaklaşıyor.

Kuruluş yıldönümü dolayısıyla Bursa’nın ulaşımını yakından takip eden uzman bir arkadaşım toplu ulaşımın neden gerekli olduğuna dair içinde çarpıcı bilgilerin de yer aldığı araştırmasını gönderdi.

Avrupa Kentsel Şartnamesi’nde dikkat çekici bir saptamayı hatırlatarak başlayayım;

Yavaş ama kesin bir biçimde otomobiller kenti öldürüyor’ bu saptama ta 1992 yılında yapılmış. 2025’e ulaştığımızda bunu çarpıcı bir şekilde görüyoruz.

Önümüzde iki seçenek var: ya kenti ya da otomobili seçeceğiz. İkisi bir arada olmayacak.

Bugün Bursa’da da bu kural geçerliliğini koruyor. Trafik sarmalında boğuşan şehirler, aslında ulaşım sistemlerini yeniden gözden geçirmenin gerekliliğini bizlere bir kez daha hatırlatıyor.

Ve asıl soru şu: Kentleri kurtarmak için hangi alternatifler var?

Bursa, yoğun trafiğin ve kalabalığın pençesinde, umut toplu ulaşım sistemlerinde ama bir türlü yeni yatırımlar hep kâğıt üzerinde kalıyor.

Toplu taşımanın kenti nasıl rahatlattığına bir örnek vereyim.

Erdem Saker’in Bursa’ya kazandırdığı Soğanlı Botanik Parkı, 400 bin metre karelik yayılış alanında 150 farklı türde, toplamda 8 bin ağacı barındırıyor. İnanılmaz olan ise, bu doğal mirasın, kentte her gün ortalama 10 kilometre yol kat eden 300 bin kişi tarafından, adeta “kurtarıldığı” söyleniyor. Çünkü bu 8 bin ağacın üç katı, yani 24 bin 818 ağaç, yıllık emisyon azaltımına denk geliyor.

Şimdi biraz matematik yapalım: Bir kilometrede, yolcu başına düşen karbon dioksit salınımı; tramvay ve hafif raylı sistemler için 42 gram, metro için 65 gram, otobüs için 69 gram, benzinli küçük model bir taşıt için 110 gram, orta model için 133 gram ve büyük model için 183 gram. İşin ilginci, benzinli orta model bir taşıt yerine hafif raylı sistem kullanıldığında yolcu başına 133 gram yerine 42 gram CO₂ salınıyor; yani 91 gram daha az.

Gözlerimizi açan bu rakamlar, kent içi ulaşımın sadece trafik sorununu hafifletmekle kalmayıp, aynı zamanda çevreye olan katkısını da ortaya koyuyor. Araçlarla 1 litre benzin yaktığımızda 2,4 kilogram CO₂ üretiliyor. İşte toplu ulaşım sistemlerinin bu denli avantaj sağlayabilmesi, tercih meselesi haline geliyor.

Bursa’nın yol haritası, bu hesaplarla çizilmeye başlanmalı. Toplu taşıma sistemlerine yatırım yapmaktan, yalnızca trafik sıkışıklığını azaltmakla kalmamalı; aynı zamanda kentimizdeki havanın temizlenmesine de katkı sağlamalıyız.

İNŞAAT SEKTÖRÜ YILA DÜŞÜŞLE BAŞLADI

Büyüme ve ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörünün nabzını Türkiye Hazır Beton Birliği raporları tutuyor. (THBB) 2025 Ocak Ayı Raporu, sektörün gidişatı hakkında çarpıcı veriler sunuyor; ancak bu veriler, aslında geleceğe dair uyarı niteliği taşıyor.

Raporun ilk sayfalarında göze çarpan, 2025’in ilk ayında tüm endekslerin aşağı yönlü hareket ettiğiydi. Faaliyet Endeksi ise en düşük seviyeye gerileyerek, 2024’ün son çeyreğinde görülen yükselişin ne kadar geçici bir umut olduğunu gözler önüne serdi. Beklenti Endeksi hariç, tüm göstergeler geçen yılın aynı ayına göre düşüş gösteriyor. Bu düşüş, yalnızca hazır betonun maliyet ve talep dengesiyle ilgili bir sorun değil; inşaat sektörünün, bağlı imalat ve hizmet sektörlerinin genel durumu hakkında da önemli bir mesaj.

THBB’nin açıkladığı bu veriler, inşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan hazır betonun ne denli kritik bir barometre olduğunu bize hatırlatıyor. Bu endeks, inşaatın büyüme hızını ortaya koyarken, sektörün yaşadığı çalkantıları da gözler önüne seriyor. Yani, 2024’te umut vaat eden yükseliş dalgası, 2025’in ilk ayında yerini derin bir gerilemeye bırakmış durumda.

Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “2025 yılı Ocak ayında tüm endeksler aşağı yönlü hareket etti. En düşük seviyeye gerileyen ise Faaliyet Endeksi oldu” diyor.

Bu cümle, sanki geleceğe dair umutlarımızın bir anda suya düştüğü mesajını veriyor. Peki, bu durumun perde arkasında yatan asıl neden ne?

Ekonomik arenada, faiz indirimlerinin inşaat sektörü açısından kritik bir gelişme olduğunu söyleyen Işık, konut sektörünün 2025 yol haritasının belirleyicisi olacağını savunuyor. Ocak ayında konut satışlarının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39,7 artarak 112 bine ulaşması, sektörün hareketlilik kazandığını gösteriyor. Ancak faiz oranları daha makul bir seviyeye çekilmezse, beklenen hareketlilik bir mucizeye dönüşmek zorunda kalacak.

KOZAĞACI ÜÇÜNCÜ KÖMÜR SALVOSUNDAN DA KURTULDU

CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal’ın, Bursa’nın Keles ilçesi Kozağacı Vadisi’nde yapılması planlanan kömür ocağı ihalesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’a yönelttiği soru önergesine yanıt geldi. Bakan Bayraktar, ihalenin iptal edildiğini açıkladı.

Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından Kozağacı Vadisi’nde kömür çıkarma ve işletme amacıyla açılan ihale, bölge halkının ve çevre örgütlerinin tepkisini çekmişti.

Bölgenin tarımsal üretim, kırsal turizm ve içme suyu havzası açısından stratejik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Milletvekili Sarıbal, kömür ocağı projesinin bölgeye vereceği zararlara dikkat çekerek konuyu Meclis gündemine taşımıştı.

Bakan Bayraktar, Sarıbal’ın soru önergesine verdiği yanıtta, “Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından Keles ilçesinde yer alan sahanın, milli ekonomimize kazandırılabilmesi amacıyla ihale edilmesi planlanmış olup, devam eden süreçte ihale iptal edilmiştir” ifadelerini kullandı.

İptal kararının Kozağacı Vadisi’nin doğal yapısının korunması açısından önemli bir gelişme olduğunu ifade eden Sarıbal, “Bölge halkı, 2006 ve 2012 yıllarında gündeme gelen ‘termik santral ve kömür ocağı’ projelerine karşı tepkisini göstermiş ve bu projeler halkın mücadelesi sonucu iptal edilmiştir. Bu karar, Keles’in haklı mücadelesinin bir sonucudur. Kozağacı Vadisi, tarım ve hayvancılıkla geçinen insanlarımız için büyük bir öneme sahiptir. Bundan sonra da bu bölgenin korunması için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.