Bursa’da yıllardan beri ekonomisinden kültüreline hemşeri derneğinden spor takımları temsilcileri tarafından dile getirilen konulardan biri kentin Ankara lobisinin olmayışı. Bir diğeri de kenti TBMM’de temsil eden vekillerin parti rozetlerini bir tarafa bırakarak Bursa ortak paydasında buluşup ortak hareket etmemesi.
Bu birlikteliğin gerçekleşmemesinin somut yansıması ise zaman zaman kamuoyunda, ‘Bursa üretiyor, vergi veriyor ama Ankara’dan hak ettiğini alamıyor’ ya da ‘Bursa’ya üvey evlat muamelesi yapılıyor’ değerlendirmeleriyle ortaya çıkıyor.
Gerçekten de Bursa son yıllarda özellikle ulaşım konularında bunun sıkıntısını yaşıyor. Hava alanı var uçak seferi yapılamıyor, demir yolu yılan hikâyesine döndü. Öngörülen tarihte bitse bile Bursa’dan İstanbul’a gitmek için önce 100 kilometre doğuya sonra 150 kilometre ileriye gitmek için hızlı treni kimsenin tercih edeceğini sanmıyorum. Belki Ankara, Konya, Sivas gibi hatlar için kullanılabilir. İstanbul trenini Osmangazi köprüsü yapılırken, plandan ortadan geçen rayları kaldırarak kaçırmıştık. Yapılsaydı bugün Bursa-İstanbul arası çok daha kısa sürede kat edilebilirdi.
Neredeyse Bursa ölçeğindeki tüm illerin otoyolu var. Eğer İstanbul-İzmir bağlantısı olmasaydı otoyolu da zor görürdük. Bursa-Ankara arasında ise otoyol olmadığı gibi Mezitler eziyeti mevcut.
İYİ Parti’de siyaset yaptıktan sonra akademik hayata dönüş yapan Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu’nun çarpıcı bir tespiti vardı. Parlamenterlik günlerinde de Bozüyük’te hızlı treni beklerken çektiği fotoğrafın altına yazmıştı; Bursa Ankara’ya en uzak kent.
Sonra yaptığımız televizyon programında da bunu detaylandırmıştı. Bursa’ya uçak veya hızlı tren seferleri olmadığı için karayoluyla gitmek neredeyse 5 saat. Oysa Hakkâri’nin Yüksekova ilçesindeki veya Şırnak havaalanına uçakla gitmek Ankara’dan bir saat.
Aslında bu algıyı kırmanın ve Bursa’nın daha ulaşılabilir olmasının bir yol hala var.
Üstelik projesi, fizibilitesi, ÇED raporu hazır ve kamulaştırılması da yapılmış. Geriye siyasi iradenin karar verip programa alması kalmış. Karar verilirse belki de hızlı trenden önce bitecek bir proje.
Bu proje nedir diye soranlara yanıt vermek veya bilenlere hatırlatmak için anlatayım.
Proje, adı D 200 olan ve mevcut devlet yoluna alternatif otoyolu. Halen kullanılmakta olan hem yoğun hem de kış aylarında heyelan riski taşıyan, kar ve buzlanmada kapanan Mezitleri de by pass edecek.
Biraz teknik bilgi vereyim…
230 kilometre olan Bursa Anadolu Otoyolu Sivrihisar’ın yaklaşık 15 kilometre kuzeybatısında Ankara-İzmir Otoyolu bağlantı kavşağı ile başlayıp, Porsuk Çayı havzası, Alpu, Beylikova, Eskişehir, Bozüyük, Bilecik istikametinde ilerleyerek, Bursa Çevre Otoyolu bitiminde yer alan Turanköy ayrımı üzerinde son buluyor.
Aslında son bulmuyor Buradan Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolu ile entegre olup İstanbul ve İzmir'e konforlu ulaşımın devamını sağlıyor. Yine, Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolunun Karacabey Canbolu kavşağından ayrılıp devlet yolu İle Çanakkale’ye de ulaşımı mümkün kılıyor.
Güzergâhın yaklaşık olarak 103,5 kilometrelik kısmı Eskişehir İli sınırlarından, 64,5 kilometrelik kısmı Bilecik İli sınırlarından ve 36 kilometrelik kısmı ise Bursa İli sınırlarında yer alıyor. Güzergâh boyunca 11 kavşak, 27 viyadük,28 köprü, 352 menfez, 2 tünel, 107 adet altgeçit, 69 adet üstgeçidin yer aldığı projenin ÇED raporu ve kamulaştırması da yapılmış durumda.
