Koronavirüsle gelen küreselleşme 2.0

Hayatımız koronavirüse göre şekillenmeye başladı. Onunla yatıp onunla kalkıyoruz.
Çok değil daha bir ay önce televizyon ekranlarından Çin'deki gelişmeleri izlerken bugün başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünya Çin'in virüs vurgununu yediği ilk günlere döndü.
İşi iyi koordine edenler de var. Mesela salgının ortaya çıktığı Çin ve şimdilik kaydı düşerek Türkiye gibi.

Umursamayanlar var; İtalya gibi. Onlar, bugünlerde tüm dünyaya seslenip aman bizim gibi olmayın diye feryat figan ederken, aynı yolda ilerleyen ve ölen ölür kalan sağlar bizimdir diyerek yaşlıları gözden çıkardığı anlaşılan İngiltere'nin 10 gün sonrasını ise merakla bekliyorum. Bu arada Almanlar da temkinli gidiyor. Ne de olsa soğukkanlı ve realist bir toplum.
Bir de işin sosyal medya boyutu var. Birçok olayda yaşadığımız gibi sosyal medyadaki felaket tellallarına inanırsak dünya çoktan battı... Artık helalleşme zamanı...
Toplumu infiale sürüklemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bire bir orijinaline yakın Sağlık Bakanlığı yazısı üretmekten tutun, hastanelerdeki vaka sayısına kadar türlü yalan ve yanlış bilgiler. Geçen gün bir hastanenin üst katlarından çekilmiş karantinaya alınmış bir hasta fotoğrafını sadece Bursa'nın üç ilçesi için kullandılar. Türkiye genelindekileri ise saymıyorum bile.
Bir de komplo teoricileri var. Dünya nüfusunun 500 milyona indirilmesinin planlandığından tutun da dijitalleşmeye ve kripto paraya geçiş hazırlığı yapıldığına kadar yüzlerce senaryo.
Oysa çekilen tüm filmlerde konu defalarca anlatılmasına rağmen dünya böyle bir gelişmeye hazırlıksız yakalandı.
Dijital çağa uygun jargonla söyleyeyim; Sistem eror veriyor...
FED'in faizi sıfıra indirme kararından tutun da petrol fiyatlarındaki düşüşe, borsaların şirketlerin daha fazla değer kaybetmemesi için seanslarını kapatması bunun göstergesi. Almanya şirketlerini ayakta tutmak için 550 milyar Euro, dünya ticareti devam etsin diye de IMF bir trilyon dolar kaynak ayırıyor.
Küreselleşme yani dünyanın küçük bir köy haline gelmesinin ikinci sürümünü yaşıyoruz. Aslında planladıkları küreselleşme bu değildi. Doğa ikinci sürümünü üretti.
Önümüzdeki günlerde yeni bir çağa ve dünya düzenine doğru gideceğiz. Yine bir film senaryosu finali ile anlatayım. Hani uzaylılar işgale başladığında dünya liderleri ekranlar aracılığıyla bir araya gelip, insanlık adına karar verirler ya. Üç beş vakte kadar bu sahne gerçekleşirse şaşırmayın derim.

YALÇINBAYIR'DAN 44 YILLIK NOSTALJİ

Ne avukatlık bürosuymuş arkadaş!.. 44 yıl önce yani 16 Mart 1976 günü kurulan bürodan 3 milletvekili, iki baro başkanı, bir de başbakan yardımcısı çıktı. Altı unvana aldanmayın. Bunlar üç kişiler; Ertuğrul Yalçınbayır, Yahya Şimşek ve Ali Arabacı.
AK Parti kurucusu ve ilk genel sekreteri olan Başbakan eski yardımcılarından Ertuğrul Yalçınbayır, dün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla büronun kurulduğu günü hatırlattı. Ortak kartvizit ve birlikte çekilmiş fotoğraflarına yaptığı yorum da anlamlıydı. Kelimesine dokunmadan tarihe not düşmek adına aynen vermek istiyorum:

'Birlikte çalıştılar ayrılsalar da birlikte anıldılar. Üçü de milletvekili oldular. Zaman geldi liderleri ile ters düştüler. Ancak hem milletvekili yemininden hem avukat yemininden ayrılmadılar. Sadakatleri yeminlerinin özüne oldu. Hiçbir zaman efendileri olmadı. 44 yıl sonra yine yeminleriyle, kendileriyle ve müvekkilleriyle yüzleşiyorlar.
İyi ki karşılaştık. Yaptıklarımızın karşılığını eksiksiz göreceğiz. Defterlerimiz açılacak. Zerrece haksızlık yapılmayacak. Hakka ve adalete sığınıyoruz. Yaptığımız iyiliklerin hatalarımızı, kusurlarımızı örtmesini diliyoruz. Alacaklıların affını istiyor ve özür diliyoruz. Adaletin keskin kılıcının yanında ihsanı, sevgiyi, iyiliği ve şefkati biliyor ve takdire sunuyoruz.

YALOVA'NIN ZAMBAK PROJESİ TUTSAYDI...

Koronavirüsle birlikte bugünlerde en çok tartışılan konulardan biri evde çalışma. Amaç, temasla birlikte virüsün yayılmasının önlenmesi.
Yaklaşık 10 yıl önce Yalova Belediyesi'nin hayata geçirmeye çalıştığı kısa adı ZAMBAK olan Zamandan ve Mekandan Bağımsız Kamu Yönetimi Sistemi, başarı elde edilseydi bu konuda belki de bir adım önde olurduk.

ZAMBAK, dönemin Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal'ın projesiydi. Belediyeye ait 17 müdürlüğün 6 bine yakın iş tanımı dijital ortama taşınmış, 08.00- 18.00 mesai anlayışına son verilmek için adımlar atılmıştı. Koçal, belediye çalışmalarının zaman ve mekan sınırlamasını ortadan kaldırmıştı. Müdürlükler törenle kapatılarak, personel evlerinden dijital ortamda işlerini yürütmüştü.
Koçal'ın devrim olarak nitelendirdiği ve belediye hizmetlerinin yüzde 60'ının dijital ortamda yapılmasının planlandığı çalışma bir kez daha seçilemeyince yerine gelen Vefa Salman tarafından kaldırıldı. O gün bu proje devam ettirilip, belki de tüm kamu kuruluşlarına yaygınlaştırılsa bu sıkıntıları yaşamayacaktık.

2020'Yİ EN İYİ ANLATAN ARABA YAZISI

2020'nin daha ilk üç ayında neler yaşamadık ki... Deprem, savaş, küresel salgın. Sanki hepsi 2020'yi bekliyormuş gibi peş peşe patladı.

AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen, dün Bursa trafiğinde çektiği bir fotoğrafı paylaştı. Bir çekicinin altında, bir tarafında Bursaspor logosu diğer yanında ise Müslim Gürses'in fotoğrafı ve 'Çoook çektik be baba' yazısı sanki 2020 yılının özeti gibiydi.
Özen de, '2020 yılı özeti sanki' yorumunu yaptıktan sonra, 'Vakti şerifler hayrola, hayırlar feth ola, şerler defola' temennisinde bulundu.