Hava Durumu

Küçükkayalar; 2025’te kemer sıkmaya devam, umut ikinci yarıda

Yazının Giriş Tarihi: 14.12.2024 08:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.12.2024 08:08

Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD). TÜSİAD’ın ardından kurulan Anadolu’daki ilk SİAD olma özelliğini taşıyor. Benim zaman zaman Patronlar Kulübü olarak adlandırdığım BUSİAD, kuruluş amacına uygun olarak iş dünyasına yön verip liderlik yapmanın yanı sıra öncü bir sivil toplum örgütü olarak Bursa’ya da katkı sundu ve sunmaya devam ediyor.

312 üyesi, 40 milyar doları geçen cirosu, 11 milyar doları aşkın ihracatı ve 255 bini aşan çalışanı ile kendisini büyük bir aile olarak nitelendiren BUSİAD Başkanı seçilen Buğra Küçükkayalar, birinci döneminde tarım, sanayi ve turizmle gelişen Bursa vizyonu raporu hazırladı. Bu rapor 31 Mart yerel seçimlerinde başkan adaylarının yol haritası oldu. Küçükkayalar, bu yıl da vizyon doğrultusunda hazırlanan eylem planları ile ilgili çalışmalar başlattı.

AS TV’de yayınlanan Gözlem Kulesi programına katılarak 2024 yılını değerlendirdi, 2025 yılından beklentileri anlattı. Bursa’nın yeni bir hikaye yazması gerektiğini vurguladı.

Ekonomi değerlendirmesiyle başlayayım;

Küçükkayalar'ın açıklamaları, ekonomik dalgalanmaların yıl boyu iş insanlarına nasıl bir yük getirdiğini çarpıcı örneklerle ortaya koydu. Enflasyon baskısı, döviz kurunun reel olmaması ve yükselen işçilik maliyetleri, özellikle tekstil ve otomotiv gibi öncü sektörlerde şirketleri zorladı. Otomotivdeki daralmayla birlikte yaşanan işçi çıkartmaları, rekabetçi fiyatların önemini bir kez daha hatırlattı. Ancak bu sadece yerel bir sorun değil; Küçükkayalar’ın da belirttiği gibi, dünya ekonomisi de bu dalgalanmalardan payını alıyor.

BUSİAD’ın yaptığı iktisadi yönelim anketleri, iş insanlarının beklentilerini anlamak için önemli bir araç. Sonuçlar, enflasyonun hızlı düşüş göstermeyeceği ve istihdam sorunlarının devam edeceği yönündeydi. Özellikle tekstil sektöründeki darboğaz, döviz kurundaki baskılamayla birleşince, Avrupa pazarında rekabet gücünü zayıflatıyor. Otomotiv sektörü de bu tür baskılardan nasibini almış durumda. Örneğin, TOFAŞ’ta yaşanan işçi çıkarmalar, sektörün mevcut durumunu açıkça gözler önüne seriyor.

Şimdi odak noktalarından biri, krediye erişim sorununun çözülmesi. Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) yaşamsal öneme sahip yatırımlarını yapabilmesi için uygun şartlarda finansman bulması gerekiyor. Ancak yüksek faiz oranları ve kısa vadeli kredi koşulları yatırım isteğini baltalıyor. İş dünyası, katma değerli üretime yönelik birebir destek mekanizmalarının şart olduğunu vurguluyor. Özellikle otomotiv gibi yüksek yatırım gerektiren sektörlerde, eskiden verilen uzun vadeli ve düşük faizli kredilere olan ihtiyaç, bugün her zamankinden daha büyük.

En kritik nokta ise – üçlü formül: güven, istikrar ve öngörülebilirlik. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in politikaları iş dünyasında umut ışığı yaratsa da bu, topyekûn destekle anlam bulacak. Güven ortamı olmadan yatırım iştahı artmıyor, istikrar olmadan uzun vadeli planlar yapılmıyor. 2025’e dair söylenen “sıkıntılı yıl” beklentisi, karamsarlıktan çok bir çağrı niteliği taşıyor: Hep birlikte çalışıp kemerleri biraz daha sıkmalıyız.

