“Onlar şehir inşa ederken sadece ibadet ediyorlardı.”
— Hacı Bayram Veli
Bazı sözler vardır ki, bir çağın özetidir. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın hatırlattığı Hacı Bayram Veli’nin bu cümlesi de öyle. Bir şehir inşa etmek, sadece fiziki değil, manevi bir eylemdi o yıllarda. Yapı ustaları sadece taşları üst üste koymazdı; duaları, sadakatleri, hayalleri de temele gömerdi.
Şehirler sadece yükselmez, aynı zamanda yaşar. Ve yaşamak, sadece nefes almakla olmaz.
Bursa, işte böyle bir şehir. Ve onun kalbi olan Yıldırım… Kadimliğin ve karmaşanın iç içe geçtiği bir yer. Bir yanda Yeşil Türbe, Emir Sultan, Cumalıkızık; öte yanda çarpık kentleşmenin ve düzensiz göçün izleri. Modern bir belediyecilik anlayışı bu ikisini aynı anda görmeyi, tarih ile bugünü aynı terazide tartmayı gerektiriyor.
TR Düşünce Kulübü’nün gelenekselleşen çay-simit sohbetlerinin 51’incisinde konuk olan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz da bu bakışı işaret etti: “Şehir bir canlıdır” dedi. “Taşında bile ruh vardır. Bir insana nasıl dikkatle müdahale ediyorsanız, şehre de aynı hassasiyetle yaklaşmanız gerekir.”
Bu cümle, aslında Yıldırım Belediyesi’nin son yıllardaki temel stratejisini özetliyor. Çünkü Yılmaz’a göre, bir belediye başkanı sadece bina dikmez, kültür oluşturur. Şehre sadece yol değil, yön kazandırır. Ve eğer bir şehirde sokaklar insanları sıkıyorsa, apartmanlar üstüne üstüne geliyorsa, orada sadece mimari değil, anlayış da sorunludur.
Yıldırım’da yaşanan dönüşüm, basit bir “kentsel dönüşüm projesi” olarak tarif edilemez. Bu bir kültürel teklif… Çünkü sorun yalnızca fiziki yapılar değil; o yapıların ruhsuzluğu. Beton yığınları arasında sıkışmış hayatların, eski mahalle kültürünün yerini kimliksiz sitelere bırakmasının sancısı.
Bu yüzden Yıldırım Belediyesi önce kültürel dönüşümle başlamış işe. Mahallelerin hafızasını koruyarak, plansız yapılaşmanın izlerini silmeye çalışmış. Mevlâna Mahallesi’nde örnek gösterilen projede, 100 bin metrekarelik bir alanda 40 bin metrekarelik bölüm kamuya ayrılmış: okul, sağlık tesisi, yeşil alan… Çünkü “yaşam alanı” kavramı sadece daire metrekaresiyle ölçülmez.
İşte bu anlayışla, yeni dönemde daha büyük bir hedef konulmuş masaya: 2029 yılı sonuna kadar 30 bin konutun dönüştürülmesi. Yalnızca belediye eliyle değil, özel sektörle iş birliği içinde. Çünkü mülkiyet problemlerinin çözülmesi bu alanlarda yatırımcı ilgisini de artırmış durumda. Yeni konutlar, yeni sosyal alanlarla birlikte etap etap şekilleniyor.
Samanlı Caddesi ekseninde yürütülen ve 6-7 mahalleyi kapsayan geniş kapsamlı planlama bunun en somut örneği. Yüzbinlerce metrekarelik alanda sadece bina değil, yeni bir şehir düzeni kuruluyor. Bu planlarda parklar, yollar, okullar, sağlık birimleri unutulmamış. Ama asıl önemlisi: hafıza silinmemiş.
Yıldırım’ın sadece kentsel değil, demografik baskısı da göz önünde bulundurulduğunda; bu ölçekte bir dönüşüm zorunluluktan öte bir zaruret. Zira yüzölçümü Bursa’nın %1’i olan bu ilçe, kentin beşte birini barındırıyor. Bu yoğunluğa rağmen, trafik ve ulaşım konusunda da iki yeni aks planlanmış. Uludağ eteklerinden doğuya, eski İnegöl yoluna uzanan yeni güzergahlar, hem ulaşımı rahatlatacak hem de gelişimi yeni bir eksene oturtacak.