Bir not daha aktarayım; Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolu ve 1915 Çanakkale köprüsü ve bağlantı otoyolunu bitiren, Bursa merkezli Kamu Özel Sektör Ortaklığı Bölge Müdürlüğü’nün (KÖSOB) yürüttüğü proje yok. Dolayısıyla yeni otoyol yapımında görevlendirilebilir.
GÜÇ BİRLİĞİ BU PROJE İÇİN HAREKETE GEÇMELİ ÇÜNKÜ BURSA BUNU HAK EDİYOR
Geçtiğimiz hafta Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Türk Parlamenterler Birliği Bursa Şubesi üyesi önceki ve yeni dönem Bursa milletvekilleri ve bakanlarıyla bir araya gelmiş, toplantıda, Bursa'nın güncel sorunları ve geleceğe yönelik vizyonu detaylı bir şekilde ele alınmıştı.
Toplantıda, Başkan Bozbey, tam da anlattığım bu proje gibi kamu yatırımları konusuna dikkat çekmişti.
Merkezi yönetim tarafından başlatılan ancak çeşitli nedenlerle yarım kalan veya henüz başlanamayan projelerin Bursalıların en önemli beklentileri arasında yer aldığını söyleyen Bozbey, ‘Bu süreçte akademisyenlerin, derneklerin, STK'ların, odaların, halkımızın, 'bu kent için ben de varım!' diyen herkesin görüşünü almayı çok önemsiyoruz. Bursa'nın refahının artması ve kentimize daha fazla yatırım gelmesi için hep birlikte çalışmalı ve elimizi taşın altına koymalıyız. Bizlerin güçlü iş birliği ile Bursa’mızda çözemeyeceğimiz hiçbir sorun kalmayacaktır. Gelin, birlikte çalışalım, Bursa’mızı hak ettiği yatırımlarla buluşturalım. Bizlerin güçlü iş birliği ile Bursa’mızda çözemeyeceğimiz hiçbir sorun kalmayacaktır’ demişti.
Bozbey’in 2025 yılının ilk basın toplantısında da bu konuya vurgu yapmıştı.
Aslında bir yerden başlanacaksa Bunun adı Bursa Anadolu otoyolu olmalı. Hangi partiden seçilmiş olursa olsun tüm milletvekilleri başta olmak üzere sivil toplum örgütleri, iş dünyası kısacası tüm Bursa dinamikleri bu yolun yapımına başlanması için harekete geçmeli.
Bundan daha güzel güç birliği olur mu?
MİMARLAR ODASI’NDAN İMAR AFFI GİRİŞİMİNE TEPKİ
Türkiye’deki kentlerin yüzde 70’e yakını aktif fay hatları üzerinde bulunmasına rağmen yapı stoku maalesef depreme dayanıksız yapılardan oluşuyor.
Bunun en büyük nedeni plansız şehirleşme, kaçak ve imara aykırı yapılar. Yapılan planlar şehirlerin büyüme hızına yetişmedi. Belediyeler yıktı, kaçak sevdasından vazgeçmeyen vatandaş yapmaya devam etti. Sadece ev de değil, daha sonra OSB’ye dönüşecek fabrikalar kaçak olarak inşaa edildi. İMO Bursa Şube Başkanı Serdar Atilla Erdem’in geçen ay düzenlediği basın toplantısında vurguladığı gibi kaçak inşaat kültür haline geldi. Aslında buna karar alıcıların tutumu da neden oldu. Çünkü son 50 yılda neredeyse 5 yılda bir çeşitli adlar altında çıkarılan imar afları, bir nevi teşvik işlevi gördü.
Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, 10 Ocak’ta TBMM Başkanlığı’na ‘İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ sunulduğunu hatırlatarak, yaptığı açıklamayla bu düzenlemeye tepki gösterdi.
1984’ten bu yana yıllar boyunca gecekondulaşmadan kaçak yapılaşmanın engellenmesine farklı gerekçelerle imar mevzuatına aykırı yapıların meşrulaştırılması için 13 kez imar affı çıkarıldığı vurgulanan açıklamada, şöyle denildi:
‘Yeni ‘İmar Affı’ ile toplumun sağlığını ve can güvenliğini tehlikeye atan kentsel gelişmelere yol açacak, doğa olaylarının afete dönüşerek pek çok insanın hayatını kaybetmesine neden olacak popülist uygulamalar yeniden yürürlüğe sokulmak istenmektedir. Halkın can güvenliğini tehlikeye atan, tarihsel ve doğal alanları tahrip eden ve kentlerimizi yaşanmaz hale getiren yeni imar affı önerisi derhal geri çekilmelidir’