Küçükkayalar’a göre, 2025 sıkıntılı bir yıl olarak beklense de ikinci yarısından itibaren iyi sinyaller alınacak. Tek koşul ödün verilmeden programın devamının yanı sıra bunu destekleyici projelerin devreye girmesi.

63 YIL ÖNCE BAŞARILDI, YİNE TÜRKİYE’YE PİLOT OLABİLİRİZ

Programda Bursa vizyonu ve eylem planı konusunu da değerlendiren Küçükkayalar, bunun dönüşümle desteklenmesi gerektiğinin altını çiziyor. Küçükkayalar’ın dile getirdiği dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm ve toplumsal dönüşüm, Bursa'nın gelecekteki şeklinin nasıl olması gerektiğinin yol haritası niteliğinde.

Dijital dönüşüm, katma değerli üretimin anahtarı. Bursa’nın sanayi tecrübesiyle bunu başaracak altyapısı mevcut, ancak bu yolda daha çok mesafe kat edilmesi gerekiyor. 1961 yılında Türkiye’nin ilk OSB’si Bursa’da kurulmuş ve adına pilot sanayi denilmişti. Sonraki yıllarda bu tüm Türkiye’ye örnek oldu.

Dijital dönüşümün gerçekleşmesi bunun ilk adımı. Dönüşümle ortaya çıkacak olan katma değerli üretim Bursa’nın rekabet gücünü artırabilir. Teknolojiye yapılan yatırımlar, sadece üretim maliyetlerini düşürmekle kalmayacak, aynı zamanda küresel pazarda Bursa’yı bir adım öne çıkaracak.

Yeşil dönüşüm ise şehrin doğaya saygılı sanayi yaklaşımıyla öne çıkması anlamına geliyor. BUSİAD’ın sanayi bölgelerinin planlanmasına dair önerileri, bu vizyonun şehir plancılığıyla entegre olmasının bir örneği. Yeşil üretim ve çevre dostu teknolojilere yapılan yatırımlar, Bursa'nın sadece ekonomik değil, aynı zamanda ekolojik anlamda da bir model şehir olmasını sağlayabilir. Tarım ve sanayinin çatışmadan bir arada var olabileceğini göstermek, Bursa için büyük bir fırsat.

Toplumsal dönüşüm ise eğitimle başlıyor. Nitelikli işgücünü temelden yetiştirmenin şehrin geleceği için şart olduğunu belirten Küçükkayalar, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konularda da farkındalığın artması gerektiğini vurguluyor. Mesleki eğitimin sanayiyle daha entegre hale gelmesi, uzun vadeli bir çözüm sunabilir. Özellikle gençlerin ve kadınların iş gücüne katılımını artıracak projeler, şehrin sosyal dokusunu güçlendirecek.

BURSA’NIN YENİ HİKAYESİ İÇİN FIRSAT KENT ANAYASASI

Bursa’nın önünde dönüşüm ve yeni hikaye yazılmasıyla ilgili önünde bir fırsat var. Bunun yolu da Bursa mutabakatından geçiyor. Bu mutabakat ise Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı 1/100 binlik çevre düzeni planıyla sağlanabilir. 2050 vizyonunun ortaya konulacağı planda oluşacak esaslar yeni hikayenin altyapısını da oluşturacak.

Tabii bir de sürdürülebilirlik konusu var. Bursa Büyükşehir Belediyesi ve KALDER’le başlatılan çalışmalar, şehrin hem çevre hem de sosyal sorumluluk anlamında yol alacağının bir sinyali. Sürdürülebilirlik, sadece bir hedef değil, aynı zamanda bir sorumluluk. Gelecek nesiller için bugünden plan yapmak, BUSİAD’ın vizyonunun merkezinde yer alıyor.

Bir başka ifadeyle, Bursa sadece ekonomik anlamda değil, toplumsal ve çevresel anlamda da yeni bir hikâye yazmaya hazırlanıyor. Bu hikâye, ancak hepimizin ortak çabasıyla gerçek bir başarı örneği olacak. Bu noktada, iş dünyasının desteği kadar bireylerin bilinçli adımları da önemli. Hep birlikte hareket ederek, Bursa’nın gelecekte de bir “pilot şehir” olma unvanını koruması mümkün. Küresel krizleri yerel çözümlerle aşmak, Bursa’nın tarihten gelen gücüyle yeniden başarılabilir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.