MECLİSTEN BARAJA, SU ÜZERİNDEN YÜKSELEN TARTIŞMA
Sohbetin sonunda sıra, kamuoyunun da merak ettiği siyasi gündem başlıklarına geldi. Özellikle Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yaşanan son tartışmalar, Başkan Oktay Yılmaz’a yöneltilen doğrudan sorularla gündeme taşındı.
“Geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Meclisi’nde farklı bir Oktay Yılmaz gördük. Bozbey’in ‘asıl amaçlarını biliyorum’ şeklindeki açıklamasına ne diyorsunuz? Yeni dönemde Ak Parti ve Cumhur İttifakı olarak nasıl bir tutum sergilemeyi planlıyorsunuz?” şeklindeki soruma Yılmaz’ın kısa yanıtı ‘Bursa’nın yararına olmayan bir işe karşı durduk’ oldu ve devam etti.
Mevcut Büyükşehir yönetiminin göreve geldiği günden bu yana her ay bir kaos söylemi ürettiğini, ancak hiçbir somut çözüm önerisi duymadığını söyledi. Her açıklamada borç, eksik, yanlış vurgusu yapıldığını ancak çözüm cümlelerinin kurulmaktan kaçınıldığını savundu.
Özellikle Çınarcık Barajı’ndan su getirilmesi projesi üzerinden yürütülen tartışmaya değinen Yılmaz, dövizle borçlanmanın bu tür altyapı projeleri için kaçınılmaz olduğunu, yerli finans kaynağının bulunamadığı ortamda çözümün başka türlü mümkün olmadığını söyledi. Bu borcun uzun vadeli ve ödemesi henüz başlamamış olmasına rağmen, sürekli “borç edebiyatı” yapılmasını eleştirdi.
Bu noktada dikkat çektiği bir diğer husus da dövizle borçlanma eleştirisinde bulunan aynı yönetimin, farklı bir alanda itfaiye araçları alımında yine dövizle borçlanmak üzere meclise geldiği ve kendilerinin buna onay verdiği gerçeğiydi. Bu durumu, tutarsızlık olarak niteledi.
Başkan Yılmaz, su tarifelerindeki değişikliklere de değindi. Göreve geldikten sonra ilk meclis toplantısında suya yüzde 25 indirim yapan Büyükşehir yönetiminin, bir yıl geçmeden yüzde 50-100 oranında artış talebiyle yeniden gündeme gelmesini, ekonomik hesapların baştan hatalı yapıldığının göstergesi olarak değerlendirdi. Bu süreci “popülist yaklaşımın geri dönüşü” şeklinde tanımladı.
Mecliste yaşanan protokol tartışmaları ve usul gerilimleri konusunda ise, sürecin eksik bilgilendirme ve nezaketsizlikle yürütüldüğünü, özellikle Cumhur İttifakı grubunun bilgilendirilmeden yoklama alınmasının teamüllere aykırı olduğunu vurguladı. Büyükşehir Belediye Başkanı'nın meclis üyelerine yönelik “sizleri Sayıştay’a atarım” şeklindeki sözünü de, seçilmiş iradeye yakışmayan bir dil olarak gördüklerini ifade etti.
VE NİHAYET…
Her dönemin kendine özgü bir şehircilik anlayışı olur. Ama bazı ilkeler evrenseldir. Hacı Bayram Veli’nin yüzyıllar önce söylediği gibi: “Onlar şehir inşa ederken ibadet ediyorlardı.” Bugün, bu niyetle atılacak her adım; sadece bir kente değil, bir çağa da iz bırakacaktır.
Şehirler canlıdır. Canlı olan her şey gibi ilgiyi, dikkati, sadakati hak eder. Ve her şehir, onu yönetenlerin aynasıdır.
Son not:
Sohbetin açış konuşmasını yapan TR Düşünce Kulübü Genel Başkanı Ercan Yakut, önemli bir gelişmeyi de duyurdu. Derneğin önümüzdeki günlerde yeni bir binaya sahip olmak için yaptığı çalışmalarda son aşamaya gelindiğini ve Mollaarap’taki yeni binada toplantı salonları, eğitim merkezi birimlerinin yer alacağını ve bir kültür merkezi gibi çalışacağını belirterek, önümüzdeki günlerde burayla ilgili Başkan Yılmaz’ı ziyaret edeceklerini ve desteklerini beklediklerini söyledi.